Haber Detayı
‘Güzellik değil, rezil olma özgürlüğü vaat ediyor’
Kötü Portre takma adıyla etkinliklerde stant açıp isteyenlerin ‘kötü’ portrelerini çiziyor, onlara ‘biraz kahkaha, biraz rahatsızlık ve mutlaka az miktarda da pişmanlık’ yaşatıyor. Sanatçıyla buluştuk; ‘eğlenceli bir deneyim’ olarak icra ettiği sanatını konuştuk.
Festivallerde, etkinliklerde, fuarlarda hatta bazen partilerde onun standına rastlamak mümkün.
Tabureye oturanların yüzünü eğlenceli ama bir o kadar da ‘kötü’ portrelere dönüştürüyor.
Sosyal medyada büyük ilgi gören Kötü Portre’nin önünde uzun kuyruklar oluşuyor.
Sanatçı bu personasının gizemini bozmamak için adını vermek istemiyor.
Röportajı yapmadan önce kendi kötü portremi çizdirdim, ardından sorularımı yönelttim.◊ Böyle çizimler yapmak nereden aklınıza geldi?Hiçbir yerden.
Bir gün, yaptığım kötü bir çizimle ortaya çıktı...
Öyle kötüydü ki insan bakınca neye güleceğini bilemiyordu.
Sonra biri “Ben de istiyorum” dedi. “Güzellik geçici, çirkinlik kalıcı PR’dır” dedim...
Öyle başladı.
Zaten güzel, kaliteli, düzgün şeyler genellikle baskı yaratır.
Ama beklentiyi yerlere düşürmek hem benim hem karşımdaki için şaşırtıcı biçimde rahatlatıcı.
Eğer kimse gerçeği çizemiyorsa bari keyfini çıkaralım.◊ Sanatın ciddiyetini tiye aldığınızı düşünebilir miyiz?Sanat zaten bazen fazla ciddiye alındığı için eğreti duruyor.
Ben tiye almıyorum, sadece biraz aşağıdan bakıyorum.
Diz çökmüş gibi değil, yere batmış gibi.
Kötü Portre sanatın ‘kutsal’ kürsüsüne çıkmıyor, onun gölgesinde kendi çapında debeleniyor.
Ve ilginç olan şu ki insanlar o gölgede biraz rahatlıyor gibi görünüyor.
Oyuncu Bartu Küçükçağlayan “KÖPEĞE AZ ÖDERİM” ◊ Resmini yaptıranlardan ilginç talepler geliyor mu?Fazlasıyla. “İki tanesi az kötü olsun, diğer ikisinin kötüsü bol” diyen çıktı.
Dişsiz bebeğe diş yaptım diye şikâyet eden oldu, ben de “Röntgenini yollamanız gerekirdi” dedim.
Biri köpeğiyle birlikte çizilmek istedi ama “Köpek insan değil, daha az para ödemek isterim” dedi.
Ben de kabul ettim.
Ve köpeğin yarısını çizdim.
Instagram’da “B.k gibi olmuş, eline sağlık” ya da “Ben daha kötü yaparım” gibi yorumlar geliyor.
Kimi zaman portre istemiyorlar, aslında küçük bir bozulma, ufak bir çöküş istiyorlar.
Ben de elimden gelenin en kötüsünü yapıyorum.◊ Kötü portre çizerken yüzünüze takındığınız memnuniyetsiz ifade de işin bir parçası gibi görünüyor.
Bu tavır performansın içinde yarattığınız başka bir persona mı?Kesinlikle.
O portreleri çizen kişi ben değilim.
Bu kadar kötü bir şeyi üst üste, isteyerek yapabilmek için normal ben olmamam gerekiyor.
Kötü Portre’de bambaşka bir ruh haline geçiyorum.
Yüzümdeki ifade, çıkan sonucun sorumluluğunu şimdiden reddeden bir ön savunma gibi.
Yani biri “Bu ne ya” derse, personam çoktan “Ben de bilmiyorum” demeye hazır.
Bazen tek kaşı kalkıyor ve şu bakışı atıyor: “Sen gerçekten daha iyisini hak ettiğini mi düşündün?” Yazar-oyuncu Volkan Öge ve ailesi ‘BU ÇÖPÜ SEVİYORLAR’ ◊ Ortaya çıkan komik-tuhaf çizimleri karikatürden ayıran ne?Karikatür güldürmek için dış dünyayı hicveder.
Kötü Portre’yse insanın içinden gelen o küçük, çarpık ve utanç verici sesi ortaya çıkarır: ‘Gerçekten böyle miyim acaba?’ İnsanlar ilk bakışta gülüyor.
Ama sonra ince bir sessizlik çöküyor.
Çünkü Kötü Portre’nin en belirgin hissi nedir biliyor musun?
Biraz kahkaha, biraz rahatsızlık ve mutlaka az miktarda pişmanlık.◊ Kötü Portre olarak yaptığınız işlerin böyle talep görmesini neye bağlıyorsunuz?Beklentiyi sıfırın altına indirmek hem benim hem de karşımdaki için şaşırtıcı biçimde rahatlatıcı.
Çünkü bazen kötü yapılan bir şeyin içtenliği, iyi yapılmaya zorlanan bir şeyin gerginliğinden çok daha değerli olabiliyor.
Böylece iki taraf da hem kendisiyle hem de karşısındakiyle dalga geçebiliyor.
Kötü Portre güzelliği değil, rezil olma özgürlüğünü eğlenceli bir şekilde vaat ediyor.
İnsanlar da bu ‘çöpü’ seviyor. ‘BENİ ARARSANIZ BULAMAZSINIZ’ “Kötü Portre standı genelde festival köşelerinde, etkinlik, fuar dışında bazen kapalı partilerde olur.
Yani ararsan bulamazsın ama çizerken seni bir şekilde bulur.
Portre yaptırmak istiyorsan Instagram, @kotuportre DM’den ‘Beni de çiz’ yazınca sıraya girmiş oluyorsun.” Salih Tıraş ‘SANATÇI TARAFIM BİRAZ UNUTULDU’ ◊ Daha önce solo ve kolektif sergileriniz oldu.
Yakın zamanda bir sergi olacak mı?Bu soruyla hep gerçek kimliğime yaklaşma çabası var, farkındayım.
O düzgün işler yapan, heykeller yontan, tuhaf çizim serileriyle uğraşan ‘sanatçı’ olanıma...
Ama dürüst olayım, o kişi artık biraz unutuldu.
Çünkü herkes tersine kahraman Clark Kent’e hayran kaldı.
Gözlüğü var, biraz ezik, sosyal medyada komik duruyor, stant köşesinde takılıyor.
Ama ne olduysa o karakter sevilmeye başladı. ‘Ciddi’ işler yapan Süpermen tarafım biraz kıyıda bekliyor artık.
Çünkü kimse onu çağırmıyor.
Herkes Kötü Portre’yle fotoğraf çektirmek istiyor.
O yüzden yeni sergi olur mu bilmiyorum.
Ama standın köşesinde biri “Beni de çizer misin” dediği sürece çizerim.
Belki de dünyayı kurtarmanın bir başka yolu budur.