Haber Detayı
Kim Kardashian'dan tarihi iddia: Ay'a iniş gerçekten bir yalan mıydı?
Ünlü ismin Apollo 11 görevinin sahte olduğu yönündeki çıkışı, gündeme bomba gibi düştü. Yıllardır süregelen komplo teorilerini yeniden canlandıran bu iddiaya karşı NASA ve bilim insanları sessiz kalmadı; Ay'a ayak basıldığını kanıtlayan üç temel bilimsel ve fiziksel delili tek tek açıkladı.
Ünlü televizyon yıldızı Kim Kardashian, katıldığı bir programda dile getirdiği iddialarla magazin ve bilim dünyasını bir kez daha karşı karşıya getirdi.
Kardashian, NASA'nın 1969 yılında gerçekleştirdiği tarihi Apollo 11 Ay'a iniş görevinin "sahte" olduğunu öne sürerek, yıllardır süregelen komplo teorilerini yeniden gündeme taşıdı.
Reality şov yıldızının bu çarpıcı iddiası, bilim insanlarını ve uzay uzmanlarını, Ay'a gerçekten ayak basıldığını kanıtlayan üç temel bilimsel delili detaylı bir şekilde açıklamaya itti.
Kim Kardashian, Ay'a inişin bir stüdyo prodüksiyonu olduğunu düşünmesine neden olan birkaç popüler komplo teorisine değindi.
Yıldızın dile getirdiği şüpheler arasında, Ay yüzeyinde dalgalanıyormuş gibi görünen ABD bayrağının rüzgar olmadığı halde neden hareket ettiği ve müzede sergilenen Ay ayakkabılarının, iniş fotoğraflarındaki ayak izleriyle neden farklı göründüğü yer alıyordu.
Ayrıca, astronot Buzz Aldrin'in geçmişte Ay'a inişle ilgili yaptığı bazı muğlak yorumları da iddialarına kanıt olarak gösterdi.
Kardashian'ın bu iddiaları, Ay'a inişin sahte olduğuna dair yaygın inanışları destekleyen, genellikle görsel kanıtlara odaklanan teorileri yansıtıyor.
Ancak uzay bilimi uzmanları, bu iddiaların her birinin bilimsel olarak çürütüldüğünü ve inişin gerçekliğini gösteren somut, üçüncü taraf kaynaklı kanıtların bulunduğunu belirtiyorlar.NASA'nın 1969-1972 yılları arasında altı ayrı görevle Ay'a başarılı inişler gerçekleştirdiğini kanıtlayan en önemli üç delil, komplo teorilerine kesin bir yanıt niteliğinde: Ay'daki Lazerli Mesafe Aynaları (Retroreflektörler): Apollo 11, 14 ve 15 görevlerinde Ay yüzeyine yerleştirilen pasif lazer reflektörleri, inişin en güçlü kanıtlarından biri.
Dünyadaki teleskoplar, bu aynalara lazer ışınları göndererek geri yansıyan ışığı ölçer.
Bu sayede, Dünya ile Ay arasındaki mesafeyi milimetre hassasiyetinde hesaplamak mümkün.
Eğer astronotlar Ay'a gitmemiş olsaydı, bu aynaların orada olması imkansız olurdu ve lazer ışınları geri yansımazdı.
Bu testler, dünyanın dört bir yanındaki bağımsız gözlemevleri tarafından halen düzenli olarak yapılıyor.Ay Keşif Yörünge Aracı Görüntüleri (LRO): NASA'nın Ay Keşif Yörünge Aracı (Lunar Reconnaissance Orbiter - LRO) tarafından 2009 yılından bu yana çekilen yüksek çözünürlüklü fotoğraflar, tüm Apollo iniş bölgelerini net bir şekilde gösteriyor.
Bu görüntülerde, Ay modüllerinin iniş aşamaları, astronotların bıraktığı ayak izleri, bilimsel deney ekipmanları ve hatta araç izleri açıkça görülebiliyor.
Bu görseller, NASA dışındaki bağımsız bilim kurumları tarafından da doğrulanmış ve kamuya açık kaynaklarda mevcut.Yabancı Ülkelerin Takip ve Doğrulamaları: Soğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük rakibi olan Sovyetler Birliği başta olmak üzere, birçok ülke Apollo görevlerini kendi takip istasyonlarından izledi.
Sovyetler, ABD'nin bir hile yaptığını kanıtlayabilmek için büyük çaba sarf etmiş; ancak görevlerin radyo sinyallerini ve uçuş yörüngelerini bağımsız olarak takip ederek inişlerin gerçekliğini teyit etmişti.
Rusya dahil olmak üzere o dönemki hiçbir uzay gücü, inişlerin sahte olduğuna dair resmi bir kanıt sunamadı.Uzmanlar, Kim Kardashian'ın dile getirdiği popüler şüpheleri de açıklığa kavuşturdu: Dalgalanan Bayrak: Ay'da atmosfer ve rüzgar yoktur, ancak astronotlar bayrağın sarkık durmasını engellemek için direğin üst kısmına bir teleskopik yatay çubuk yerleştirmişlerdi.
Bayrak, bu çubuk sayesinde gergin duruyordu.
Bayrağın katlanmış olması veya astronotlar tarafından yerleştirilirken buruşması ise, fotoğraflarda rüzgar etkisi gibi görünmesine yol açıyor.
Ayakkabı ve Ayak İzi Farkı: Müzedeki botlar, aslında astronotların uzay aracının içinde giydiği iç botlar.
Ay yüzeyine basılan izler ise, bu iç botların üzerine giyilen ve büyük, kalın tabanlı olan dış koruyucu botlara ait.
İki farklı ayakkabı tipi arasındaki bu basit fark, komplo teorisyenleri tarafından kasıtlı olarak bir tutarsızlık gibi sunulmaya devam ediliyor.