Haber Detayı
Terörsüz Türkiye hedefi için şu dokuz şeyi hiç unutmayalım
BİR: Değersizleştirme çabalarına prim verilmesin. Yalın gerçek şudur: PKK’nın son açıklamasıyla Terörsüz Türkiye’ye doğru bir adım daha yaklaşılmıştır.
- İKİ: Dünyada terör örgütlerinin kendilerini feshetme süreçleri, her zaman uzun, meşakkatli, zor, karmaşık olmuştur.
Türkiye’deki süreç, onlara kıyasla daha hızlı ilerlemektedir.*- ÜÇ: Bu sürecin iki amacı vardır: Ülke içinde huzur ve güvenlik, bir.
Bölgede barış ve istikrar, iki.
Bunlar Türkiye için yaşamsal konulardır.*- DÖRT: Süreç, şeffaf ilerlemektedir.
Hatta biraz fazla şeffaf ilerlemektedir.
Gizli pazarlıklar, al - ver hesapları yoktur.
Meclis işin içindedir.
Olayın her aşaması, sonsuz tartışılmaktadır.*- BEŞ: Silahlar yakılacak, örgüt Türkiye’den çekilecek, sınırlardaki mağaralar boşaltılacak...
Bunların adım adım gerçekleşiyor olması, hedefe ulaşmanın belirtilerinden başka bir şey değildir.*- ALTI: Provokasyonlar olmaz mı?
Tabii ki olur.
Kaos siyasetleri devreye girmez mi?
Tabii ki girer.
Ama bütün bu tehlikelere karşı azami dikkat gösterildiği bilinmelidir.*- YEDİ: Önceki açılım sürecinin çeşitli nedenlerle başarısızlıkla sonuçlanması, “Terörsüz Türkiye” süreci açısından zengin bir deneyim kaynağı olmuştur.
Bugün o deneyimden de yararlanılmaktadır.*- SEKİZ: Son açıklamaya göre: Örgüt sadece Türkiye’den değil, Türkiye’nin sınırlarındaki mağaralardan da çekiliyor.
Bu çok önemli olay, sürecin kararlılıkla ilerlediğinin en önemli göstergesidir.*- DOKUZ: Kırk yıldır Türkiye’nin prangası olmuş en büyük sorunun bitirilmeye çalışıldığı gerçeğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.
Böyle bir bakış, yapıcı olmayı kaçınılmaz kılacaktır.SELVİ’NİN İKNA OLMAMA HAKKI YOK MU Abdulkadir Selvi, geçen akşam CNN Türk ekranlarında Göksu Öngören Özgür’ün programında...Casusluk davasıyla ilgili olarak şu tutumu almış:*- İmamoğlu’na yönelik casusluk suçlamasını zayıf bulmuş.- Bu suçlamanın delillendirmeye muhtaç olduğunu söylemiş.- Bir fotoğraf karesinin bunun için yeterli olmayacağına vurgu yapmış.*Buna tepki gösterenler var.*Ortada henüz bir mahkeme kararı yok.Sadece iddialar var.*Bazılarının bu iddialara bakarak...“Bu çok ciddi bir suçlama” demeye, “Adam resmen casusluk yapmış” demeye, “Abooo!
Bu nasıl iş” demeye hakkı var.*Ama bazılarının da bu iddialara bakarak...“Benim kafama pek yatmadı” demeye, “Deliller bana yetersiz geldi” demeye, “Ben pek ikna olmadım” demeye hakkı var.*Ne yani?Herkesin her şeye hakkı olacak da...Bizim Abdulkadir Selvi’nin bu konuya ikna olmamaya hakkı olmayacak mı?*Kaldı ki Selvi, İmamoğlu ile ilgili ortaya atılan her iddiaya tereddütsüz, “saçma, boş, değersiz” muamelesi de yapmıyor.Mesela İmamoğlu’nun belediyede bir “ekosistem” kurduğuna yönelik iddialara tamamen ikna olmuş durumda.
ABDULLAH ÖZDEMİR’İN YILDIZININ PARLADIĞI AN Doğrudur.
Belediye Meclis üyeleri de halk tarafından seçilmiştir.Doğrudur.
Meclis üyelerin yapacağı seçim de bir tür halkın yaptığı seçim sayılır.Ancak ben yine de...Halk oylamasıyla yapılmış bir seçimin sonucunun yine halk oylamasıyla değişmesi gerektiğine inananlardanım.
Gerçek seçim zaferi budur.*Bu prensibi kayıtlara geçirdikten sonra Özdemir konusuna gelebilirim:*Bayrampaşa Belediye Meclisi’nde yapılan seçimde yaşanan tartışmalar sırasında AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir’i dikkatle izledim:- Mücadeleden asla vazgeçmedi.- Öfkesini göstermekten çekinmedi.- İktidar gücüne yaslanmadan hak aradı.*Abdullah Özdemir gibi genç bir siyasetçinin bir sınamadan, bir meydan okumadan geçmesi gerekiyordu.
Ama bunun yapay değil doğal biçimde gerçekleşmesi şarttı.Bayrampaşa Belediye Meclisi’nde yapılan seçimde Abdullah Özdemir, tamamen organik biçimde işte bunu yaptı.AK Parti teşkilatları için örnek bir liderlik sergiledi yani.
MESLEKLER VE KUTSALLIK ÜZERİNE BİR RACON Öğretmenlik kutsal değildir.Bazı öğretmenlerin bu mesleği yaparken yaptıkları özveriler kutsaldır.*Doktorluk kutsal değildir.Bazı doktorların bu mesleği yaparken sergiledikleri fedakârlıklar kutsaldır.*Sanatçılık kutsal değildir.Bazı sanatçıların sanata yükledikleri anlamda aranmalıdır kutsallık.*Kutsallık mesleklerde değildir yani.O mesleklerin icra edilme biçimindedir.*Her öğretmen, her doktor, her sanatçı...“Kutsal meslek yapıyorlar” diye en baştan dokunulmaz sayılamaz.*İşte tam da bu nedenle...Ben sanatçılar arasındaki “kutsallık” tartışmasında...“Oyunculuk kutsal değildir” diyen Dilan Çiçek Deniz’in saflarında yer alıyorum.İBRAHİM KALIN’DAN ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR İbrahim Kalın’ın “Heidegger’in Kulübesine Yolculuk” adlı kitabını okuyorum.Kitapta İbrahim Kalın’ın yazdığı şu cümlelerin altını çizdim:*- “Gerçek manada konuşabilenler, aynı dili kullananlar değil aynı manayı idrak edebilenlerdir.”*- “İnsan her vaktin farklı hallerini bilmeli ki vaktin bereketini yaşayabilsin.”*- “Unvan peşinde koşanlar, tefekkürün ne olduğunu kavrayamazlar.”*- “Yalnız olmanın, yalnız bırakılmanın yahut yalnız olmayı tercih etmenin aksine münferit olmak, bir şeyi inanarak, azmederek, her şeye ve herkese rağmen yapma iradesini göstermek anlamına geliyor.”*- “İnsan, anlamdan yoksun bir varlık alemine anlam bahşeden bir efendi değildir.
İnsan, anlamı Varlık’ın tezahür ve ortaya çıkış hallerinde bulur.”