Haber Detayı

SSÇ'ye çözüm arayışı
Güncel odatv.com
23/10/2025 10:48 (2 ay önce)

SSÇ'ye çözüm arayışı

Mattia Ahmet Minguzzi’nin, Hakan Çakır'ın yaşıt olmayan kişiler tarafından öldürülmesi “suça sürüklenen çocuk” tartışmalarını alevlendirdi. Konuyla ilgili çalışmalar yapan Adalet Bakanlığı'na Enstitü Sosyal tarafından sunulan 46 sayfalık raporda cezalandırmadan çok önleyici önlem alınması vurgulandı

Mattia Ahmet Minguzzi’nin, Hakan Çakır'ın öldürülmesinin ardından gözler bir kez daha “suça sürüklenen çocuk” (SSÇ*) kavramına çevrildi.

Milliyet’in haberine göre, Enstitü Sosyal tarafından hazırlanan “Türkiye’de Adalet Sisteminde Suç ve Çocuk” başlıklı 46 sayfalık rapor, çözüm yollarını tüm boyutlarıyla ortaya koydu.

Adalet Bakanlığı’na sunulan 46 sayfalık raporda öneriler şu şekilde sıralandı:1) Yasal eşgüdüm: Çocuk Koruma Kanunu ile diğer tüm kanunların düzenlemeleri arasında eş güdüm sağlanmalı.

Adalet sisteminde bütüncül, tutarlı ve etkin bir çerçeve oluşturulmalı.2) Ceza indiriminde kriter: Ceza indirimi herkese aynı şekilde uygulanmamalı, türü, tekerrürü ve mahiyeti dikkate alınmalı.

Çocuk mahkemelerindeki hakimlerin uzmanlaşması, takdir yetkisini bilinçli kullanması sağlanmalıdır.3) Sosyal İnceleme Raporu (SİR): Soruşturma aşamasında alınmalı, kanuni olarak zorunlu hale getirilmeli.

Tutuklama tedbiri uygulanmadan önce yaş, gelişim düzeyi, aile ve çevre koşulları, eğitim durumu gibi faktörleri içeren bir SİR hazırlanmalı, bu rapor alınmadan tutuklama hukuka aykırı sayılmalı.4) Kurumlararası Koordinasyon: Adalet, Aile ve Sosyal Hizmetler, Millî Eğitim, Sağlık ve İçişleri bakanlıkları arasında veri akışı ve iş birliği sağlanmalı, gerekirse yeni bir koordinasyon kurumu kurulmalı.5) Güçlendirilmiş Bakım Merkezleri: Madde bağımlısı veya psikiyatrik rahatsızlığı bulunan çocuklar için bütüncül bakım merkezleri kurulmalı, psikiyatrik tedavi, bağımlılık rehabilitasyonu, sosyal uyum ve sportif faaliyetlerle desteklenmelidir. 6) Yargılama süreleri: Çocukların yargılanma süreçleri hızlandırılmalı, dava sürelerine üst sınır getirilmelidir.7) Tedbir mahkemeleri kurulmalı: Çocuklara özgü savcılık ve hakimlik ihdas edilmeli. 8) Uzmanlaşmalılar: Hakim ve savcıların çocuk koruma hukuku, gelişimi ve çocukla iletişim konularında uygulamalı eğitimler alması zorunlu olmalı. 9) Uzman hukukçular: Çocuk mahkemelerine bilirkişi niteliğinde uzman hukukçular atanmalı.10) Kolluk: Çocuk ifadelerini alırken savunma hakkını ihlal etmeyecek şekilde hareket etmesi sağlanmalı. 11) Güvenlik tedbirleri: Çocuk adalet sistemi yalnızca cezalandırmaya değil, onarıcı ve rehabilite edici süreçlere odaklanmalıdır.

Eğitim, psikososyal destek ve sosyal uyum programları....

İşletmelere, istihdam etme yükümlülüğü getirilebilir. 12) Suç tekrarının önlenmesi: Ceza infaz sürecinde çocuklara uygun eğitim, mesleki beceri ve psikososyal destek programları oluşturulmalıdır.

Okullarda akran arabuluculuğu sistematik hale getirilmeli.13) Ailelere yaptırım: Çocukları suça iten veya kullanan suç örgütlerine yönelik cezalar artırılmalı, ailelerin ihmali halinde özel yaptırımlar uygulanmalıdır.14) Medya ve dijital platformlar: Çocukların kişilik haklarını ihlal eden yayınlar engellenmeli. 15) ‘Suça Sürüklenen Çocuk’ Kavramı: Bu kavram, soruşturma aşamasında değil, hüküm kesinleştikten sonra kullanılmalıdır. 16) İnfaz Sistemi: İnfaz sistemi yalnızca hapis ve para cezasına değil, alternatif yaptırımlara da dayandırılmalıdır.

Hapis cezası sadece son çare olmalı.17) Kademeli Tutuklu: Cezaevinden eğitim evine geçiş süreci yeniden düzenlenmeli.18) Koşullu Salıverilme: Koşullu salıverilme otomatik olarak uygulanmamalı.19) Rehabilitasyon: Çocuk cezaevlerinde eğitim, meslek edindirme, bağımlılıkla mücadele ve psikolojik destek programları artırılmalıdır. 20) Adli Sicil Kayıtları: Çocukların ıslahı uzman görüşüyle belirlenirse adli sicil kaydı silinebilir.21) Davranışlarını Yönlendirme Yeteneği: Hukuki ve tıbbi çevrelerde farklı yorumlanan bu kavramın anlamı net biçimde tanımlanmalıdır.Konuyla ilgili konuşan uzmanlardan Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof.

Dr.

Neslihan İnal, “Çocuklar doğuştan suçlu değil.

Çoğu sahipsizlik, ilgisizlik ve güvensiz çevre koşulları nedeniyle bu yola itiliyor.

Cezaevleri sorunları derinleştiriyor” ifadelerini kullandı.Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü Dr.

İpek Coşkun Armağan ise ilkokul dönemine işaret ederek, “Suç işlenmeden önceki süreç, yargılama ve infaz dönemleriyle ele alınmalı.

Cezasını çeken çocuk yeniden topluma dönüyor, sonrasına dair planlama yapılmıyor.

Birçok çocuğun yüzlerce suç kaydı var.

İlkokul çağı kritik bir dönem” dedi.Odatv.com

İlgili Sitenin Haberleri