Haber Detayı
Adım adım 3. Dünya Savaşı'na: Japonya'nın ilk kadın başbakanının imparatorluk hayalleri: Çin ve Kuzey Kore'den nefret ediyor
Heavy metal hayranı, Shinzo Abe’nin öğrencisi ve Japonya’nın pasifist anayasasını değiştirme yanlısı olan Sanae Takaichi, ülke tarihine geçti. Japonya’yı yönetecek ilk kadın lider olarak göreve gelmesi, ülkenin modern tarihinde tarihi bir kırılma anlamına geliyor. Ancak bu zafer, sadece kadınlar için bir dönüm noktası değil; aynı zamanda ülkenin milliyetçi sağa kayışının da simgesi olarak görülüyor.
Japonya’nın ilk kadın başbakanı Sanae Takaichi: Feminist bir zafer mi, yoksa İmparatorluk Ordusu’na dönüş mü?Eski Ekonomik Güvenlik Bakanı olan Takaichi, açıkça Margaret Thatcher hayranı olduğunu söylüyor.
Ekim ayında iktidardaki muhafazakâr Liberal Demokrat Parti’nin (LDP) iç seçimlerini kazanmış, ardından parlamento oylamasıyla başbakanlığa seçilmişti.Bu zafer, erkek egemen Japon siyasetinde cam tavanı kıran bir adım olsa da, Takaichi’nin politik çizgisi oldukça tartışmalı.
Çünkü o, partinin en sert, en milliyetçi kanadının temsilcisi.Takaichi, Japonya’nın pasifist savaş sonrası anayasasını değiştirmek, ordunun yetkilerini genişletmek ve eşcinsel evliliğe karşı çıkmak gibi konularda sert tutum sergiliyor.
Bu yönüyle, “Japonya önce” söylemini savunan bir “şahin” olarak tanımlanıyor.Zorlu bir siyasi yol ve sağ kanadın zaferiTakaichi, partinin iç seçimlerinde eski başbakan Junichiro Koizumi’nin oğlu Shinjiro Koizumi’yi ikinci turda geride bıraktı. 64 yaşındaki Takaichi ile 43 yaşındaki Koizumi arasındaki yarış, başlangıçta bir “nesil çatışması” olarak yorumlansa da, Takaichi’nin muhafazakâr grupları birleştirme başarısı belirleyici oldu.
Bu zafer, partinin ılımlı kanadına karşı sağın yeniden yükselişi anlamına geldi.Ancak Takaichi’nin güvenlik politikalarındaki sertliği, 26 yıldır süren LDP–Komeito koalisyonunu sona erdirdi.
Komeito, Budist kökenli, barış yanlısı bir partiydi ve hükümetin savunma politikalarında denge unsuru olarak görülüyordu.Koalisyonun dağılması, muhalefetin birleşmesi için fırsat yaratsa da, aşırı sağcı Nippon Ishin (Japonya Yenilik Partisi) Takaichi’ye destek vererek onun başbakan seçilmesini sağladı.“Güç yoluyla barış”Takaichi, mentorü Shinzo Abe gibi, Japonya’nın savaş sonrası anayasasının 9. maddesini değiştirerek öz savunma güçlerinin rolünü resmî olarak tanımak istiyor.
Onun vizyonu, “güç yoluyla barış” ilkesine dayanıyor.Bu doğrultuda Japonya’nın askerî kapasitesini artırmak, savunma bütçesini büyütmek ve Çin ile Kuzey Kore karşısında daha sert bir duruş benimsemek istiyor.Hatta bu yıl içinde Tayvan ile güvenlik ittifakına benzer bir ortaklık kurulmasını önerdi.
Takaichi ayrıca, İkinci Dünya Savaşı’ndaki Japonya’nın rolünü yeniden değerlendirmek isteyen bir tarihsel revizyonist.
Savaşta ölenlerin —aralarında idam edilmiş savaş suçlularının da bulunduğu— anıldığı Yasukuni Tapınağı’nı sık sık ziyaret etmesi, Çin ve Kore tarafından bir provokasyon olarak görülüyor.Göç ve toplumsal konularda aşırı muhafazakârTakaichi, göçmen karşıtı söylemleriyle de dikkat çekiyor.
Japonya’nın “nihonjin faasuto” (önce Japonlar) ilkesini savunarak, yabancıların ülkeye giriş ve kalış koşullarının sıkılaştırılmasını istiyor.Ayrıca yabancıların mülk satın almasına sınırlama, yasadışı göçe karşı daha sert yaptırımlar ve turizmin toplumsal etkilerine karşı önlemler talep ediyor.Kampanyasında, Nara’daki kutsal geyiklere zarar veren yabancılar örneğini vererek, “kültürel yozlaşma” söylemini kullanması kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.Kadın hakları konusunda ise Takaichi, eşcinsel evliliklere, kadınların evlendikten sonra kendi soyadlarını korumasına ve kadınların imparatorluk ailesine dâhil olmasına karşı çıkıyor.
Kadınları “iyi eş ve iyi anne” rollerinde destekleyen politikaları savunuyor.
Ancak kişisel bir açıklamasında menopoz deneyiminden bahsedip, erkeklerin kadın sağlığı konusunda eğitilmesi gerektiğini söylemesi, ideolojik çizgisine göre alışılmadık bir samimiyet örneği olarak değerlendirildi.Ekonomi: Abenomics’in mirasını canlandırmakEkonomide, Takaichi mentorü Shinzo Abe’nin politikalarını sürdürmeyi planlıyor: Abenomics adıyla bilinen bu model, kamu harcamaları, para genişlemesi ve deregülasyonun birleşiminden oluşuyor.Amaç, yaşam maliyetlerindeki artışı hafifletmek ve Japon ekonomisini yeniden canlandırmak.
Düşük gelirli kesimlere vergi indirimleri ve doğrudan yardımlar sözü verdi.Ancak analistlere göre, Japonya’nın G7 ülkeleri arasında en yüksek kamu borcuna sahip olması nedeniyle bu politikalar yatırımcı güvenini sarsabilir.Dış politika: “Amerika ile ortak, ama eşit”Takaichi, görevine Donald Trump’ın Asya turu öncesinde başladı.
Bu durum, ABD ile ilişkilerde dikkatli bir diplomasi gerektiriyor.ABD ile 550 milyar dolarlık yatırım anlaşmasını gözden geçirebileceğini belirten Takaichi, “önceliğimiz ulusal çıkar olmalı” diyor.Bu yaklaşım, Japonya’nın ABD ile olan ilişkilerinde daha bağımsız ve iddialı bir duruş anlamına geliyor.Ancak analistlere göre, Çin ve Kuzey Kore’ye karşı fazla sert bir tutum, bölgesel izolasyona yol açabilir —özellikle Trump yönetimi Asya’daki rolünü azaltırsa.Tarihe nasıl geçecek?Sanae Takaichi’nin önünde iki yol var: Ya Japonya’nın ilk kadın başbakanı olarak tarih yazacak, ya da ülkeyi geçmişin militarist gölgelerine geri götürmekle suçlanacak.Belki de her ikisi birden olacak.Heavy metal hayranı, Yasukuni Tapınağı’nın müdavimi ve kendini “Japonya’nın Demir Leydisi” olarak gören Takaichi, hem değişimin hem de tartışmanın simgesi olarak Japonya’nın yeni dönemine adım atıyor.İşte dünyanın en güçlü pasaportları: Singapur, Güney Kore ve Japonya ilk üçte yer alıyorDünya