Haber Detayı
Eski CHP Genel Sekreteri Sav, 24 Ekim’deki davanın nedenini ve beklentisini anlattı: 'Mahkeme hukuken butlan kararı veremez'
Eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav Delegelerin çağrısıyla yapılan kurultaydan sonra, mahkemenin hâlâ “Delegenin iradesi saptırılmıştır” tartışmasına girmesi hukuken zor görünüyor. Bu nedenle mahkemenin davanın reddine karar vereceğine inanıyorum ifadelerini kullandı.
Eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav Cumhuriyet’in sorular ını yanıtladı. - Mutlak butlan hayatımıza neden girdi, neden mutlak butlan konuşuyoruz?
CHP 31 Mart 2024 Yerel Y önetim Seçimleri’nde kimsenin beklemedi ği, tahmin etmediği bir başarı sağladı. 14 b üyük şehir, 314 il çe, 60 beldede belediye ba şkanlığını kazandı ve birinci parti oldu.
Cumhur İttifakı, CHP’nin gerisinde kaldı.
Bu başarı, dikkatleri CHP’nin üzerine çekti.
Bu ba şarıyı hem siyasal iktidar yanlıları hem de parti i çindeki yönetim kar şıtları hazmedemedi ve “Partinin y ükseli şini nasıl engelleyebiliriz” d ü ş ünceleri filizlenmeye ba şladı.
İlk şikayet, 38.
Kurultay’da oylamada hile yapıldığı gerek çesi ile Bursa’da oldu.
Bursa Cumhuriyet Ba şsavcılığı yetkisizlik kararı verdi.
Şikayet başvurusu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına g önderildi.
Ankara Ba şsavcısı ocak ayı i çinde soru şturmayı başlattı.
Soruşturma başladıktan sonra, iddianame bile yazılmamışken Asliye Hukuk mahkemelerinde seri halde davalar a ç ılmaya başlandı.
L ütfü Sava ş ve diğerlerinin davaları şubat ayında, İstanbul Kongresi’yle ilgili dava adli tatil i çinde, 14 A ğustos'ta a ç ıldı. - Davaların gerek çelerini açar m ısınız?
Davalar; bir kısım delegelerin y önlendirildi ği, bir kısmının parayla kandırıldığı, bir kısmına iş vaadinde bulunduğu gerek çesiyle kurultay ın, delegenin iradesini tam yansıtmadığı savıyla a ç ıldı.
Şu anda bitmiş bir tek dava var.
O da Ankara 3.
Asliye Hukuk Mahkemesi’nde a ç ılmış olan dava. 6 dava Ankara 42.
Asliye Hukuk Mahkemesi’nde toplanıp birleştirildi, bu davanın duruşması 24 Ekim’de yapılacak.
Aşağı yukarı 13-14 davayla CHP kendi i çine dönük tart ışmalar yapan bir parti durumuna sokulmak istendi. - Uzun s üredir kayyum atand ı mı atanacak mı tartışmaları yapılıyor...
Dilek çelerde yaz ıldığı gibi mutlak butlan iddiasıyla bu dava kabul edilir de eski y önetim geri mi gelir, ba şka bir y önetim anlay ışı mı olur, bir ça ğrı kurulu, bir ge çici kurul mu olu şur gibi tartışmalar toplumun g ündemine getirildi.
Herkes görev alacak heyetin kayyum olaca ğını d ü ş ünüyor.
Kayyum, hukuken ayr ı bir konudur.
Belirli işleri g örmek veya mal varl ığını y önetmek için atan ır.
Ergin bir kişi; hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle ivedi bir işini g örebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda de ğilse kayyum atanır.
Bir kimse uzun s üreden beri bulunamaz ve oturdu ğu yer de bilinmezse kayyum atanır.
Kimi zaman bir kişi malvarlığını kendisi y önetemiyorsa kayyum atan ır. - Siyasi partiye kayyum atanamaz mı?
B öyle bir davada fevkalade zordur.
Yasada, “Bir tüzel ki şi gerekli organlardan yoksun kalmış ve y önetimi ba şka yollardan sağlanamamışsa” kayyum atanabileceği yazılıdır.
Siyasi partiler, kendi organlarını başka yollar ile se çebilece ği i çin bu kural siyasi partiler için uygulanamaz.
İkinci önemli konu; mutlak butlan tart ışmasıdır.
