Haber Detayı
Simav ve Sındırgı’daki depremler magma kaynaklı
Prof. Dr. Doğan Perinçek, yaklaşık beş aydır, Simav ve Sındırgı depremlerinin sıra dışı olduğuna dikkat çekiyor. Gözlemlerini iki ayrı makaleyle açıklayan Perinçek, bu bölgelerde magmatik sokulum olduğunu saptadı
Yer bilimlerinin duayeni Prof.
Dr.
Doğan Perinçek, haziran başında Aydınlık’ta yayımlanan söyleşide, “Simav’ın kuzeyinde bir magma aktivitesi var.” demişti.
Sındırgı depremlerinde de benzer bir durum gören ve ardından incelemelerini bilimsel bir makaleyle açıklayan Perinçek, bölgedeki volkanik aktivite ile sona erebilecek magma hareketini Aydınlık’a anlattı.
Magmatik sokulumun yakın zamanda volkanik patlama yapması beklenmiyor fakat 10 binleri geçen artçı depremler devam edecek ve belki 8-10 yıl sonra benzer yoğunlukta tekrarlanma olasılığı yüksek.
Depremlerin yoğunlaştığı alanda bir fay haritalanmadığına dikkat çeken Perinçek, “Artçı deprem sayısı 10 bini geçti.
Depremlerin yüzde 85-90’ı, Sındırgı ilçesi dolayından geçen Simav Fayı’ndan uzakta, dairesel alan içinde gerçekleşiyor.” dedi.
Perinçek, sorularımızı yanıtladı.
Doğan Perinçek SANTORİNİ GİBİ Simav ve Sındırgı depremlerine magma aktivitesi mi neden oluyor?
Depremler eğer sadece faylarla ilgili ise deprem odak noktalarının yüzeydeki izleri bir hat boyunca dizilirler.
Gökçeada depremlerinde, 2014’te Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde gördüğümüz gibi.
Fakat 2025 Simav ve Sındırgı depremleri farklı bir dizilim gösteriyor, özellikle 3’ten büyük depremler, dairesel bir alan içinde gerçekleşiyor.
Sındırgı’da 6.1 büyüklükteki ana şok sonrası binlerce artçı depremler oldu.
Simav’ın kuzeyinde, 25 Nisan’da en büyüğü 4.8’e varan deprem fırtınasından etkilendi.
Simav’ın kuzeyinde, Maden Köyü civarında mart, nisan aylarında başlayan ve sonraki aylarda devam eden depremleri inceledim ve çoğunluğunun bir dairesel alan içinde kümeleştiğini gördüm.
Bu yoğunlaşma bende altta bir magma sokulumu var imajını yarattı.
Eğer bunlar sadece fayla ilgili olsaydı, bir hat boyunca dizileceklerdi.
Yine bu yılın başlarında 28 Ocak’ta başlayan, şubat ayında ve bulunduğumuz günlerde de artçıları halen devam eden Santorini depremleri de bir dairesel alan içinde oldu.
Oradaki depremlerin magma kökenli olduğunu, büyük patlamanın günümüzden yaklaşık 3 bin 600 yıl önce, MÖ 1600’lü yıllarda olduğunu biliyoruz.
Bazı meslektaşlarımız ocak-şubat ayalarında olan depremlerin patlama ile sonuçlanacağını varsayarak alarm dahi verdiler.
Bodrum açıklarında İncirli (Nisiros) adası yakınlarında Temmuz 2014 ve bundan 7 yıl sonra Haziran 2021’de denizde depremler oldu.
Onlar da dairesel alan içinde gerçekleşti.
Simav’ın kuzeyindeki depremlerle bu örnekleri karşılaştırdığımda, benzer resim görüyorum.
Sındırgı depreminin tek nedeni burada magma sokulumu değil, fayların da katkısı var.
Fakat depremlerin yüzde 80-85 kadarının magma sokulumu ile ilgili olduğunu düşünüyorum.
Ancak bu Sındırgı gibi örneklerde, fay etkisiyle magma sokulumu etkisini keskin bir çizgiyle ayırmak da mümkün değil.
