Haber Detayı
Rejeneratif üretimi farklı illere taşıyacak
DoCotton Group, rejeneratif pamuk üretimiyle klasik organik tarımın ötesine geçerek, GAP Bölgesindeki toprak ekosistemini onaran bir model sunuyor. Firma, uygulama alanlarında münavebe, organik gübreleme, minimum toprak işleme ve karbon izleme gibi iyi tarım uygulamalarıyla hem toprak sağlığını iyileştirirken, su tüketimini azaltıyor ve ürün kalitesini artırıyor.
Güneş DOĞDU SOYLUTürkiye’nin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren, organik ve rejeneratif pamuk üretimi alanında uzmanlaşan DoCotton Group, sürdürülebilir tarım projeleriyle küresel piyasalardaki büyümesini sürdürüyor.
Türkiye’nin çeşitli illerinde sözleşmeli üretim modeli ile proje bazlı üretim yapan firma, tarımdan ipliğe kadar izlenebilir bir değer zinciri oluşturarak, hem çiftçiyi hem doğayı koruyan bütünsel bir sistem yürütüyor.Firma, bünyesindeki çırçır fabrikaları, iplik tesisleri, saha destek ekipleri ve sürdürülebilirlik ofisleri aracılığıyla da tarladan markaya uzanan kapalı döngü bir üretim yapısı yönetiyor.
DoCotton Group, Sürdürülebilirlik Müdürü Duygu Şedele, rejeneratif pamuk üretim yolculuklarının 2022 yılında pilot uygulamalarla başladığını kaydetti. 2023 yılında Şanlıurfa’da, 2024 yılında ise Diyarbakır’da sözleşmeli tarım ile rejeneratif pamuk üretimi gerçekleştirdiklerini ifade eden Duygu Şedele, “İklim krizinin etkileri, bizi sadece çevreye zarar vermemekle kalmayıp, doğayı aktif olarak iyileştiren bir modele yönlendirdi.Toprak sağlığını koruma, su verimliliğini artırma ve çiftçimizin gelir güvencesini sağlama hedefiyle bu modele geçtik.
Rejeneratif üretim, klasik organik tarımın ötesine geçen, ekosistemi onarmayı hedefleyen bir tarım modelidir.
Konvansiyonel sistemler toprak verimliliğini zamanla azaltırken, biz münavebe (rotasyon), organik gübreleme, örtü bitkileri, minimum toprak işleme ve karbon izleme gibi uygulamalarla toprağı yeniden canlandırıyoruz.
Bu sayede hem su tüketimini azaltıyor hem de karbon tutulumunu artırıyoruz” dedi.Yeni illerde de rejeneratif üretim yapacakBu yıl rejeneratif pamuk üretimlerini geçtiğimiz sezona oranla 2.5 kat artırmak istediklerini ifade eden Duygu Şedele, “2023 yılında Şanlıurfa’da başlattığımız rejeneratif pamuk projemiz, 2024 sezonunda Diyarbakır’da eklenerek ölçek olarak büyüdü.
Çiftçilerimizle birebir sözleşmeli üretim modeli yürütüyoruz.
Tohum, girdi, eğitim ve teknik destek süreçlerini DoCotton saha ekipleri yönetiyor.
Ayrıca önümüzdeki sezon, farklı illeri de de üretim ağına dahil etmeyi planlıyoruz” diye konuştu.“Rejeneratif pamuk bize uzun vadeli tedarik anlaşmaları kazandırdı”DoCotton’un yeni vizyonunun temelinin “Sürdürülebilir tekstilin temeli tarlada atılır” ilkesine dayandığını ifade eden Duygu Şedele, şöyle devam etti: “Rejeneratif model, artık şirketimizin çevresel ve sosyal sorumluluk hedeflerinin merkezinde yer alıyor.
Bu model sayesinde hem karbon ayak izimizi düşürüyoruz hem de izlenebilirlik ve kalite açısından uluslararası markaların beklentilerini karşılıyoruz.Avrupa ve Asya pazarlarında markalar, artık yalnızca organik değil, rejeneratif üretimden gelen pamuğu tercih ediyor.
Bu yaklaşım bize yüksek katma değerli ihracat ve uzun vadeli tedarik anlaşmaları kazandırdı.
Üretimimizin yaklaşık %85’i ihracata gidiyor.
Bugün itibarıyla 24 ülkeye doğrudan ihracat gerçekleştiriyoruz.
Bu yıl Cezayir ve Portekiz ve ispanya pazarlarına giriş yaptık.
Yakın dönemde Fransa pazarlarında da aktif olarak yer almayı hedefliyoruz.”Çiftçilerin gelirlerinde yüzde 15 artış sağladıkRejeneratif üretim modellerinin çiftçiyi yalnızca üretici değil aynı zamanda sistemin bir paydaşı haline getirdiğini kaydeden Duygu Şedele, şunları söyledi: “Her sezon öncesi çiftçilerimize toprak sağlığı, organik gübreleme, karbon yönetimi ve su tasarrufu konularında kapsamlı eğitimler veriyoruz.
Ayrıca çiftçilerimize girdi desteği, alım garantisi ve kaliteye dayalı prim sistemi sunuyoruz.
Bu sistemle birlikte çiftçi gelirlerinde ortalama %15’e varan artış sağladık.
Sosyal faydayı ölçümleyen bir etki değerlendirme sistemiyle, her sezon sonunda ilerlemeyi raporluyoruz.”“Rejeneratif tarımı ulusal ölçekte yaygınlaştıracağız”Kısa vadedeki en önemli hedeflerinin rejeneratif üretim modellerini Türkiye’nin farklı bölgelerinde daha fazla üreticiyle buluşturup projelerini ulusal ölçekte yaygınlaştırmak olduğunu kaydeden Şedele, “Orta vadede ise yalnızca üretim hacmini artırmakla kalmayıp, uluslararası iş birlikleri, dijital izlenebilirlik sistemleri ve iklim teknolojileriyle entegre bir sürdürülebilirlik modeli oluşturmayı planlıyoruz.Bu kapsamda pamuk dışındaki rotasyon ürünlerinde de rejeneratif uygulamaları yaygınlaştırarak toprağın biyolojik döngüsünü desteklemeyi, çiftçiye çok yönlü gelir yapısı sağlamayı ve karbon azaltımını ölçülebilir hale getirmeyi amaçlıyoruz.
Ayrıca üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektör firma işbirlikleri ile Türkiye’nin rejeneratif tarım kapasitesini artıracak ortak Ar-Ge ve eğitim projeleri yürütmeye devam edeceğiz” diye konuştu.