Yeşille mavinin kusursuz uyumu

Hani gezginle­rin sosyal medyasından her gün önünüze düşen yayla gezileri videolarına dalıp gidersiniz de sizi tutan bir şeyler vardır.

Yağmurlu-çamurlu, yüksek irtifada, üstelik çok yürümeli bir tatili gözünüz bir türlü kesmez. “Yemyeşil tepeler ve coşkuyla akan nehirler hayallerimde kalmasın” diyenlere ‘yayla gezginliğine giriş’ dersi için önere­ceğim adres Giresun.

Nedense komşu iller kadar turistik olmayan bu kentin keşfedilme­yi bekleyen pek çok meziyeti var.

Öncelikle yaylaşehir arası yakın ve ulaşım kolay. 45-50 kilometrelik asfalt bir yol 1.700 metre yükseklik­teki Kulakkaya Yaylası’na çıkıyor.

Yol boyu nefis manzara da bonus...Fotoğraf molası verinAdı üstünde Dereli ilçesine ulaştığınızda, bir yanınızdan sürekli Aksu Deresi çağıldıyor.

Yaylaya çıkarken Yavuz­kemal Belediyesi’nden geçiliyor.

Bir sosyal tesisleri var; derenin üzerine kurulmuş, pencereden akan suya bakarak yörenin meşhur sütlacını tadıp odun ateşinde demlen­miş çaydan içebilirsiniz.Bu kısa molanın ardından yola devam edebilirsiniz.

Gürgen, kestane ve taflanların sararan, kızıla çalan yapraklarının gölgelediği dönemeçlerde bol bol fotoğraf molası verebilirsiniz.

Sarı ormangüllerine zifin deniyor yörede.

Kulakkaya Yaylası’nı ilkba­harda sapsarı bir deniz gibi boyuyor zifinler.

Kulakkaya’da dört mevsim  yaşam var.

Sonbaharda bisiklet, yürüyüş, mantar toplama turu, at binme; kışın da kızakla kayma ve kar motoru gezisi yapılabiliyor.Kulakkaya Yaylası’nda oksijene doyup manzaranın tadını çıkardık­tan sonra kent merkezine dönme­den Kuzalan Şelalesi, Mavi Göl ve Göksu Travertenleri’ni de görün.20 metre yükseklikten dökülen Kuzalan Şelalesi hemen yol kena­rında.

Suyun biriktiği yere merdi­venler iniyor.

Yazın burada suya girenler oluyor.

Manzaranın tadını çıkarmak isteyenler için de harika bir seyir terası yapılmış.Mavi Göl’se birkaç dakika uzaklıkta Aksu ve Göksu derele­rinin birbirine kavuştuğu bölgede, sodalı olan Göksu’nun biriktiği bir gölet...

Biraz daha ileride yol sizi Göksu Travertenleri’ne çıkara­cak.

Suyun beyaza boyadığı yamaca basamaklar yapılmış, içleri turkuvaz suyla dolan basamaklarda Pamuk­kale’deki gibi yürüyebiliyorsunuz.Pide ve sütlü kadayıf“Yaylaya, doğaya doyduk, şehre gidelim, bir de pideye doyalım” derseniz Giresun’un merkezinde ilk durağınız Yetimoğulları olsun.

Meydandaki dükkânda her çeşit yöresel yemek var ama pideleri bir başka.

Tatlı için biraz yer bırakın ve çarşıdaki Mustafa Patar Sütlü Kadayıfları’nda Giresun’a özgü bol fındıklı-sütlü kadayıfı deneyin.Kıyıdan itibaren bol yokuşlu sokaklara yayılıyor evler.

Deniz ke­narında fazla seçenek yok, yokuşları göze alıp Tarihi Millet Bahçesi’ne çıkın.Kenti kaleye çıkmadan terk etmeyin çünkü dünyanın en güzel günbatımlarından birini burada izleyeceksiniz.

Tarihi kaleden fazla eser kalmamış ama çevrede yürü­yüp platformda fotoğraf çektirin.

Burası hem tüm kenti hem de Karadeniz’in, tarihte üzerinde insan yaşamış tek adasını (Giresun Adası) aynı kareye sığdırmak için ideal bir nokta.

Tirebolu: Küçük, doğal, huzurlu bir durakYeşile doyup maviyle hasbihal etmek isteyenler rotalarına Tirebolu’yu ek­lemeli.

Yarım saatlik yolculukla sanki bir Akdeniz kasabasına varıyorsunuz.

Kara­deniz’in bu kadar turkuvaz olabileceğini kim bilebilirdi! ‘Deniz tatili’ için iyi bir alternatif.

Tirebolu’ya sabah erken vardıysanız falezin üzerine inşa edilen ve İstanbul Kavacık’ta da bir şubesi olan Doğal Dükkan’a gidin önce.

Serpme kahvaltısı süper.

Kuymak uzayıp gidiyor, pidelerin tereyağı ellerinizden akıyor.

Kahvaltıdan sonra yürüyerek limana gidin.

Bir çay içip huzuru hissedin.

Buradan ‘Renkli Sokak’ olarak bilinen Taflanaltı Sokağı’na devam edin. 2-3 katlı evlerin olduğu bu minik sokak, mahalle muhtarı ve gönüllüler tarafından rengâ­renk boyanmış.

Sosyal medyalık fotoğraflar çekip mahallede yaşayanlarla muhabbet ederek gününüzü tamamlayabilirsiniz.Hürriyet Seyahat Sonbahar dergisini demirorenyayinlari.com’dan ya da (0549) 743 46 61 WhatsApp hattından kargo ücreti ödemeden sipariş verebilirsiniz.