Yumurta tavuk misali bir ilişki.
SINDIRGI’DA ARTÇILAR 10 BİNİ GEÇTİ Benzer şeyi Sındırgı’da daha net bir şekilde yaşadık.
Sındırgı’da 10 Ağustos’ta 6.11 büyüklüğünde bir deprem oldu, artçıların sayısı 23 Eylül’de 10 bini geçti ve bu sayı, magma sokulumuyla ilgili önemli bir gösterge.
Ben Simav ve Sındırgı depremlerini iki makaleyle kamuoyuna ve bilim camiasına sundum.
Simav depremlerini 1 Temmuz’da, Sındırgı depremleri ile ilgili meslektaşlarımın takip ettiği sayfada paylaştım, makalem ise baskıda, 1 Ekim’de Çanakkale Çevre ve Doğa Dergisinde yayımlanacak. ♦Sındırgı, volkanik hareketle ilgili depremin artçıları, bir dairesel alan içinde kümeleniyor. ♦2014 Gökçeada depremi fayla ilgili, depremin artçıları bir hat boyunca diziliyor.
MAGMA SOKULUMU NEDİR?
Magma sokulumu nedir?
Fayı harekete geçiren bir şey mi?
Volkanların oluşumunun birkaç nedeni var.
Kıtaların birbirine yaklaşması sonucu mesela bir kıta diğer bir kıtanın altına dalıyor.
Alta dalan kabuk derinlere indikçe ergiyor.
Ergiyen malzeme yükselerek yeryüzüne çıkıyor, volkanları oluşturuyor.
Girit’in altına bir dalma var.
Akdeniz, Girit’in altına doğru dalıyor.
O dalan malzeme ergiyor ve Santorini gibi yerlerden yukarı çıkıyor.
Ege Denizinde Santorini benzeri volkanlar var.
Bunlardan biri de İncirli (Nisiros) Adası.
Bu adanın güneyinde deniz altında da 2014 ve 2021 yıllarında magma sokulumu nedeniyle dairesel bir alanda yüzlerce deprem oldu.
Anadolu’da son 10 bin yılda aktif olan volkanların da benzer bir şekilde oluştuğu söyleniyor.
Girit’in güneyinde olduğu gibi.
Yukarı çıkış mevcut fayların zayıflık zonları boyunca olabildiği gibi magma sokulumu yeni faylar da oluşturuyor.
Güneydoğu Anadolu’da, Arabistan’da, Suriye’de bir takım bazalt yaygıları var.
Bunlar volkanik kayaların bir türü.
O bazalt yaygılarının böyle bir dalma batmayla ilgisi olamaz.
Yani Girit örneğini buraya kullanamayız.
O lavların çok eski faylar boyunca yukarı çıktığını düşünüyorum; Diyarbakır’daki Karacadağ bazaltı buna bir örnek.
Karacadağ dolayında onlarca volkan konisi var.
Bu volkan konilerinin bazıları çok genç ve son 10 bin yılda püskürmüş, sanki dün akmış gibi.
Kula’da volkanlar farklı, burada magmanın, fayların oluşturduğu kırık zonları boyunca yüzeye tırmandığını düşünüyorum ama Santorini kesinlikle Girit’in güneyinden dalan levhanın ergiyip yukarı çıkmasıyla ilgili.
Aşağıya dalan malzeme ergiyor, yukarı çıkıyor, volkanları oluşturuyor.
Karacadağ’daki gibi bazalt yaygıları ise fayların oluşturduğu zayıflık zonları boyunca yukarı çıkıyor.
Hatay ile Kahramanmaraş arasında aktif fayların olduğu alanda, faylar boyunca yüzeye çıkmış bazalt yaygılarını görüyoruz.
Yer tabakasından derine gittikçe ısı artıyor ve çekirdekte tümüyle ergimiş malzeme var, magma var.
O magma zayıflık zonları boyunca ki bunlar çoğunlukla fay, o zonlar boyunca yukarı doğru çıkıyor ve yerleşiyorlar.
Bu işlem uzun süren bir işlem ve yüzlerce, binlerce yıl aralıklarla tekrarlanıyor.
