Haber Detayı

Yunanistan'da skandal plan! Lozan'ın ruhuna kilit vuruluyor...
Dünya aydinlik.com.tr
19/10/2025 11:29 (2 ay önce)

Yunanistan'da skandal plan! Lozan'ın ruhuna kilit vuruluyor...

Yunanistan Batı Trakya’daki Türk azınlığın eğitim hakkını gasp etmeye devam ediyor. İskeçe’ye bağlı Mizanlı köyündeki azınlık okulu yeterli öğrenciye rağmen keyfi gerekçelerle açılmıyor. Encümen Heyeti Başkanı Ozan Ahmetoğlu yaşananları Aydınlık Avrupa’ya anlattı

Batı Trakya Türk azınlığı, onlarca yıldır eğitim alanında süregelen hak gasplarına karşı mücadele veriyor.İskeçe Azınlık Ortaokulu–Lisesi Encümen Heyeti Başkanı Ozan Ahmetoğlu, azınlık okullarının giderek yok edildiğini belirterek “2000’li yılların başında bölgemizde 200’e yakın azınlık ilkokulu vardı.

Bugün bu sayı 83’e düştü.

Yani neredeyse yarısından fazlası kapatıldı.

Üstelik kapanan hiçbir okul tekrar açılmıyor.

Bu, planlı bir yok etme politikasına işaret ediyor.” diyerek tablonun vahametini ortaya koydu.Ahmetoğlu’na göre Yunanistan’ın izlediği politika, yalnızca öğrenci sayısına veya fiziki koşullara dayalı idari bir tercih değil; azınlık kimliğini eğitim üzerinden silmeye dönük bilinçli bir strateji.

Ahmetoğlu “Devlet, azınlık eğitiminin kalitesini artırmak bir yana, var olan haklarımızı da sistemli biçimde buduyor.

Her defasında farklı bir mazeret üretiliyor ama sonuç hep aynı: bir okul daha kapanıyor.” dedi.

MİZANLI KÖYÜNDE OKUL AÇILMIYOR Batı Trakya Türk azınlığının sabrını taşıran son gelişme, İskeçe’nin Mizanlı köyünde yaşandı.Yıllar önce öğrenci sayısının az olduğu gerekçesiyle geçici olarak kapatılan Mizanlı Azınlık İlkokulu, bu yıl yeniden yeterli sayıya ulaşmasına rağmen kapalı tutuldu.Ahmetoğlu, yaşanan süreci şöyle anlattı: “Köydeki öğrenci sayısı yükseldi.

Yani yasal olarak okulun açılması için gereken asgari sayı fazlasıyla vardı.

Veliler çocuklarını kendi köylerindeki okula göndermek istediler ve Eğitim Müdürlüğü’ne yazılı dilekçe verdiler.

Ancak dilekçeleri önce ‘sadece babalar imzalamış’ gerekçesiyle reddedildi.

Ardından anneler de imzalayınca bu defa ‘başvuru süresi geçti’ denilerek ikinci kez reddedildi.

Tamamen keyfi ve ve oyalama taktiği.”Bu keyfi tavır, Mizanlı’da yaşayan ailelerin hayatını doğrudan etkiliyor.

Ahmetoğlu’na göre, “Devlet yetkilileri çocukların eğitime erişim hakkını kâğıt üstü bahanelerle engelliyor.

Sonuçta çocuklar köylerinde kapalı bir okulun önünden geçerek başka köylere gitmek zorunda kalıyor.

Bu manzara vicdanı olan herkesi sarsar.” görüşünde.

Ozan Ahmetoğlu ‘AMAÇ AZINLIK OKULLARINI YOK ETMEK’ Mizanlı örneği, Yunanistan’ın son yıllarda izlediği genel politikayı açıkça yansıtıyor.

Ahmetoğlu, yaşananları “bir tesadüf değil, sistematik bir tasfiye planı” olarak değerlendiriyor: “Köylerde azınlık okulları kapanıyor, çünkü yeni öğrenci kaydı yapılmıyor, mevcut okullara destek verilmiyor.

Binalar bakımsız bırakılıyor, öğretmen atamaları geciktiriliyor.

Sonra da ‘öğrenci azaldı’ denilerek okul kapatılıyor.

Bu zincirleme bir yöntem.

Sonuçta hiçbir okul kendi kendine kapanmış olmuyor.”Ahmetoğlu, bu gidişatın uzun vadede azınlık kimliğini doğrudan tehdit ettiğini vurguluyor: “Eğitim yoksa dil yok, dil yoksa kültür de yok.

Bunu en iyi bilen devlet, tam da bu nedenle azınlık eğitimini hedef alıyor.” LOZAN ANTLAŞMASI VE HUKUKUN ÇİĞNENMESİ Batı Trakya Türk azınlığının hakları, 1923 tarihli Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış durumda.Bu antlaşmanın 40. ve 41. maddeleri, azınlıkların kendi okullarını açma ve yönetme hakkını açıkça tanıyor.Ahmetoğlu, Yunanistan’ın bu uluslararası yükümlülüğünü yıllardır ihlal ettiğini söylüyor: “Lozan, azınlık okullarına özel bir statü verir.

