Haber Detayı
Yeni trend artık bu: Geriye doğru koşmak faydalı mı, sadece bir heves mi?
Giderek daha fazla koşucunun dikkatini çeken "geriye doğru koşma" antrenmanı, ilginç bir fiziksel deneyim sunuyor. Peki bu egzersiz, sadece farklılık olsun diye mi yapılıyor, yoksa gerçekten performansa katkı sağlıyor mu?
Antrenman programlarına zaman zaman sıradışı yöntemler dahil olabiliyor.
Bunlardan biri de son dönemde yeniden dikkat çeken "geriye doğru koşmak." Sosyal medyada sık sık karşımıza çıkan bu antrenman türü, kulağa eğlenceli geldiği kadar garip görünüyor olabilir.
Ancak bu yöntemin arkasında yalnızca merak değil, bazı fizyolojik faydalar da var.
Geçtiğimiz günlerde, yüksek topuklu ayakkabılarla geriye doğru koşulan 100 metrelik parkurda yeni bir dünya rekoru kırıldı.
İspanyol atlet Christian Roberto López Rodríguez, bu dikkat çekici koşuyu yalnızca 16,55 saniyede tamamladı.
Elbette çoğu kişi için böyle bir rekor ilgi çekici ama uzak bir başarı.
Yine de geriye doğru koşmak, ortalama koşucuların da zaman zaman gündemine giriyor.Peki bu yöntem, ileri koşu performansını artırmak için gerçekten etkili mi, yoksa kısa süreli bir hevesten mi ibaret?
Fizyolojik açıdan bakıldığında, yön değiştirmek kaslar üzerinde ciddi bir fark yaratıyor.
Geriye koşarken vücudun yük dağılımı değişiyor.
Örneğin kuadriseps kasları, vücudu yavaşlatmak ve dengeyi sağlamak için daha fazla devreye giriyor.
Aynı şekilde, hamstring kasları da alıştıklarından farklı biçimde çalışıyor.
Bu değişim, özellikle dizlerdeki bazı noktalarda, örneğin ön çapraz bağlarda (ACL) oluşan stresi azaltabiliyor.
Buna ek olarak, geriye doğru koşmak ayak bileklerinin daha fazla esnemesini de sağlıyor.
Bu da denge, koordinasyon ve vücut farkındalığı gibi unsurları geliştirmeye katkı sağlayabilen bir durum.
Özellikle dizlerine fazla yük binmesini istemeyen sporcular için bu tür bir antrenman değerli bir alternatif olabilir.Antrenman dünyasında yenilikçi fikirler her zaman heyecan uyandırsa da, uygulamada dengeli düşünmek şart.
Koşu koçları, geriye doğru koşunun bazı kas gruplarını aktif hale getirmede etkili olduğunu kabul ediyor.
Özellikle kalça ve hamstring kaslarında farklı bir uyarım sağladığı belirtiliyor.
Ancak bu yöntemin doğrudan hız ya da performans artışı sağladığını söylemek mümkün değil.
Bu nedenle geriye koşu, ileri koşu gibi spesifik bir beceriyi geliştirmek isteyen sporcular için olmazsa olmaz değil.
Bunun yerine; tempo koşuları, kuvvet antrenmanları ya da dayanıklılık çalışmaları, belirli hedeflere ulaşmak için daha doğrudan ve etkili yollar sunabiliyor.Geriye doğru koşmak kulağa ilginç gelse de, pratikte bazı riskleri beraberinde getiriyor.
Dengeyi kaybetmek, görünmeyen bir engele takılmak veya ani bir dönüş sırasında sakatlanmak mümkün.
Bu yüzden bu antrenmana başlamak isteyenlerin öncelikle geriye doğru yürüyüşle başlamaları öneriliyor.
Özellikle yokuş yukarı yürüyüşler ya da koşu bandı gibi kontrollü ortamlar, bu alıştırma için daha güvenli seçenekler olabilir.
Bu tür bir başlangıç, vücudun yeni hareket kalıplarına adapte olmasını kolaylaştırırken, sakatlanma riskini de azaltabilir.
Ancak unutulmaması gereken en önemli konu, antrenman süresinin sınırlı olduğu durumlarda bu zamanın nerelere harcandığıdır.Geriye doğru koşmanın; kasları farklı çalıştırmak, dizlere binen yükü azaltmak, koordinasyonu ve dengeyi geliştirmek gibi faydaları mevcut.
Özellikle belirli kas gruplarını hedefleyen veya sakatlık sonrası rehabilitasyon sürecinde olan kişiler için anlamlı bir yöntem olabilir.
Ayrıca antrenman rutinine biraz eğlence ve çeşitlilik katmak isteyenler için de keyifli bir seçenek.Ancak ortalama bir amatör koşucu için bu yöntem, antrenman süresinin en verimli kullanımı açısından mutlaka tercih edilmesi gereken bir uygulama değil.
Temel koşu antrenmanları halen performans artışı için daha etkili araçlar sunuyor.