Haber Detayı
O röportaj bugün yayınlanamazdı... Şair Eşref, Neyzen Tevfik hapisten çıkamazdı Hayyam'ı hiç hatırlatmayayım
Soner Yalçın yazdı...
Çok gerilere gitmeyeyim:Olmayan bir örgüt uydurulup Ergenekon kumpasıyla hapse atıldı...Hayatı boyunca PKK'ya tavır almasına rağmen, insan haklarını savunup Öcalan’ın cezaevi koşullarını dile getirdiği için hapse atıldı...Bugün ortada ne Ergenekon var ne de Öcalan suçları!Sadece Merdan Yanardağ değil…RTÜK her daim TELE 1 ekranını karartıp/yayın yasağı getirip, para cezaları uyguluyor.
TELE 1, beş gün kapatıldı… TELE 1, yedi gün kapatıldı...Yani:Özgür habercilik mi dediniz?
İfade özgürlüğü mü dediniz?
Geçiniz efendim…Merdan Yanardağ başından beri faşist Netanyahu'ya karşı çıkan, sıklıkla Gazze soykırımını dile getiren, kırk yıllık gazeteci. 1985 yılında Günaydın’da başladı mesleğe; Sabah’tan Hürriyet’e çalışmadığı yayın organı kalmadı.
Medyanın en tecrübelisi.
Araştırmacı, yirmi kitap yazdı.Ne istiyorsunuz: Haber yapmasın mı?
Eleştirmesin mi?Kamuoyu adına iktidarınızı denetlemesin mi?Muhalif her düşün insanını, her fikri suç kapsamına sokmak için bahane arıyorsunuz.Ekran kazası nasıl yargı konusu olur?Yıllarca çalıştım; televizyonlar zamanla yarışır ve hata kaçınılmazdır.
Bu sebeple “suç bulmuş” gibi hemen soruşturma başlatmayı anlamak zor.
Ki çıkıp özür dilediler.
Adli kontrol için bir zorlama yok mu?TRT’nin Satır Başı programında yayınlanan KJ’de ne yazıldı; “Azerbaycan sivillere saldırıyor” Ne yapıldı, hiç!Ya Anıtkabir ile ilgili KJ hataları?
Bu kulaklar daha geçenlerde, “Büyük Taarruz, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkomutanlığında gerçekleşti” sözlerini duydu!Evet, ekranlarda hata kaçınılmazdır, fırsat yakalandığı an adliyeye taşımak absürt olmayı aştı… FİKİRLER RAHATSIZ EDİCİ OLABİLİRBize göre doğru olmayan ve hatta ahlâki bulmadığımız rahatsız edici fikirlerin koruma altına alınması demokratik hukuk devletinin vazgeçilmezidir.
Düşünce bir görüştür/içtihattır, o kadar.
Herkes sizin gibi düşünmek zorunda değil, siz de karşı tezinizi söylersiniz!
Zihne zincir vurulamaz.Her siyasi görüşü suçla özdeşleştirirseniz bu rejimin adı başka olur!Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi/AİHM önünde en çok ihlal aldığı konulardan biri ifade özgürlüğü… Sadece geçen yıl AİHM'e yapılan başvuruların yüzde 35,8'i Türkiye'den geldi; bu sayı 21 bin 600 başvuruya tekabül ediyor…Ne zaman ki iktidarlar güçsüzleşiyor, düşünceye tahammül azalıyor.
Özgürlük sınırları daima darlaştırılarak, tek ses olsun isteniyor… Eleştirel gazetecilik, sosyal medya paylaşımları veya protestolar, “toplumsal düzeni bozma” gibi gerekçeler ile sıkça cezalandırılıyor.
Oysa Türkiye'de ifade özgürlüğü Anayasada güvence altına alınmıştır (Madde 26).Ve fakat bu hak birçok yasayla sınırlandırıldı.
Mesela, farklı düşünce karşısına daima, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini veya devletin kurumlarını aşağılama” gerekçesi çıkarılıyor… Türkiye'de ifade özgürlüğünü sınırlayan en az (TCK 301, TCK 299, TCK 216, TCK 220 gibi) on beş yasal düzenleme bulunmakta...
İşin acı gerçeği; Türkiye’de suç kapsamı, iktidarı desteklemenize veya muhalif olmanıza göre değişiyor!
TRT’ye suç olmayan, TELE 1’e olabiliyor… Egemen Bağış’ın her cuma “Bakara-makara” sallamasını unutmadık!Sosyal medya içerikleri, her eleştiri hakaret sayılıyor.
Örneğin:Son on yılda Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde cumhurbaşkanına hakaretten 52 bin 348 kişi hakkında dava açıldı.
Aynı dönemde 211 bin 523 kişi düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında yargılandı.
Kime ne anlatıyorum: Bir ülke düşünün ki; “ahlaksız” dediği iddiasıyla bir Cumhurbaşkanı adayının, siyasi hayatı bitirilmek isteniyor!YANITI BELLİ SORULARSağduyuya ihtiyacımız var.Türkiye’de tartışmalı yargılamalar yaşandı/yaşanıyor.Tiyatro-sinema yapanlar…Mizahi paylaşım yapanlar…Karikatür yapanlar…Haber yazanlar…Düşüncesini açıklayanlar…Şiir yazanlar…Kitap yayınlayanlar…Gülmece programı yapanlar…Polis eşliğinde adliyeye götürülüyor, hapse atılıyor.Ülkemizde ifade özgürlüğü sorunu var.
İnternette paylaşılan komik memlere veya capslere sadece gülünür, cezalandırmak ne?
Müjdat Gezen’i, TV’de “palaska kemer taktığı” iddiasıyla “darbe isteme” suçuyla yargıladılar!
Şair Eşref, Neyzen Tevfik yaşasalar Silivri cezaevinde olurlardı!
Yıl, 1954.
Gazeteci Sermet Sami Uysal, edebiyatçı Nurullah Ataç ile röportaja evine gitti.
Ataç röportaja şöyle giriş yaptı; “Müslüman mısınız Sermet Bey?” Yanıtı beklemeden ilave etti, “Ben ne Allah’a inanırım ne de Müslümanım!” Röportajda “Niçin Ataç soyadını kullanıp, adınızı kullanmıyorsunuz” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Nurullah’ta Allah olduğu için!”Bu röportaj bugün yapılabilir mi?
Yayınlanırsa soruşturma açılır mı?
Ataç hapsi boylar mı?
Yanıtı belli sorular.Soner YalçınOdatv.com