Haber Detayı
Allianz Trade: Türkiye’de istikrar kırılgan, disiplin şart
Allianz Trade’in güncellenen Ekonomik Görünüm Raporu, Merkez Bankası’nın sıkı para politikasının Türkiye’de makroekonomik dengelerin yeniden kurulmasına katkı sağladığını, enflasyonun kademeli olarak düştüğünü ve turizm gelirleri ile azalan ithalatın cari açığın daralmasını desteklediğini belirtti.
Allianz Trade’in güncellediği Ekonomik Görünüm Raporu, küresel ekonomiye dair 10 kritik soruyu dünya çapındaki ekonomistlerle yanıtladı.Rapordaki bu yanıtlara göre ekonomistler; 2025 yılında yüzde 2 artan küresel mal ve hizmet ticareti hacminin 2026 yılında yavaşlayarak yüzde 0,6 artmasını bekliyor.Rapordan öne çıkan başlıklar şöyle:Ticaret: 2025’te yüzde 2 artan küresel ticaret hacminin 2026’da yüzde 0,6’ya gerilemesi bekleniyor.
Ticaret savaşının mali yükünü şu anda en çok ihracatçılar taşıyor; ABD tüketicileri ise enflasyon yoluyla bundan etkilenebilir.Stagflasyon riski: Raporda birçok gelişmiş ekonomide (İngiltere, ABD, Japonya vb.) enflasyonun hedeflerin üzerinde seyrettiği, büyümenin ise zayıf kaldığı; bunun hafif bir stagflasyon tablosuna işaret ettiği vurgulanıyor.
Genel beklenti, enflasyonun kademeli biçimde 2027’ye dek hedeflere yakınsaması yönünde.Merkez bankaları: Gelişmiş ülke merkez bankaları zayıf büyüme, devam eden enflasyon ve yükselen uzun vadeli getirilerle aynı anda başa çıkmak zorunda.
Allianz Trade, Fed’in 2026 ortasına kadar sadece sınırlı (yaklaşık üç) faiz indirimi yapacağını öngörüyor; politika faizi en son yüzde 3,25–3,50 bandında tutulabilir.USD ve mali piyasalar: ABD dolarının hakimiyeti belirsizlik dönemine giriyor olsa da hâlâ güçlü kalabileceği not ediliyor.
Yüksek mali açıklar ve artan tahvil arzı, uzun vadeli faizleri yukarı çekiyor; merkez bankalarının gerektiğinde piyasaları dengelemek için daha esnek davranabileceği belirtiliyor.Savunma harcamaları: AB’nin yeniden silahlanma planı önemli kaynak sağlasa da üretim kapasitesi sınırlılıkları ve birikmiş siparişler nedeniyle askeri harcamalarda 2027’ye kadar ılımlı (yüzde 10–20) artış öngörülüyor.Şirketler ve finansman maliyeti: Şirketler yüksek finansman maliyetlerini otomasyon, verimlilik artırımı, borç vadesi uzatma ve sermaye artırımıyla yönetmeye çalışıyor.
Allianz Trade, küresel şirket iflaslarının zirvesinin 2027’de olabileceğini tahmin ediyor.Sermaye piyasası ve teknoloji: Genel görüş bir balon oluşmadığı yönünde; fakat yapay zekâ beklentilerinin birkaç mega teknoloji hissesinde fiyatlara büyük ölçüde yansıdığı, bu durumun riski artırdığı vurgulanıyor.Gelişmekte olan piyasalar: Dış talep sayesinde birçok gelişmekte olan ülke hâlen genişleme döngüsünde; ancak Arjantin, Brezilya, Mısır, Endonezya gibi ülkeler dikkatle izlenmeli.
Çin’in 2026’ya kadar büyümesinin yavaşlayabileceği tahmin ediliyor.Olumsuz senaryolar: Raporda artan korumacılığın küresel ticarette durgunluğa yol açma olasılığı yüzde 45; dolarizasyon çözümlerine ilişkin bir şokun EUR/USD’yi 1,25’in üzerine itme ihtimali yüzde 35; büyük bir kamu borç krizi riski ise yüzde 20 olarak değerlendirildi.Türkiye’de istikrar kırılgan, disiplin şartRaporda, Türkiye ekonomisi için politika normalleşmesiyle göreli istikrar vurgulandı.
Merkez bankasının sıkı politikası, iç talebi sınırlamakla birlikte makro dengelerin yeniden kurulmasına katkı sağladığına dikkat çekildi.
Enflasyon önceki yüksek seviyelerden kademeli düşüş eğiliminde olduğu belirtilen raporda, turizm gelirleri ve azalan ithalatın cari açığın daralmasını destekliği belirtildi.
Rapor, politika güvenilirliği ve mali disiplinin korunmasının Türkiye’nin büyüme patikasını sürdürülebilir kılmada kritik olduğunu belirtti.