Haber Detayı
Bağbozumu daveti bu kez kadim bağlardan...
Doğu ve Güneydoğu Anadolu üzümün ehlileştirildiği, şarapçılığın doğduğu topraklar... Dünyanın en eski bağcılık kültürlerine ev sahipliği yapan bu coğrafya, klasik bağbozumu gezileri içinde en az bilineni. Hürriyet Seyahat Sonbahar sayısına Doğu ve Güneydoğu Anadolu bağlarını Gözdem Gürbüzatik yazdı. İşte o yazıdan ipuçlarıyla sonbaharda Doğu’da bağbozumu.
Bağbozumları için Elazığ başta olmak üzere, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da pek çok yeri ziyaret ettim. 2000’lerin başından beri...
Buralar daha yeni yeni turistik oluyor; oysa medeniyetin başladığı, insanlığın katman katman izlerini bıraktığı Mezopotamya’dayız.
Sonbaharın ilk rüzgârlarıyla birlikte üzüm kokusu bağları doldururken Elazığ’dan Şırnak’a, Mardin’den Van’a uzanan bu rota insanlık tarihiyle de bağ kuracağınız kültür, tarih, doğa ve gastronominin birbirine karıştığı çokkatmanlı bir deneyim vaat ediyor.Malatya’nın Arapgir bölgesinden başlayarak Elazığ’a uzandığınızda öküzgözü diyarına varırsınız.
Sert kışları, sıcak yazları ve yüksek rakımıyla üzümün geç olgunlaştığı bu topraklar güçlü ve yıllandırılabilecek şaraplar sunuyor.
Hazar Gölü’ne bakan bölgede şaraphane kurmuş yeni bir üretici var.
Cumhuriyet döneminde de tarımsal ekonomik kalkınma için Atatürk’ün davetiyle gelen Fransız bağcılık uzmanı Marcel Biron, 1950’ye kadar burada çalışmış.
Bıraktığı izleri görebilirsiniz.
Harput, Elazığ merkezden biraz uzakta ve oldukça çetin bir yükseltide.
Burası Osmanlı’nın en büyük Doğu şehirlerinden biri.
Bölgeyi gezmek, bağların hafızasını tarihi yerinde hissetmek için çok önemli.
Unutulmuş bağların sessizliğini, yüzlerce yılın emeğini, göçün izlerini, kadınların bağbozumu şarkılarını duymak için gidilip görülmeli.
Çünkü bağbozumu sadece bir tarımsal faaliyet değil, imece kültürünün yaşadığı sosyal bir ritüel.
Aileler, komşular, akrabalar bir araya gelir; üzüm toplanır, pekmez kaynatılır, şıra yapılır.Adının anlamını, özelliğini toprakta ve coğrafyanın karakterinde bulacağınız, yediğinizde boğazınızı keren boğazkere, Diyarbakır’da yetişiyor.
Öküzgözü gibi yemelik değil.
Bu bölgedeki bağlar da gelenekleri yansıtıyor, altlarına birer sopa dikilmiş, bu şekilde kendilerini kocaman bir çadır gibi koruyorlar.
Yaprakları da ilginçtir kırmızı damarlı.
Bu da toprağın rengine ve o bölgenin sert, hırçın koşullarına uyum sağlamasından olmalı.
Boğazkere üzümlerini en ihtişamlı şekliyle Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde, Kuyu bölgesinde görebilirsiniz.Binlerce yıllık asmalarŞırnak ve Mardin, tarihin ilk tarım deneyimlerinden beri üzümle tanışık.
Şırnak ve çevresinde 80 ila 200 yaşındaki aşısız, kendi kökünde yaşayan asmalar, doğanın ve insan emeğinin yüzlerce yıllık uyumunu sergiliyor.
Damlasakızı ağaçlarını, bademleri, meşeleri, zeytin ve asmaları Ege’de olduğu gibi burada da görmek, doğanın mucizesi...
Bir anda coğrafyayla aranızdaki uzaklığın katlanıp yok olduğunu hissediyorsunuz.Midin Köyü’nü ziyaret edip Süryani kültürünün üzümle olan binlerce yıllık bağını görebilirsiniz.
Markus Ürek ve ailesi gibi üreticiler, kaybolmaya yüz tutmuş üzüm çeşitlerini yaşatıyor.
Bu bağlarda dolaşırken toprağın kokusu ve yaşlı asmaların gövdelerindeki kıvrımlar zamana dokunduğunuzu hissettiriyor.
Ayrıca Mardin çevresinde manastırları ziyaret ettiğinizde kapılarındaki duvar süslerinden, asmanın ve üzümün hayatlarında ne kadar yer tuttuğunu anlayabilirsiniz.
Bu arada Midyat bölgesindeki Süryani şarap mahzenlerini de gezmeyi unutmayın.Son durağımız Van.
Bölge Urartuların merkezi olmuş ve su kanallarıyla tarımsal gelişimin tarihteki önemli sembollerinden.
Van Gölü’ndeki Akdamar Adası ve kilisesini ziyaret edin.Erciş’e vardığınızda 1.770 metrede, Avrupa’nın en yüksek bağ potansiyelini taşıyan topraklara ulaşmış olursunuz.
Kopkoyu, diri salkımlı Erciş karası üzümü henüz çok bilinmese de yeni nesil üreticiler burada mikro bağ alanlarıyla deneysel üretimler yapıyor.*Yazının uzun versiyonu Hürriyet Seyahat Sonbahar sayısında.
Dergiyi kargo ücreti ödemeden satın almak için demirorenyayinlari.com’dan ya da (0549) 743 46 61 WhatsApp hattından sipariş verebilirsiniz.
Gezginlere önerilerŞıra deneyimi: Özellikle Diyarbakır ve Şırnak köylerinde üzümün sıkılıp kazanlarda kaynatıldığı şıra günlerine denk gelirseniz mutlaka katılın.Pekmez ve pestil: Şırnak ve Elazığ bağlarında kurutulan pestil ya da bastık ve cevizli sucuklar (rojik, orcik) üzümün sevilen, tatlı bir yorumudur.Tadım: Elazığ’daki Tekel geleneği ve yeni üreticiler (Eski Bağlar, Kuzeybağ) sayesinde öküzgözü ve boğazkere tadımları yapılabilir.Yemek eşleşmeleri: Bölgede kullanılan sumak, isot, dağ kekiği gibi baharat çeşitleriyle hazırlanan kebaplar, tandır etleri, asiditesi yüksek ve gövdeli yerel şaraplarla uyumludur.