Mutlak butlan kararı verilebilmesi i çin bir i şlemin, s özle şmenin kanuna, ahlaka, kamu d üzenine ve ki şilik haklarına aykırı olması gerekir.
Olayları ayırt etme g ücü olmayanlar ın evliliği, reşit olmayan kişinin izin verilmeden yaptığı satış işlemleri ve benzeri durumlarda mutlak butlan s öz konusudur.
Medeni Kanunun 83. maddesinde “Genel Kurul kararlar ının yok veya mutlak butlan nedeni ile h ükümsüz say ıldığı durumlar saklıdır” denir.
Mutlak butlan var mıdır, yok mudur tartışmasına girmeden önce geride b ırakılan kongre s üreçlerine bak ılmalıdır.
İTİRAZ SÜRESİ AŞILDI Bizim siyasi parti hukukumuzda se çim yasalar ında ve anayasamızda se çimlerin denetim ve gözetimi seçim kurullar ına aittir. 38.
Kurultay’da alınan kararlar ve yapılan se çimler herhangi bir itiraz olmadan kesinle şmiştir; dava a çanlar kurultayda delegenin iradesinin sapt ırıldığını d ü ş ünmü şler ise girişimlerini zamanında yapmalıydılar. ‘HAZMEDEMİYORLAR’ - Hukuken zaman sınırlaması nedir?
Medeni Kanun’un 83. maddesinde bu konuda h üküm vard ır.
Buna g öre genel kurulun yani kurultay ın yapıldığı tarihte orada bulunan kişi iptal i çin bir ay içinde dava açmak zorundad ır.
Hazır değil idiyse ö ğrendikten itibaren bir ay i çinde dava açmas ı gerekirdi.
Yani her halde üç ayda iptal davas ı a çmas ı gerekirdi.
Üç aydan sonra dava aç ılamaz.
Bu yapılmamış ve davalar, 83. maddenin sonundaki bir fıkraya dayandırılmak istenmiştir.
O fıkra “Genel Kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla h ükümsüz say ıldığı durumlar saklıdır” diyor.
Başka bir ç ıkış yolu bulamadıkları i çin bu maddeye dayanarak kurultay ı iptal ettirmek istiyorlar.
CHP’nin duruşunu, yapısını, gelişmesini ve iktidara y ürüyü ş ünü hazmedemiyorlar. - İddianameden s öz eder misiniz, içerisindeki hukuki s ıkıntılar neler?
İddianamede Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında olduğu 12 sanık g örülüyor. 16 da tan ık var.
Bu tanıklardan bir kısmı kurultaya bile gelmemiş ama kurultay hakkında ahkam kesiyor.
Savcılık da onların ifadesini tanık sıfatıyla alabiliyor.
Hukuki çarp ıklık burada, ciddi hukuk çular ı isyan ettiren olay bu.
İsyan ettiren bir başka olay da “Ben Ahmet’i kapıda g ördüm, Mehmet’le konu şuyordu, para pazarlığı yapıyorlardı” veya “Ali’yi g ördüm, elinde bir para çantas ıyla asans öre biniyordu”...
Böyle ipe sapa gelmez beyanlar var iddianamede.
İddianame Mayıs ayının sonunda hazırlandı ve Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava a ç ıldı.
O zamana kadar “Şaibe vardır, irade saptırılmıştır” gibi iddialar s üregeldi.
Asliye Ceza Mahkemesi, “Burada rü şvet de var” diyerek dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne g önderdi.
A ğır Ceza Mahkemesi kabul etmedi.
Neticede dava, Ankara 26.
Asliye Ceza Mahkemesinde kaldı.
Davanın a ç ılış nedeni Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. maddesine g öre, oylamaya hile kar ıştırmak. ‘İRADE FESADINA DAİR DELİL YOK’ - Hile karıştırmak iddiası nasıl kanıtlanır? “Oyunu Kemal Kılı çdaro ğlu’na değil de Özgür Özel’e ver diye ben Mehmet’e 200 bin lira verdim, Ahmet’e bin dolar verdim” ya da “Ba şkaları pazarlık yaparken g ördüm” şeklindeki beyanlar, “Oylamaya hile karıştırıldı” iddiasının dayanağı yapılmak isteniyor.
Delege, kapalı h ücreye giriyor, oyunu gizli veriyor.
