Haber Detayı
Bimser’in CEO’su Murat Atıcı: Yerli yazılımlar ihracatta önemli rol üstlenebilir
Bimser’in CEO’su Murat Atıcı, yapay zeka ve dijitalleşme ile sektörlerin bir üst boyuta geçtiğini, son yıllarda global otomotiv sektöründe yazılım yatırımlarının payının hızla arttığını belirterek, “Araştırmalara göre 2030 yılına kadar yazılımın sektöre katkısının yüzde 30’lara ulaşması bekleniyor” dedi.
Hamide HANGÜLHızla gelişen yazılım çözümleri, otomotiv sektörünü de dönüştürüyor.
Elektrikli araçlardan otonom sürüşe, yazılım tanımlı araçlardan (SDV) üretim süreçlerinde dijitalleşmeye kadar yazılım artık kritik bir rekabet unsuru.
Bimser’in CEO’su Murat Atıcı, yapay zeka ve dijitalleşme ile sektörlerin bir üst boyuta geçtiğini, son yıllarda global otomotiv sektöründe yazılım yatırımlarının payının hızla arttığını belirterek, “Araştırmalara göre 2030 yılına kadar yazılımın sektöre katkısının yüzde 30’lara ulaşması bekleniyor.
Türkiye’de otomotiv hem ihracat hem de teknoloji yatırımları açısından stratejik bir sektör olmayı sürdürüyor” değerlendirmesi yaptı.“Stratejik bir rekabet avantajı”Otomotivde yazılımın, artık sadece destekleyici değil, stratejik bir rekabet avantajı olduğuna işaret eden Murat Atıcı, “Türkiye, bu alandaki güçlü ihracat kabiliyetini daha ileri taşımak için yerli yazılım çözümleri önemli rol üstlenebilir” dedi.
Yapay zekânın, günümüzde en fazla kaynak gerektiren teknolojilerden biri olduğuna işaret eden Atıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sistemleri çalıştırmak için GPU dediğimiz çok güçlü işlemcilere ve gelişmiş altyapılara ihtiyaç var. 20 yıl önce bunlar inanılmaz maliyetliydi; artık teknolojinin geldiği yer ve ölçek ekonomisi ile birlikte maliyetler azaldı ama yine de büyük yatırım gerektiriyor.
Bugün teknoloji devleri on binlerce, hatta yüz binlerce GPU’dan oluşan devasa altyapılar kuruyorlar.”“Son 10 yılda 200 bin kat artış var”Dünyadaki tüm yapay zekâ sistemlerinin 2016 yılında, toplam performansının yaklaşık 10 milyon parametre üzerinden ölçüldüğünü, 2025’te ise bu sayının 1.8 trilyona ulaştığına işaret eden Atıcı, “Parametreyi insan beynindeki sinapslar gibi düşünebiliriz; ne kadar çoksa sistem o kadar öğrenebiliyor.
Son dokuz yılda 10 milyondan 1.8 trilyona, yaklaşık iki yüz bin kat artış söz konusu oldu.2030 yılında bu sayının 1.3 kentilyona ulaşması öngörülüyor.
Bu, bugünkü seviyenin 100.000 katı demek.
Son derece etkileyici bir gelişim hızı” şeklinde konuştu.“Hayatımıza dokunan alanları genişliyor”Performans artışıyla birlikte yapay zekânın hayatımıza dokunduğu alanların da hızla genişlediğinin altını çizen Atıcı, şunları söyledi: “Günümüze kadar yapay zekâ daha çok belirli görevlerde, örneğin müşteri hizmetleri, müşteri edinme, fiyatlama gibi alanlarda ayrı ayrı kullanılıyordu.
Şimdi ise tüm süreçleri kapsayan, birbirine bağlı yapılar söz konusu.Tedarik zincirinden üretime, dağıtımdan servise kadar her aşama artık yapay zekâ ile bazlı uygulamalar ile şirketler uçtan uca yeniden tanımlanıyor.
Son aşama da ise yapay zekâ tabanlı ajanlarının konumlandığı sistemler olarak gündemimize girmiş durumda.Yani, karar verebilen, analiz yapabilen ve belirli işleri kendi başına yürütebilen akıllı yazılım araçları.
Örneğin bir satış sonrası hizmetlerden sorumlu bir YZ ajanı Müşterilerden gelen taleplerin karşılanmasında devreye girecek.
Bir başka yapay zekâ ajanı, rakiplerin ürün özelliklerini ve oluşan değişimleri sürekli takip edip ürün gelişimine girdi sağlayacak.
Buna benzer birçok otonom yapay zekâ aygıtı şirketlerin iş performansı ve verimliliğinin artmasına katkı sağlayacak.”Sıfır hata üretim hedefleniyorYapay zekânın artık sadece bilgi üretmekle kalmayıp karar aldığını ve stratejik katkı sağlayacak öneriler geliştirebildiğini belirten Atıcı, “Bimser olarak biz de üretimden servise, satıştan tedariğe kadar her aşamada kaliteyi, verimliliği ve izlenebilirliği artırıyoruz.
Otomotiv sektörü özelinde ise bu çok kritik.Çünkü sektör, sıfır hata ile üretimi hedefliyor.
Kalite süreçlerinin izlenmesi, hataların önlenmesi ve sürekli iyileştirme döngüsü için sistematik çözümler gerekiyor.
Bimser, FMEA gibi sektör odaklı çözümleri ile bu sürece destek oluyor.
Yeni Dijital FMEA (Hata Türü ve Etkileri Analizi) çözümü, şirketlerin kalite yönetim süreçlerinde maksimum verimlilik sağlamayı hedeflerken, aynı zamanda potansiyel riskleri önceden analiz edip etkili aksiyonlarla önlem almayı mümkün kılıyor” şeklinde konuştu.