Devletin genel eğitim yasaları bu okullar için geçerli olamaz.

Ancak bugün Yunan makamları tam tersine, azınlık okullarını sıradan birer kamu kurumu gibi görüyor ve kapatma kararı veriyor.

Bu, Lozan’a açıkça aykırıdır.

Oysa Türkiye’de üç öğrencisi olan Gökçeada’daki okul bile açık tutuluyor.

Bu, azınlık haklarına saygının bir göstergesidir.

Aynı tutumu Yunanistan’da göremiyoruz.” İSKEÇE’DE ENCÜMEN HEYETİ OKULA GİREMİYOR Yunanistan’ın azınlık eğitimine yönelik baskısının bir diğer örneği de İskeçe Azınlık Ortaokulu-Lisesi’nde yaşandı.

Encümen Heyeti Başkanı Ahmetoğlu, okulun yöneticileri olmalarına rağmen okul binasına girişlerinin yasaklandığını açıkladı.Yaz aylarında yapılan tadilat sonrasında okulun kapısına kilit vurulmuş, anahtarlar değiştirilmiş ve Encümen Heyetinin içeriye girmesi yasaklanmış.Ahmetoğlu, “Bizler, Encümen Heyeti olarak okulun yöneticisiyiz.

Ancak bize, ‘okula girmeden önce dilekçe verip izin almanız gerekiyor’ denildi.

Düşünebiliyor musunuz, kendi okulumuza girmek için izin isteniyor!” dedi.

Ahmetoğlu, uygulamanın sadece sembolik bir hak gaspı değil, aynı zamanda idari vesayet anlamına geldiğini belirtti: “Encümen Heyeti, azınlık okullarının kalbidir.

Biz veliler tarafından seçiliyoruz ve yasal yetkilerimiz var.

Devlet şimdi bu yapıyı devre dışı bırakmak istiyor.

Bu, azınlık eğitimine doğrudan müdahaledir.” ‘İKİ KERE MAĞDUR EDİLİYORUZ’ Ahmetoğlu, Yunanistan’ın politikalarını “çifte mağduriyet” olarak tanımlıyor: “Bir yandan eğitim kalitemizi yükseltme yönündeki her talebimiz reddediliyor; laboratuvar, müfredat, öğretmen ihtiyacı gibi konularda hiçbir destek verilmiyor.

Öte yandan, yasal yetkilerimizi kullanmamız da engelleniyor.

Yani hem gelişmemiz istenmiyor hem de mevcut haklarımız elimizden alınıyor.”Bu durumun yalnızca azınlık toplumunu değil, Yunanistan’ın demokratik hukuk devleti imajını da zedelediğini vurgulayan Ahmetoğlu, “Devlet kendi anayasasında yazan eşitlik ilkesine de, imzaladığı uluslararası sözleşmelere de sadık kalmıyor” dedi. ‘AZINLIK OKULLARI SADECE BİR EĞİTİM YERİ DEĞİLDİR’ Ozan Ahmetoğlu’na göre mesele, yalnızca birkaç okulun kapatılması değil; bir kimliğin geleceği.

Ahmetoğlu, “Bu okullar sadece çocukların okuma yazma öğrendiği yerler değil.

Buralar bizim dilimizin, kültürümüzün, tarihimizin yaşadığı mekânlardır.

Bir okul kapandığında, bir köyde Türkçe’nin sesi biraz daha kısılıyor.” dedi.

Ahmetoğlu, genç nesillerin kendi kimliğini koruyabilmesi için azınlık okullarının yaşatılmasının şart olduğunu vurguluyor.“Bugün kapatılan her okul, yarın unutulan bir kelime, kaybolan bir gelenek demektir.” diyen Ahmetoğlu, “Bizim mücadelemiz sadece okul binası için değil; varlığımızın devamı içindir.” İfadelerini kullandı. ‘BİR AN ÖNCE BU HUKUKSUZLUĞA SON VERMELİ’ Ahmetoğlu, Yunan makamlarına çağrıda bulunarak sözlerini şöyle tamamladı: “Eğitim bir haktır, lütuf değil.

Devletin görevi bu hakkı korumaktır, engellemek değil.

Bizler bu toprakların eşit yurttaşlarıyız.

Lozan bize bu hakkı tanımıştır.

Devletin bir an önce Mizanlı’daki okulu açması, İskeçe’deki keyfi yasaklara son vermesi gerekiyor.

Aksi halde bu tablo, Yunanistan’ın demokrasi sicilinde kara bir leke olarak kalacaktır.”

İlgili Sitenin Haberleri