Ne malum oyunu o do ğrultuda kullandığı, var mı bunun kanıtı, yok. “Fotoğraf çekildi” deniyor.
Foto ğrafı herkes çektirebilir, bu bir kan ıt değil.
Yani delegenin iradesinin saptırıldığına, irade fesadına dair hi çbir delil yok. ‘HESAPLAR TUTMUYOR’ Kurultay salonunda birinci tur bittikten sonra ikinci tura geçilmesi geciktirilerek Kemal K ılı çdaro ğlu’nun adaylıktan çekilece ğine y önelik gerçe ğe aykırı a ç ıklamalar yapıldığı iddiaları da davalarda konu edilmiştir.
Birinci turda 1366 delegenin 682’si Özgür Özel’e, 664’ü K ılı çdaro ğlu’na oy vermişti. 18 oy da ge çersiz say ılmıştı.
Topladığımızda y üzde 100’e yak ın katılım var.
Özgür Özel, 2-3 oy daha alsa birinci turda zaten seçilecek.
İkinci turda ise oylar arasında fark doğuyor.
T üm bunlar ilçe seçim kurulunun gözetim ve denetiminde yap ılmıştır.
Ekrem İmamoğlu’nun g örevi, seçim kuruluna listeleri devretti ği zaman bitiyor.
Se çim ba şladıktan sonra t üm yetkiler ilçe seçim kurulunundur. “Sand ık başında hile yapıldı” diyorlar.
Kemal Bey’e yazılan oylar çizilmi ş...
Sandık başında resmi memur var.
İlk turdaki ge çersiz 18 oy da Kemal K ılı çdaro ğlu’na verilecek olsa bile hesap yine tutmuyor, Kılı çdaro ğlu birinci turda se çilemiyor. - Mutlak butlan ortaya at ılınca CHP nisan ve eyl ülde iki kurultay yapt ı, bunların 24 Ekim’deki davaya etkisi nedir?
Hem Siyasi Partiler Kanunu’nda hem bizim t üzü ğ ümüzde genel kurul yani kurultay ın nasıl olağan üstü toplanaca ğı yazılır.
Olağan üstü kurultay ı genel başkan, Parti Meclisi ve toplam delegenin yarıdan fazlası ça ğırabilir.
Kurultayın nisan ayında genel başkanın ça ğrısıyla toplanmasında “4-5 Kasım 2023 Kurultayı’nda genel başkan hile ile se çildi, kurultay ı toplayamaz” tezi ileri s ürüldü.
Seçilmi ş saymadıkları genel başkan, yerel y önetim seçimlerini yapm ış, adayları belirlemiş.
Bir s ürü i şlemi genel başkan olarak yapıyor da kurultayı ça ğıramıyor.
Kurultay tartışmalarına son verecek sağlıklı y öntem olarak, ben kurultay ın delegelerin noter tasdikli imzalı beyanları ile toplanması yolunu önerdim.
Haklar ında ihtiyati tedbirli kararı verilmiş olan İstanbul delegeleri ile iddianamede tanık ve sanık diye adı ge çenler dahil hiçbirisinden imza al ınmadı ve bunlar kurultayın üzerine gölge dü şmemesi i çin kurultayda oy kullanmad ı. ‘EN ÜST ORGAN KURULTAY’ Partinin sahibi kurultay delegeleridir.
Kurultay; genel ba şkanın da, Parti Meclisi’nin de, y üksek disiplin kurulunun da üzerinde bir organd ır.
İşte o kurultay delegeleri, “Madem tartışma var, ben imzamla kurultay ça ğırıyorum” dedi ve ça ğırdı.
O da 21 Eyl ül’de yap ıldı.
Yine genel başkan olarak Özgür Özel seçildi.
Bu a şamadan sonra mahkemenin h âlâ “Mutlak butlan var.
Delegenin iradesi sapt ırılmıştır” tartışmasına girmesi hukuken zor g örünüyor.
Bu nedenle ben, 24 Ekim’deki davada mutlak butlan ko şulları olmaması, yeter miktarda delegenin imza ve iradesi ile yasaya ve t üzü ğe uygun olarak kurultayın toplanmış ve il çe seçim kurulu gözetim ve denetiminde organ seçimleri yap ılmış olduğu gerek çesi ile mahkemenin konusu kalmayan davan ın reddine karar vereceğine inanıyorum. - Aksi ihtimal yok mu?
