Haber Detayı
‘İyice Hindistan’a benzedik’… Motosiklet terörünün önüne nasıl geçilecek
Yeşilçam’ın usta isimlerinden Engin Çağlar’ın İstanbul Şişli’de yolun karşısına geçmeye çalışırken motosiklet çarpması sonucu hayatını kaybettiği noktada, geçen ay benzer bir tehlike atlattım. Ki sanıyorum gün içinde, yoğun şehir trafiğinde bir kişi dahi yoktur ki, bir motosiklet yüreğini ağzına getirmesin! Ahmet Hakan’ın dünkü yazısında da dediği gibi “Ciddi bir motosiklet sorunumuz var.” Şu lafı sıkça duyuyoruz artık: “İyice Hindistan’a benzedik!” Yani tam benzemesek de o noktaya doğru ilerliyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre kayıtlı motosiklet sayısı son 5 yılda yüzde 90 artarken, geçtiğimiz temmuz itibariyle 6 milyon 769 bin 964 oldu. Şimdiye 7 milyonu aşmıştır. Sadece İstanbul’da 1 milyona yakın motosiklet var. Peki, bu hızlı artışla doğru orantılı şekilde yükselen “motosiklet terörü”nün önüne nasıl geçilecek? Sordum.
ASIL SORUN MOTOSİKLET DEĞİL ASIL SORUN E-TİCARET VE MOTO-KURYELERMotosiklet Endüstrisi Derneği (MOTED) Genel Koordinatörü Remzi Öztürk’ü aradım.
Profesyonel bir motor kullanıcısı, endüstrinin de içinden. “Gerçek” bir motosiklet kullanıcısı ile moto-kuryelik arasında büyük fark olduğuna dikkat çekerek, diyor ki: “Motor sevdalısı, profesyonel bir sürücü, birincisi asla o kadar hızlı gitmez, ikincisi de yayaya ve trafik kurallarına saygılıdır.
Çünkü bunun eğitimlerini alır.”DURMUYORLAR, SANKİ YARIŞIYORLAR“Allah rahmet eylesin, Engin Çağlar beye motosiklet çarptığı anların görüntülerini izledim.
Karşıya geçmek için hamle yaptığında arka arkaya 3 motosiklet geçiyor önünden.
Hepsi de sepetli...
Gerçek bir motorcu olsa daha yayayı gördüğü an durur zaten.
Ama durmuyorlar.
Sanki yarışıyorlar, hızı azaltmıyorlar.
Zaten dördüncü geçen de çarpıyor.
O da aşırı hızlı, biraz etrafına baksa Çağlar’ı görecek ama bakmıyor ki, dikkat etmiyor!
Bu kişiler, benim nezdimde sadece yaptıkları iş sebebiyle motosiklet kullanıcısı.
Yoksa motosikletle alakaları yok.”MOTOSİKLET YASAKLANSA KAYKAY İLE GİDERLER“Yarın motosiklet kullanmaları yasaklansa bisiklete, scootera ya da en olmadı kaykaya biner, o da mı olmadı uçakla bile sipariş götürürler.
Dolayısıyla asıl sorun motosiklet değil, e-ticaret ve bunun yarattığı yeni sürücü kültür.
Ne kaldırım ne yaya ne ışık...
Hiçbir kuralı tanımıyorlar.
Denetim yetersiz.
Haliyle ‘Denetleniyorum’ gibi bir hissiyatları da yok.
Trafik konusunda ciddi eğitimsiz bir ülke olmamız da cabası.
Otomobilde de durum benzer aslında.
Kaza oranlarına bakın!”Baktım.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge verilerine göre geçtiğimiz yıl ülkemizde trafik kazalarında 6 bin 352 kişi hayatını kaybetti.
Türkiye, Çin, Hindistan, ABD ve Endonezya’nın başı çektiği listede 16. sırada.KÖKLÜ BİR DEĞİŞİKLİK ŞARTŞöyle devam ediyor Öztürk: “Bugün artık bakkalın, marketin, manavın, restoranın, sucunun...