Zaman zaman o yerleştikleri yerlerden daha yukarı çıkmaya çalışıyorlar.
İşte biz hem nisan ayında Simav’da hem de ağustosta Sındırgı’da bunu yaşadık.
Yukarı yükselip yerleşen magma tekrar harekete geçti.
Sonra suskun hale gelecek ve yıllarca sonra tekrar hareket edecek ve yeni deprem fırtınaları oluşturacak.
KULA’DA 45 VOLKAN KONİSİ Sındırgı depremine etki eden Manisa’nın Kula ilçesindeki Divrit Volkanı mı?
Evet.
Kula’da olan, Batı Anadolu’daki en genç volkanik aktivite.
Lavlar yüzeye çıkıyor ve çok sayıda volkan konisi oluşturuyor.
Kula civarında en az 45 tane volkan konisi var.
Her bir volkandan çıkan lavlar bölgede geniş yaygılar oluşturuyor.
DEPREMLERİ YARATAN MAGMA BASKISI Bu hareket fayı da mı harekete geçiriyor?
Depremleri yaratan yüzeye çıkmaya çalışan magma baskısı.
Magma sokulumu depremleri yaratıyor.
Magma yükseldikçe kırıklar yeni faylar oluşturuyor.
Ülkemizdeki depremlerin çoğu faylarla ilgili.
Bazen de ikisi beraber çalışabilir.
Gökçeada, 2023 Şubat depremleri, 1999 depremleri tümüyle faylarla ilgili, faylar üzerinde gerilim birikiyor ve yüzyıllarca biriken gerilim yeterli düzeye erişince kırılma gerçekleşiyor.
Ama Santorini, magma sokulumuyla ilgili net bir şekilde biliyoruz bunu.
FAY ÜZERİNDE DEĞİL KUZEYDE VE GÜNEYDE Bazen magma ve fay ikisi birlikte hareket ediyor dediniz.
O zaman büyük bir depreme mi yol açar bu?
İkisinin birden olması büyük deprem olur demek değil.
Sındırgı’nın güneyinde olan ve 10 binleri geçen depremleri deprem fırtınası olarak yorumluyoruz.
Deprem fırtınalarının büyük depremler yarattığı pek görülmez.
Gediz, Simav yakınından geçen ve Sındırgı’ya uzanan faya Simav fayı diyoruz.
Bu fay büyük deprem yaratabilir.
Fakat depremlerin yüzde 85-90 kadarı Simav fayının güneyinde oldu. 6.1 büyüklüğündeki ana şok Simav fayı üzerinde olduktan sonra artçı depremlerin büyük çoğunluğu Simav fayından uzakta gerçekleşti.
Depremlerin nedeni magma sokulumu derken bu veriyi de tezimizi desteklemek için kullanıyoruz.
Neden depremlerin çoğu Simav fayı üzerinde olmadı da onun güneyinde oldu sorusunun cevabı magma sokulumu.
Simav’ın kuzeyinde Maden köyü dolayında da deprem fırtınası yaşadık.
Burada olan en büyük depremler 4.8 ve altında kaldı.
Bu bölgedeki depremlerde dairesel alan içinde kümeleşti ve bu nedenle orası için de depremlerin nedeni magma sokulumu olmalı yorumunu yaptık.
Maden köyü dolayında boyu kısa faylar var.
Kısa boylu faylar büyük deprem yaratamıyor.
Fayın boyu uzadıkça büyük deprem yaratma gücü artıyor.
Büyük depremleri Türkiye’de, Kuzey Anadolu fayı ve Doğu Anadolu fayı ile Batı Anadolu’da Gediz-Menderes çöküntülü alanlarını kuzeyden güneyden sınırlayan faylar yaratıyor.
Simav fayı onlardan biri ama Simav ve Sındırgı’da olan depremler bu fayın kuzeyinde ve güneyinde gerçekleşti, Simav Fayı üzerinde olmadı.
SINDIRGI’DA 6.1’DEN DAHA BÜYÜK BİR DEPREM OLMAYACAK Depremlerin, asıl fayın kuzeyinde ve güneyinde olması ne ifade ediyor?