Siyaset hukukun üstüne ç ıkmaz ise hi çbir s ıkıntı olmaz. ‘ÇÖZÜM YOLU BULUNUR’ - Bütün hukuksal aç ıklamalarınıza rağmen mahkeme b öyle bir karar verir de eski yönetim gelir mi?
Bilemem ama mahkemenin böyle bir karar vermeyece ğini d ü ş ünüyorum.
Ama beklenmeyen bir karar verilirse parti onun da çözüm yolunu bulur. - Nas ıl bir çözüm yolu bulunur?
İstenmeyen bir yapı ç ıktı diyelim; İstanbul’dakine benzer bir ge çici kurul atanabilir.
Geçici kurulun görevi; tüzü ğ ün 48. maddesine göre en az 15 gün önce ilgililere duyurmak ko şulu ile en az 45 g ün içinde partiyi kurultaya götürmektir.
Parti bo şluk kabul etmez.
Olağan üstü kurultayda yine kas ım, nisan ve eyl ül tarihinde oy kullanan delegeler oy kullanacakt ır. - Kongrelerin baştan yapılması y önünde bir karar al ınabilir mi?
Ge çici Kurul “Yeni delege seçtirece ğim” derse olmaz.
Bunu yapmak i çin yasal süresi yetmez.
Ayr ıca bu hafta kurultay delegelerinin y üzde 90’ ı belli olacak, kurultay delegeleri se çim kurullar ından ge çmi ş yani kesinleşmiş olacak.
Bu nedenle önceden seçilmi ş olan delegeler, hukuken yok sayılamaz. “Ben kongreleri tekrar başlatıyorum” diyemez.
Çünkü öyle bir yetkisi yok, ad ı üzerinde geçici kuruldur; görevi mevcut delegeler ile kurultay ı toplamaktır. ‘GEÇİCİ KURUL ESAS SAHİBİNE TESLİM ETMELİ’ Siyasi Partiler Kanunu’nda da tüzü ğ ümüzde de kurultay yok say ıldığında nasıl bir yol izleneceği yazılmıyor.
Ama kongrelerle ilgili bir h üküm var. “Görevini iyi yapmayan bir kurulu; üst kurul, merkez yönetim kurulu görevden al ır” diyor.
İstanbul 45.
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği kararda da “g örevden uzakla ştırılmasına” ifadesi var.
Bu durumda da o ge çici kurulun partiyi esas sahibine teslim etmesi gerek. - “Esas sahip” kim oluyor burada? “Esas sahibi” dedi ğim yine olacak bir kurultayda se çilecek olan genel ba şkan, Parti Meclisi ve Y üksek Disiplin kuruludur.
Bu konuda yarg ıda bir kafa karışıklığı var.
Bunu İstanbul Mahkemesi’nin kararından anlıyorum.
İstanbul Mahkemesi, beş kişilik bir ge çici kurul atad ı.
İl y önetimini, il disiplinini yok sayd ı.
Yerine o ge çici kurulu görevlendirdi.
Burada da bir ciddi hukuki hata var. - Nedir “ciddi hata”?
Yarg ı erki ile y ürütme erki bir ki şide toplanamaz.
Diyelim ki G ürsel Tekin’in de içinde oldu ğu ge çici kurul, üye Ahmet’i ihraç etmek istiyor.
Hem kendisi sevk edecek, hem kendisi karar verecek.
Temel yanl ışlık orada.
Olağan üstü İl Kongresi devreye girmeseydi bu ge çici kurul, kongre yapmak durumundayd ı.
Ama delegeler, o olanağı tanımadı.
O delegeler ge çmi şte 34 farkla Özgür Çelik’i seçmi şti.
Bu defa tamamına yakın oyla Özgür Çelik ve yönetimini seçti. ‘GENEL MERKEZ ANKARA’DA İSTANBUL’UN YETKİSİ YOK’ Kurultayın iptaliyle ilgili davayla İstanbul 45.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tedbir kararını karşılaştırıyorum.
Çünkü aç ılan davalarda ihtiyati tedbir talepleri iki gerek çeyle reddedildi.
Siyasi Partiler Kanunu’na ve CHP Tüzü ğ ü’ne göre partinin aleyhinde aç ılacak davalar, partinin Genel Merkezi’nin olduğu yerde a ç ılır.
