Haber Detayı
Beton Yenmiyor
50’li yıllarda başlayan vahşi 'sanayileşme', köyden kopan kitleleri şehirlere yığdı. Çeperler gecekondu doldu. Sanayici pazara en yakın yere fabrika kurdu. İşçisini de taşımak istemedi. Kentler onarılmayacak şekilde darmadağın oldu. Politikacılar bu kitleleri oy deposu olarak gördü. Sonuç: Şehirler şehirlikten çıktı, köyde üretecek kimse kalmadı.
Türkiye’de 1950 yılında kişi başına 7 bin 500 metrekare tarım toprağı düşüyordu.
Bugün bu miktar yarı yarıya düşerek 3 bin 400 metrekareye indi.
Evet bir yandan nüfusumuz arttı, bir yandan da tarım arazilerimiz azaldı.
Şimdi, daha az toprak daha çok kişiyi beslemek zorunda.1980’de tarımın gayrisafi milli hasıla (GSMH) içindeki payı yüzde 24 iken, şimdi bu oran ne dersiniz? 2024 yılında yüzde 5,53.
Neden etin hep pahalı, pazar tezgahlarının neden el sürülemez olduğunu anlıyor musunuz?2010’da yüzde 25 olan tarımdaki istihdam payı 2024’de yüzde 14,8’e düşmüş durumda.
Bu veriler artık kimsenin tarımda çalışmak istemediğini ortaya koymuyor mu?Tarım alanları asıl büyük darbeyi 1980 yılından itibaren almaya başladı.
Memleket neoliberal politikalarla tümüyle sanayiye açıldı.
Bu süreçte en verimli tarım arazileri sanayi bölgelerine dönüştü.Ürününü tarlada satmak zorunda kalan köylü ise sürekli gelir kaybına uğradı.
Kuşaklar boyu törpülendi.
Çiftçinin evladı çiftçi olmadı.
Şehre taşındı.
Şehirler büyüdü, bu şehirleri besleyecek alanlar daraldı.
Şehre taşınanlar köylerinden gelecek erzağa bağladı.Tüm bu politikalarla birlikte Türkiye adım adım tarımsızlaştırıldı.
Bir süre sonra mecburen 40 yıllık alışkanlıklarımızı ve belki de büyüme modelimizi tersine çevirmek zorunda kalacağız.
Çünkü maalesef beton yenmiyor.