Simav fayında bir hareketlenme olursa ne olur?
Ya da böyle bir şey bekleniyor mu?
Bazı meslektaşlarım Simav Fayı üzerinde büyük deprem bekliyor ama ben ve bazı meslektaşlarım beklemiyoruz.
Büyük çoğunluk kesinlikle beklemiyor.
Sındırgı’da 6.1’den daha büyük bir deprem olmayacak.
Büyük deprem olması için kilometrelerce uzun faylara ihtiyaç var.
Sındırgı’da depremlerin yoğun olduğu alanda hiç fay haritalanmamış.
Vatandaş devamlı sallanıyor.
Endişelenecek bir durum yok diyebilir miyiz?
Endişe edecek bir durum görmüyorum.
Deprem sayısı şu anda 10 bin, belki 11-12 bine kadar ulaşacak ve sönümlenip gidecek.
Ama 10 sene sonra tekrar başlayabilir.
O magma sokulumu orada olduğu sürece on sene sonra uyanıp yeni deprem fırtınaları yaratma ihtimali var.
KAMU KURUMLARI SORMADI Kamu kurumları sizi çağırıp bir brifing istedi mi?
Ayrıca diyorsunuz ki jeolojik gözlemlerime dayanarak bu tezi geliştirdim ama görüşümün desteklenmesi için ek jeofizik ölçümlere ihtiyaç var.
Nasıl bir destek talep ediyorsunuz?
Makalem temmuzda yayımlandı ama ben 23 Nisan’dan hemen sonra üç, dört gün içinde bu görüşlerimi, ‘Linkedin’ diye bir sayfa var, orada paylaşmaya başladım.
Ağustosta Sındırgı depremleri oldu, aynı fotoğrafı “sokulum olayını” orada da gördüm.
Yine paylaşımlar yaptım, makale yazdım.
Hiçbir devlet kuruluşundan soru sorulmadı.
Meslektaşlarımın bir kısmı benim bu görüşümü destekledi.
Ama bazıları da televizyonlarda ve gazetelerde çıktılar, hiç kaynak göstermeden yorum yapmaya başladılar.
Etik değil bu.
MT (manyeto tellürik) dediğimiz, arazide yapılan ölçümler var.
Bu benim konum değil fakat bu jeofizik ölçümleri yapan çok değerli arkadaşlarım var.
Onlarla irtibata geçtim.
Yaparız dediler ama iki üç milyon lira masrafa ihtiyaç var.
Parasal destek arayışı içindeyiz.
Biz 4-5 meslektaş, emeği hiçbir karşılık beklemeden koyacağız.
FAYIN ÜZERİNE BARAJ KURULDU!
Simav’dan Sındırgı’dan söz ederken orada bilmediğimiz faylar da olabilir demiştiniz daha önce.
Yeni oluşan veya haritalanmamış faylar neden önemli?
İki tip fay var: Deprem yaratan aktif faylar ve deprem yaratmayan pasif faylar.
Aktif fayları ne kadar iyi bilirsek, yapılaşma alanlarını onlardan uzakta kurarız.
Gidip de fayın üzerine bina yapmayız, baraj koymayız.
Erzincan, tam fayın yakınında yerleşmiş, daha birçok yerleşim alanımız faylar yakınında kurulmuş.
Fay olunca fayların civarında geniş alüvyon düzlükleri oluyor.
En iyi örnek Erzincan, Düzce, Hatay ve diğerleri.
Maden Tetkik Araştırma (MTA) güzel çalışmalar yaptı ama hâlâ haritalayamadığımız faylar var.
Alüvyon dediğimiz nehir dolgusu malzeme fayın üstünü örtüyor, bazen onu görünmez kılıyor.
Bütün fayların haritalanması lazım.
Fayların yakınında, üzerinde baraj yapmışız.
Meslektaşlarımızın uyarıları dinlenmemiş.
Tunceli’nin doğusunda bir barajımız da fay üzerinde.
Çok tehlikeli.