Partinin ikametg âh ı Ankara’dadır.
Yani İstanbul’da yetkisiz bir mahkemede dava a ç ıldı, yetkisiz mahkemede tedbir kararı verildi.
Bunun istinaftan bozularak d önece ğine eminim. ‘MAHKEME TUTANAKLARI İSTEDİ’ Ankara 42.
Asliye Hukuk Mahkemesi son ara kararında, il çe seçim kurulundan 21 Eylül’deki kurultay ın tutanaklarını ve İstanbul İl Kongresi’nin yapılmasıyla ilgili olarak il çe seçim kurulundan seçime kat ılan katılmayan, oy kullanan kullanmayan delegelerin listesi ile birleştirme tutanaklarının celbini istedi.
Daha önceki karar ında da ceza soruşturmasının i çeri ğini istemişti.
Bu defa Ankara 26.
Asliye Ceza Mahkemesi’nin dosyasının celbine karar verdi - Mahkemenin bunları istemesinin anlamı nedir? 21 Eyl ül’de yap ılan kurultayda bir usuls üzlük oldu mu, şaibe var mı, oylar nasıl kullanılmış, İstanbul delegeleri katılmış mı, üzerinde tart ışma yapılan delege var mı diye bakacak herhalde.
Mahkeme kararını onları g örerek olu şturacak diye d ü ş ünülebilir. 1950 y ılında üyesi oldu ğumuz Avrupa Konseyi Stat üsü’nün üçüncü maddesine göre; her üyenin hukukun üstünlü ğ ü kural ına uyma zorunluluğu var.
Hukukun üstünlü ğ üne inan ıyorsak, mahkemenin hukuk kuralları çerçevesinde yap ılan kurultayı dikkate alması gerekir.
Bir yargıcın b ütün bu belgelere ra ğmen hukukun üstünlü ğ üne ayk ırı karar vereceğini beklemiyorum, ben yargı çlar ı etkilemek istemem.
T ürkiye’de her türlü bask ıya karşın d ürüst pek çok yarg ı ç ve savc ının olduğuna inanıyorum. ‘PARTİ DEĞİL HİLE YAPAN CEZA ALIR’ Diyelim ki oylamaya hile karıştırıldığı i çin bir ki şiye ceza verildi; Bu durumda oylamaya hile karıştıran kimse o cezalandırılır. “Ahmet Mehmet’e para verdi”...
Bu ahlaki bir sorundur.
Ceza hukukunun yaptırımı ona y önelik olur.
Hile nedeniyle bir partinin kurultay ı iptal edilemez. - Kemal Bey’in bu d önemde sessiz kalmas ı çok ele ştirildi.
Sessizliğini neye bağlıyorsunuz?
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Şubat 2025 tarihinde Manisa il Kongresi’nde “Bay Kemal’i şaibeli bir kurultay ile tehcir ettiler” dedi.
Sonra 7 Şubat’ta KRT’de Kemal Kılı çdaro ğlu bir programa katıldı.
Kurultay ile ilgili parti y önetiminin aç ık ve net bir a ç ıklama yapması gerektiğini s öyledi, “Yapm ıyorsanız s ükut ikrardan gelir.
O zaman ba şka bir şey var demektir burada.
Bir şey varsa partinin kirlilikten arınması gerekir” demiş ve şaibe ş üphesi üzerine de “Benim elimde bir şey yok” s özlerini kullanm ış, “Şaibe yoktur” diyememişti.
Daha sonraları “Ben kabul etmezsem bile kayyum atanacak.
Kayyuma mı bırakayım partiyi?
Karardan sonra Özgür Özel ile oturur konu şuruz” demişti.
Partililer ve kamuoyu, Kılı çdaro ğlu’nun mahkeme kararından umutlu olduğu, şu ya da bu şekilde bir karar verileceği, kendisinin partinin başına tekrar geleceği gibi bir umut i çinde yorumunu yapm ışlardı. “Ne yapıyorsunuz, beni bu şekilde nitelendiremezsiniz.
Ben kurultayda şaibe vardır demem” diye konuşsaydı bu tartışmalar biterdi. ‘TARTIŞMAYI BİTİRMEK HER CHP’LİNİN GÖNÜL BORCU’ - Tüm bu hukuki süreç biter miydi?
Biterdi.
