Yapay zeka içimizdeki düşman mı?

Yapay zeka, dijital çağın en güçlü rüzgarı olarak gösteriliyor.

Herkesin ilk fırsatta sığındığı liman artık orası.

Böyle olunca en çok tartışılan konu haline geldi.

Çoğu insan arama motorlarını bırakıp kısa yoldan ona cevaplar sunan yapay zekayı tercih ediyor.

Bu durum, kimi zaman olumlu olabilirken kimi zaman da tehlike yaratabilir.

Aslında bu bizim onu nasıl kullandığımızla alakalıdır.Yapay zeka, önceden sadece yazı odaklıyken artık tasarım yapar haline geldi.

Buradan şunu anlıyoruz, yapay zeka şu anda gelişmekte olan bir araç.

Yani gelişirken bu kadar tehlike oluşturan bir yapı gelecekte daha büyük bir tehlike haline gelebilir.Bugün yapay zekâ sayesinde tıpta dakikalar içinde teşhis konabiliyor, eğitimde her öğrenciye özel içerikler hazırlanabiliyor, iş dünyasında ise verimlilik ciddi oranda artıyor.

Yani doğru kullanıldığında, insan hayatını kolaylaştırıyor.Peki, yanlış kullanıldığında...

Yakın zamanda bir haber gündeme geldi.

Bir kişi, hastalığını yapay zekadan araştırıp tavsiyesine uyduğunda ise ölümden dönmüştü.

Bu derece sağlık konularında yapay zekaya güvenmek ne kadar akıllıca olabilir.Öte yandan yapay zeka, güvenlik ve mahremiyet gerekçeleriyle birçok ülkede yasaklandı.

Bu ülkelerden bazıları; Çin, İtalya, Güney Kore, Avustralya...

Hatırlayacağımız üzere yeni oluşturulan Grok isimli yapay zekaya da soruşturma başlatılmıştı.

Soruşturma gerekçeleri arasında “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” vardı.

Peki, yapay zekanın hakaret etmesi ne derece normal?Sonuç olarak, yapay zekanın tehdit mi yoksa dost mu olduğunu nasıl kullandığımız şekil verir.

Tüm sırlarını vererek sohbet etmek mi yoksa sadece bilimsel verileri araştırmak mı?

Eğer sadece bilgi için kullanıyorsak ancak dostumuz olabilir.