Palu civarında benim dahil olduğum bir baraj etüdü var.
Palu’nun yakınında ve doğusunda Murat Nehri üzerine Beyhan 1, 2, 3 adlarıyla üç baraj yapılması planlanmış.
Bu alandan Doğu Anadolu Fayı geçiyor.
Bu fay zonunda büyük depremlerin yaşandığı biliniyor.
Hemen Palu yakınında Murat Nehri ve Doğu Anadolu Fayına dik yerleştirilmiş bir baraj inşaatı planlanmış.
Ben başta olmak üzere, projede görev alan arkadaşlarım bu baraja şiddetle karşı çıktık ve baraj projesi rafa kaldırıldı.
Aslında o projenin hiç yapılmaması lazımdı çünkü Doğu Anadolu Fayı, bilinen bir fay, projeyi öneren kişilerin büyük bir dikkatsizliği söz konusu.
Doğu Anadolu Fayı’nın üzerine kalkıp da baraj duvarı koymak çok büyük bir risk.
SINDIRGI VE SİMAV’DA YENİ BİR VOLKAN MI OLUŞUYOR Orada yeni bir volkan mı oluşuyor?
Evet, magma, yeni bir volkan oluşturmak için yukarı doğru çıkmaya çalışıyor.
Yukarı doğru çıkmaya çalışırken deprem yaratıyor ve kırıklar yeni faylar oluşturuyor.
Anadolu’daki diğer 12 volkan; Ağrı, Süphan, Tendürek, Erciyes, Hasan Dağı ve diğerleri yaşlı ve sönümlenmişler artık.
Kula onlardan daha genç ama Sındırgı ve Simav daha yeni oluşuyor, yüzeye çıkmamış, aşağıdan yukarı çıkmaya çalışıyor.
Sındırgı ve Simav dışında başka tespitlerimiz de var.
Onları da makalemizde yazdık.
Hepsinin jeofizik etüt yapılarak detaylı incelenmesi gerekiyor.
Sındırgı ve Simav, 10 bin yıllık volkanlardan çok farklı.
Ama oradaki magmanın da hemen yüzeye çıkmasını beklemiyoruz, yanlış anlaşılmasın. 10-15 kilometre derinde, belki daha fazla, 100 binlerce sene sonra yüzeye çıkıp lav püskürtebilir.
Zamanını bilmek henüz mümkün değil.
İncelenmesi ve takip edilmesi gerekir.
KİTABINI YAZIP RAFA KOYMAK GÖREVİMİZ Saha araştırmalarıyla da incelenip saptanması lazım, diyorsunuz.
Bizim bunu saptayıp bilimsel olarak kitabını, makalesini yazıp bilim camiasına ve devletimize sunmamız gerekiyor.
Yapamazsak çok ayıp.
Dünyanın herhangi bir ülkesinde hem devlet destek verir hem de bilim insanları bu çalışmayı başlatmak için koşar.
Birkaç arkadaşımla birlikte uğraşıyoruz, volkanolog Prof.
Dr.
Özgür Karaoğlu, çok gayret gösteriyor.
Birkaç gün içinde tekrar görüşeceğiz.
TÜBİTAK'tan veya başka bir devlet kuruluşundan destek bulacağız.
Bu arada AFAD'la, Prof.
Dr.
Orhan Tatar ile de görüştüm, makalelerimi gönderdim.
Kendisi MTA ile birlikte proje yapmayı planlıyor.
Bunun hızlı bir şekilde yapılması lazım.
Bilim insanları olarak bu bizim görevimiz.
KISA FAYLAR DA OLUŞTURUYOR Magma, yukarı çıkmaya çalışırken yeni faylar da oluşturuyor mu?
Yeni kırıklar oluşturuyor.
Volkan'ın yukarı çıkarken oluşturduğu faylar kısa faylar.
Orada depremi yaratan magma sokulumu, faylar değil.
Fayların ve magma sokulumunun yarattığı depremleri keskin bir bıçakla ayıramayız.
Özetle Sındırgı’nın güneyi ve Simav’ın kuzeyindeki magma sokulumu ile yaratılan depremler yüzde 85-90, kalanları da fayla ilgili olabilir.
