Haber Detayı
50.000 yıl önce Ay’da yaşayan insanlar mı vardı?
Ay'da eski uygarlıklara ait yapılar olduğu yönündeki teoriler uzun süredir konuşuluyor. Jeolog ve yazar Gregg Braden da bu teorileri savunanlardan biri. Peki ama nereden çıktı bu teori, gerçekten bir zamanlar Ay’da yaşayan bir insan uygarlığı var mıydı?
İnsanlık Ay’a bir kez daha dönmeye hazırlanırken, bazı isimler bu dönüşün sıradan bir bilimsel başarıdan fazlasını ortaya çıkarabileceğini öne sürüyor.
Jeolog ve yazar Gregg Braden, katıldığı bir podcast yayınında, Ay yüzeyinde eski medeniyetlere ait yapılar bulunduğunu ve bu bilgilerin uzun süredir gizlendiğini iddia etti.
Braden’a göre, Soğuk Savaş döneminde ABD ve Rusya, bu tür bulguları halktan uzak tuttu.
Ancak artık oyunun kuralları değişiyor.
Yükselen uzay güçleri Çin ve Hindistan, önümüzdeki yıllarda gerçekleştirecekleri Ay görevlerinde her şeyi canlı yayınlarla kamuoyuna sunmayı planlıyor.Çin’in Chang’e 7 görevi 2026’da, Hindistan’ın Chandrayaan-4 isimli insansız aracı 2028’de fırlatılacak.
Her iki ülke de bu görevleri, uzay ajanslarının uygulamaları, televizyon yayınları ve sosyal medya hesapları aracılığıyla görüntülü olarak paylaşmayı planlıyor.
Braden, bu yayınlar sayesinde uzun süredir konuşulan ama bir türlü doğrulanamayan iddiaların netlik kazanabileceğini düşünüyor.
Ona göre, bu görevlerde Ay yüzeyinde üzerinde yazıtlar bulunan yapılar keşfedilecek ve bunlar insanların anlayabileceği dillere sahip olacak.Gregg Braden’ın teorileri yeni değil.
Daha önce yayımladığı kitaplarda da, Ay’da var olmuş eski bir uygarlığın izlerinden söz etmişti.
İddiasına göre bu uygarlık, 50.000 yıl önce Dünya’dan ayrılmış, uzay yolculuğu yapabilecek teknolojiye ulaşmış ve sonra kendini yok eden bir medeniyetin kalıntılarından ibaret.
Braden, Ay'da bulunduğunu öne sürdüğü geometrik yapıların doğada kendiliğinden oluşamayacağını söylüyor.
Özellikle NASA’nın 1990’larda yürüttüğü Clementine görevi sırasında elde edilen bazı görüntülerin, dik açılara sahip yapılar içerdiğini ve bunların insan eliyle yapılmış olabileceğini savunuyor.
Bu yapıları, Mars yüzeyindeki Cydonia bölgesinde yer alan ve “Mars’taki Yüz” olarak bilinen oluşumla ve yine Mars’ta görüldüğü iddia edilen piramit benzeri şekillerle karşılaştırıyor.Amerikan Uzay Ajansı NASA, Braden’ın iddialarına benzer şekilde daha önce ortaya atılan “Mars ve Ay’daki yapılar” teorilerini reddediyor.
Bu tür görüntülerin tamamen doğal oluşumlar olduğunu ve bilimsel olarak açıklanabildiğini belirtiyor.
Ancak Braden, resmi açıklamaların aksine, NASA’nın ve Sovyetler Birliği’nin Ay görevleri sırasında gerçek zamanlı yayınların kasıtlı olarak kesildiğini ve astronotların bazı keşifleri kamuoyuyla paylaşmalarının engellendiğini öne sürüyor.Braden’a göre, Apollo görevlerinde Ay’a giden bazı astronotlar, ölümlerine yakın dönemlerde, Ay yüzeyinde “antropolojik yapıların ve yazıtların” bulunduğunu anlatmış.
Bu iddialar kamuya yansımamış olsa da, kulaktan kulağa dolaşan ifadeler arasında yer alıyor.
Benzer şekilde, Neil Armstrong ve Buzz Aldrin’in 1969’daki Apollo 11 görevi sırasında, Ay’ın karanlık yüzeyinde büyük bir metalik yapı veya “üs” olarak tanımlanan bir objeyle karşılaştıkları iddiası, yıllardır komplo teorileri arasında dolaşıyor.
Bu iddiaya göre, söz konusu gözlemden kısa süre sonra NASA, yayın bağlantısını kesmişti.
Braden, bu karşılaşmaların artık görmezden gelinemeyecek kadar çok olduğunu ve gelecek görevlerle birlikte daha açık delillerin ortaya çıkacağını savunuyor.Gregg Braden’ın Ay ve Mars’a ilişkin iddiaları, insanlık tarihine dair geleneksel kabulün de ötesine geçiyor.
Ona göre, türümüzün kökeni sadece 200 - 300 bin yıl öncesine değil, belki de bir milyon yıl öncesine kadar uzanıyor.
Çin'de keşfedilen ve Denisovalılar ile ilişkilendirilen antik bir kafatası, bu teorilere temel olarak gösteriliyor.
Braden’a göre, modern insanın evrimi, sıradan bir genetik süreçten ziyade, bilinçli bir müdahale sonucu gerçekleşmiş olabilir.
Bu iddiasını, insan kromozomu 2 üzerindeki yapılandırmaya dayandırıyor.
Gen düzenleme izleri taşıdığı düşünülen bu kromozom, bazı bilim insanlarına göre doğal evrimin bir parçası; Braden’a göre ise, insanın “mevcut formuna” geçişini mümkün kılan gelişmiş bir müdahalenin izlerini taşıyor.Bu tür teoriler, bilim çevrelerinde çoğunlukla kanıtlanmamış ve spekülatif olarak değerlendiriliyor.
Braden’ın görüşleri, popüler bilim ile alternatif düşünce arasında yer alıyor.
Ancak yine de, insanların geçmişine dair birçok bilinmeyen olduğu da bilim insanları tarafından kabul ediliyor.
Antropolog Chris Stringer gibi uzmanlar, son yıllarda bulunan fosillerin evrimsel tarihimizle ilgili yeni bilgiler sağladığını, ancak bu bilgilerin mevcut bilimsel çerçeve içinde değerlendirildiğini belirtiyor.
Yaklaşan Ay görevleri, yalnızca teknolojik başarılar değil, aynı zamanda uzun süredir tartışılan teorilerin yeniden gündeme gelmesine de neden olabilir.
Gregg Braden gibi isimler, bu görevlerle birlikte geçmişe dair bazı sırların açığa çıkabileceğini öne sürüyor.
Bilim dünyası ise, yeni verilerin dikkatle analiz edilmesi ve sağlam kanıtlarla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.