Neredeyse tüm esnafın kapısında 3’er 5’er adet motosiklet var.
Ve yeni yönetmelik gereği P1 yetki belgesi almak zorundalar.
Taşıma süresi taahhüdünde bulunulması da yasaklandı.
Peki bir değişiklik oldu mu?
Demek olmadı ki hâlâ bilinçsizler, hâlâ hızlı, hâlâ ters yoldan, hâlâ kaldırımdan sürüyorlar, hâlâ korna çalıyor, hâlâ vatandaşa dalaşıyorlar.
İşini iyi yapanları tenzih ederim tabii.
Bu sebeple e-ticaret yönetmeliğinde köklü bir değişiklik yapılması ve denetimlerin arttırılması gerektiğine inanıyorum.”EHLİYET ALMADAN VE SONRASINDA DA SÜRÜCÜLERE PSİKOLOJİK TEST YAPILMALITürkiye’de motosiklet satışları neden patladı?
Vergisi, sigortası, yakıt fiyatlarındaki artış derken ilk neden ekonomik.
İkinci ve önemli sebeplerden biri de trafik ve otopark sorunu.
Üçüncü olarak da motosiklet kullanmak özellikle bizde, “özgürlük” hissi ile bağdaştırılıyor.CEZASIZLIK ALGISI ETKİLİ OLUYORİleri Sürüş Teknikleri ve Yol Güvenliği Uzmanı Serkan Çabuş, “Ama” ile şu parantezi açıyor: “Benim özgürlüğüm başkasının yaşam özgürlüğünü yok etmemeli.
Bu konuda hem eğitimsiz hem de duyarsızız.
Özellikle yeni nesilde büyük bir hız tutkusu var maalesef.
Geneli tenzih ederim ama hayatın hiçbir alanında başarılı olamamış fakat trafikte hız yaparak, kuralları yok sayarak kendini kanıtlamaya çalışan ‘cahil’ çok.
Bu da karşımıza kaza olarak çıkıyor.
Dolayısıyla daha küçük yaştan itibaren trafik bilinci eğitimleri verilmeli.”Çabuş hem bir motosiklet sevdalısı hem de motosiklet ehliyeti de veren bir eğitmen.
Şu an trafikte motosiklet kullananların yüzde 60-70’nin moto-kurye olduğuna da dikkat çekiyor: “Parça başı çalışan çoğunlukta, kaç paket atarsa o kadar kazanacak...
Bu noktada da kural tanımazlık başlıyor.
Denetimlerin de sık olduğunu söyleyemem.
Bu da cezasızlık algısı yaratıyor.”SÜRÜCÜ KALİTESİ ÖNEMLİ“Ayrıca motosiklet sürücüsü için en önemli şey ekipmandır.
Çünkü motosiklette kaportanız sizsiniz, yani vücudunuz.
Dolayısıyla ceket, kask, dizlik, yelek ya da benzeri ekipmanlar önemli.
Kaç kişide var peki?
Çok az.
Motosiklet ekipmanları satın alan yeni nesil sürücüler ise genelde takmak ya da giymek için değil de arkadaşlarına ‘hava atmak’ için ekipman kalitesini önemsiyorlar. ‘Ekipmanlar üst kalite ama sürücü olarak senin kaliten ne?’ derim ben de karşılığında.
Asıl mesele bu işte.
Sürücü kalitesi.
Türkiye’de sadece ticari araç kullananlardan psiko-teknik belgesi istenir.
Oysa ticari araç kullananın psikolojik sorunları olabilir de motosiklet ya da şahsi araç kullananların olamaz mı?
Dolayısıyla tüm sürücüler, ehliyet almadan önce ve sonra da belirli aralıklarla psikolojik testlerden geçmeli bence.”