Kesin bir sınır koyamayız.
Çünkü birbiriyle ilişkili bu olaylar.
Yani fay oluşurken deprem oluyor, magma sokulurken de deprem oluyor.
Bu alanda bazen biri öne geçiyor.Bölgede kesinlikle magma sokulumu var.
Ben eminim, ama yüzde 100 emin olmak için jeofizik yapmak lazım.
Faylar boyunca yeni volkanlar olma olasılığı var mı?
Evet, tabii.
O magma sokulumu yüzeye kadar çıkacak ve patlayacak, volkanları oluşturacak, volkan konilerini.
Hasan Dağı gibi, Erciyes gibi.
Ama bu 100 binlerce yıl sonra olacak bir şey.
TARİHİ VOLKANLAR DİRİLMEZ Makalenizde 1840'ta Ağrı Dağı'nda, 1855'te Tendürek Dağı'nda hareket olduğunu belirtmişsiniz. 10 bin yıl öncesinin, beş bin yıl öncesinin volkanlarının da harekete geçmesi mümkün mü ve etkileri ne olabilir?
Buhar veya kül atabilir.
Ama söz konusu volkanlar hiçbir şekilde volkan konisi oluşturacak kadar lav çıkarmaz.
Koca Erciyes Dağı yüzeye çıkan lavlarla oluştu.
Erciyes'te yakın zamanda oluşmuş lav akıntılar var.
Onları da makalelerimde yazdım.
Volkanizma olayı aşamalı bir olay; lav, kül ve gaz oluşumu patlama.
Bir kez de olmuyor.
Erciyes volkanı ve etrafındaki tali volkanların oluşması aralıklarla devam etti.
Her patlama ya da lav akışı arasında yüzlerce yıl var.
Volkan, aktivitesini giderek azaltıyor ve tümüyle sönümleniyor.
Diyelim ki 5 bin, 2 bin yılda veya bin yılda bir tekrarlanan hareket var.
Anadolu’daki 12 volkan kompleksinin hareketleri artık iyice yavaşlamış, şu anda birçoğu tümüyle sönümlenmiş.
Neden volkan kompleksi diyorum?
Zira volkan konileri tek başına bulunmuyor, Örneğin Erciyes volkanında ve Kars platosunda onlarca, Karacadağ’da 75 dolayında volkan konisi var.
Hasan Dağı, en son 8bin yıl önce lav püskürtmüş.
Bazı volkanlarımız kül ve buhar atabilir ama Kula volkan kompleksi alanı hariç, diğerlerinin lav püskürtmesini beklemiyorum.
Bu volkanlar yaşlandı, son hamlelerini yapıyor.
Belki yıllar sonra tamamen sönüp gidecek.
Hiç deprem yaratmayacak, buhar bile atmayacak.
Van Gölü'nün hemen batısında Nemrut Volkanı var.
Sıcak su çıkışları devam ediyor volkan kraterinde, bu da bir aktivite sayılır.
BAŞKA VOLKAN ADAYLARI DA VAR Sındırgı gibi, benzer yerler var mıdır Anadolu'da?
Bence var. ‘Sındırgı depremleri magma sokulumu ile ilgili olabilir mi?
Kuzeydoğu güneybatı doğrultulu fayların Sındırgı depremlerindeki rolü’ başlıklı makalemde başka örneklerde gözlemledim.
Örneğin 2014 Eylül ve Ekim aylarında olan depremleri incelediğimiz Sındırgı ve Simav dışında 4 ayrı yerde daha magmatik sokulum olduğu fikri oluştu.
Bu alanları Ekim ayında basılmış olacak makalemde belirtim ve bunlar içinde ek çalışma yapılmalı. 2014 yılında bu alanlarda dairesel alan içinde deprem odakları kümeleşirken Sındırgı ve Simav dolayında magma sokulumunu işaret eden bir aktivite yoktu.
Bu 4 noktanın, Sındırgı ve Simav magma sokulum alanlarının kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu faylarla ilgili olduğunu düşünüyorum.