İddianamede Kemal Bey i çin “ma ğdur” yazıyor.
İddianamede Kemal Bey’in ifadesi yok.
Ama bu s üreçte aç ılan davalardan, bu ifadeleri veren bir siyaset çinin beklentisinin oldu ğunu g örüyorum.
İ ç dünyas ında öyle dü ş ünmemi ş olsa bile toplum artık bunu b öyle alg ıladı.
Aradan 8 ay ge çmi ş ama bu tartışma devam ediyor.
Bu tartışmayı bitirmek her CHP’linin g önül borcudur. 69 y ıllık bir siyasi olarak ben, kendimi h âlâ partiye olan borcumu ödemi ş saymıyorum.
Kemal Bey dahil b ütün CHP’liler kendini CHP’ye borçlu hissetmek zorundad ır. - En çok konu şulan konulardan biri de davacıların CHP’li olması...
Davayı a çan arkada şlar partiye benden daha çok borçlu.
Onlar ın neden bu davaları a çt ığını tam kestiremiyorum.
Ama parti i çi tart ışmanın s ürmesini istedikleri anla şılıyor.
Kendi a ç ılarından haklı oldukları yerler vardır ama parti ç ıkarı a ç ısından haklı değiller. “Biz susalım da parti b öyle hileli hurdal ı yollarla mı gitsin” lafı kuru bir laftır.
Partiyi d üzeltmek, partiye hizmetle olur.
Particilik onu gerektirir.
Taban ımızdaki insanların neyi özlediklerini, neyi beklediklerini bu arkada şlarımız tam kestiremiyorlar.
Sade partililer ve CHP’ye oy veren se çmen, partinin davalarla kar ıştırılmasını, ibretle seyrediyorlar. ‘Tabanın beklentisi CHP’nin iktidara gelmesi’ CHP’nin, d önem dönem küllerinden nas ıl doğduğunu kavrayamayan insanlar var h âlâ.
CHP iki kez kapat ıldı, genel başkanları b üyük s ıkıntılar çekti.
CHP İ çi şleri Bakanlığı’na dilek çe verilerek kurulmu ş bir partiyi değil, 19 Mayıs 1919 Aydınlanma Y ürüyü ş ü ile ba şlayıp, Kurtuluş Savaşı’yla yoğrulan 102 yaşını doldurmuş bir partiyi konuşuyoruz.
Biz o partinin, Mustafa Kemal’in evlatlarıyız.
O’na bor çluyuz.
Türkiye’yi O’nun b ıraktığı yerden alıp daha ileriye, ça ğdaşlığa taşımakla y ükümlüyüz.
CHP taban ı her şeyi g örüyor, biliyor.
Birilerine gönül koyuyorsa nedensiz de ğil.
Birilerini övüyorsa da nedensiz de ğil.
Tabandaki sade insanın beklentisi CHP’nin iktidara gelmesidir. ‘EZİLENLER, 31 MART’TA SARI KART GÖSTERDİ’ - Erken seçim öngörüyor musunuz?
Anayasam ızın 2. maddesinde cumhuriyetin nitelikleri sayılırken devletin tarifinde “Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir” diyor.
Hukuk devleti, hukukun üstünlü ğ üne uyan hukuk kurallar ı ile y önetilen devlettir.
Sosyal devlet, güçsüzleri güçlüler kar şısında koruyan devlettir.
Bug ünkü siyasal iktidar, güçsüzleri güçlüler kar şısında koruyamıyor.
Anayasada yazılı sosyal ve ekonomik hakları yerine getiremiyor, yoksulları dar gelirlileri kollamıyor, korumuyor.
Emekli maaşı da asgari ücret de yürüyen hayat ın gerisinde kaldı.
O nedenle 31 Mart 2024’te g üçsüzler, enflasyon ve pahal ılık altında ezilenler, bu siyasal iktidara sarı kart g österdi.
Şimdi CHP meydanlarda erken se çim talep ediyor.
Siyasal iktidar, erken seçimin ç ıkarına olmadığını g örüyor.
Seçim için kendine elveri şli iklimi bulamıyor.
Ama se çim zaman ında dahi yapılsa bu k ötü gidi şi, bu anlayışla, bu siyasal iktidarın durdurabilmesi m ümkün de ğil. 16 bin TL ile ge çinmeye çal ışan emeklileri, 22 bin TL alan asgari ücretlileri 28 bin TL’ye varan açl ık sınırına bile getiremeyen siyasal iktidarın işi hi ç de kolay görünmüyor. - Muhalefet tek adayla m ı yoksa çoklu adayla m ı se çime girmeli, nas ıl bir strateji izlenmeli?
Bu zamana bağlı bir konu.
Ge çmi şte denenmiş altılı masa modellerinin ne kadar temelsiz olduğu şimdi daha iyi g örülüyor.
Çe şitli partilerde bulunan, çe şitli partilere oy veren se çmenlerin cumhurba şkanlığı se çiminde tek adayl ı bir se çim oldu ğu i çin tercihlerini yapmalar ı gerekecek.
Ekrem Bey’in şahsında bir milyonu aşkın fark oldu.
İlk cumhurbaşkanlığı se çiminde de benzeri, fazlas ıyla yaşanacaktır. - Girebilecek mi se çime Ekrem Bey?
Şimdilik girmesini engelleyen hukuki bir durum yok.
Ahmak davasında ceza verildi, o ceza istinafta onandı ama Yargıtay aşaması var.
Yargıtay’ın bu şekliyle onaması, hukukun üstünlü ğ ü ilkesi aç ısından olanaksız g örünüyor.
Tabii diploma davas ı var ama o da aşılacaktır.
Siyaset b ütün engelleri a şarak hedefe ulaşma sanatıdır. - Atat ürk d ışında t üm genel ba şkanları g ördünüz, Özgür Özel’in performans ını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gen ç, yetenekli ve çal ışkan.
Yorgunluk nedir bilmiyor.
Bir yandan hapishanedeki belediye başkanlarının, belediye b ürokrasisinden içeriye al ınmış olanların hukukunu koruyor.
Diğer yandan cumhurbaşkanlığı se çiminin Türkiye’de önemli bir mihenk ta şı olacağını d ü ş ündü ğ ü için cumhurba şkanlığı se çimlerine hedef çiziyor.
Siyasette umutsuzlu ğa yer yoktur.
Özgür Özel’in yapt ığı umutsuzluğa karşı m ücadeledir.
Umutsuz insanlara verdi ği cesarettir.
Ben Özgür Bey’in yerinde olsam belki Brüksel’de miting yapmaya cesaret edemezdim.
Cesaret etti ve yapt ı ve başardı. ‘BARIŞ GÜVERCİNİNİ ÖCALAN’IN İPİNE SARILARAK ARIYOR’ - MHP lideri Devlet Bah çeli terörsüz Türkiye’den sonra kamuoyunda “Alevi aç ılımı” adı konan s üreci ba şlattı.
Bu a ç ılımları nasıl okuyorsunuz?
Sayın Bah çeli 2007’de bir mitingde Abdullah Öcalan’ ın idam edilmemesini eleştirerek asılması i çin ip att ı.
O zaman ip atan Bah çeli, bugün “kurucu önder” diyor.
Öcalan as ılmış olsaydı kurucu önder kalacak m ıydı?
Bah çeli bugün bar ış g üvercinini Öcalan’ ın ipine sarılarak arıyor.
Şimdi de “Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmeli” dedi.
CHP’nin bu konuyla ilgili yıllar boyu verdiği onlarca kanun teklifi var.
Hi çbirine kat ılmadılar.
Alevi camiası bunun ne anlama geldiğini iyi g örüyor.
Alevi seçmenin büyük ço ğunluğu CHP’nin politikasını benimsiyor.
Onların bu t ür elma şekerine kanacaklarını sanmam.
Ama Bah çeli de kendi partisini ayakta tutmak için Cumhur İttifakı’nın devamını sağlamaya çal ışıyor.
PORTRE 1937’de Manyas’ta doğdu.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.
Ankara Barosu Ba şkanlığı ve T ürkiye Barolar Birli ği Başkanlığı yaptı. 1973 se çimleri sonras ı milletvekili oldu.
B ülent Ecevit’in ba şbakan olduğu h ükümette Çal ışma Bakanlığı g örevini üstlendi. 2000-2010 y ılları arasında CHP'nin genel sekreterlik g örevini yürüttü.
Deniz Baykal dönemi süresince CHP’nin ikinci adam ı olarak bilinen Sav, CHP tarihinde en uzun s üre genel sekreterlik görevini yapan ki şi oldu.