Haber Detayı
‘Open AI İmparatorluğu dünyayı ele geçirecek’
“Yapay zekâyı konu alan çok satan kitapların yazarı ve ödüllü bir muhabirim. OpenAI’yi konu alan ilk gazeteciydim. Şirket ve yapay zekâ sektörü hakkında Penguin Press için EMPIRE OF AI (Yapay Zekâ İmparatorluğu) adlı bir kitap yazdım. 20 Mayıs 2025’te yayınlandı ve anında New York Times’ta çok satanlar listesine girdi.”
Kişisel web sitesinde kendini kısaca bu sözlerle tanıtan Karen Hao, daha önce yapay zekâ ve Çin odaklı dış muhabirlik ve MIT Technology Review’da kıdemli yapay zekâ editörlüğü yapmış.
Şu anda binlerce gazeteciye yapay zekâyı nasıl ele alacakları konusunda eğitim veren The AI Spotlight Series adlı programa liderlik yapıyor.Karen Hao, 7 Kasım’da Türkiye Bilişim Vakfı’nın davetiyle vakfın 30’uncu yılı kapsamında İstanbul’da düzenleyeceği “Yapay Zekâ Üzerine Yarının Denklemi” temalı etkinlik ve galaya katılacak.
Etkinlik öncesinde çarşamba akşamı Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı’nın ev sahipliğinde düzenlenen yemekte bir araya geldik.
Hem kitabını hem de kitabını yazdıktan sonra yapay zekâ konusundaki gelişmeleri sorma, tartışma fırsatı bulduk.Hao tam adı Empire of AI: Dreams and Nightmares in Sam Altman’s OpenAI olan kitabında, ABD merkezli yapay zekâ araştırma şirketi OpenAI’ın insanlığa fayda sağlamak iddiasıyla başlayan yolculuğunun, zamanla devasa sermaye, ölçek yarışları ve kaynak tüketimiyle iç içe geçmiş bir imparatorluğa dönüştüğüne vurgu yapıyor.
Hao, bu imparatorluğun zamanla, klasik imparatorluklara benzer bir sömürgecilik anlayışı sergilediğine; verinin, emeğin, enerji ve su kaynaklarının yoğun biçimde kullandığına, pek çok çalışan için düşük ücret, kötü çalışma koşulları uyguladığına dikkat çekiyor.
Hao, yapay zekâ teknolojisinin yalnızca “yenilik” ya da “vaha” olarak değil; aynı zamanda riskler, adaletsizlikler taşıyan bir süreç olarak da görülmesi gerektiğini savunuyor.Yakın bir zamanda Türkçe olarak da yayınlanacak kitabı kısaca özetlemeye çalıştım.
Hao’nun buluşmamızda dikkat çektiği noktalara gelince...
Onları da maddeler halinde belirtmeye çalışayım:DURDURUN BU YAPAY ZEKÂYI - Yapay zekâ olağanüstü bir hızla gelişiyor.
Regülasyon ve diğer faktörlerin onun hızına yetişmesi mümkün değil.
Bu yüzden yapay zekânın ilerlemesini durdurmak ya da yavaşlatmak gerekiyor. - Open AI bu işi başlatırken bir dernek mantığı ile hareket etti.
Oysa şimdi çok farklı noktalara gelindi.
Ortada devasa, sömürü mantığı ile koşan bir şirket var. - Sam Altman, Open AI’yı içerik üretip reklam alan ve gelir üreten bir yapıya dönüştürdü.
Kapitalizmin yapay zekâyı kontrol altına almaması lazım.
Alırsa adaletsizlik artar. - Open AI o kadar büyüdü ki sürekli para lazım.
Sam Altman, ‘Too big to fail’ (batmasına izin verilmeyecek kadar büyük) stratejisi izliyor. 100 milyar dolar mı yatırım aldı, 500 milyar dolar peşinde koşuyor.
Amaç ABD hükümetinin çökmesine hiçbir koşulda izin vermeyeceği bir şirkete dönüşmek.Açık söylemem gerekirse Karen Hao’yu dinledikten sonra yapay zekâ ile ilgili endişelerim iyice arttı.
Yapay zekâ sohbet robotu Chat GPT’nin de sahibi olan OpenAI, 2026’nın ikinci yarısında halka arz başvurusu yaparak tarihin en büyük halka arzlarından birine imza atmaya çalışıyor.
Şirketin hedefi, 1 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşmak.
Yani Hao’nun dikkat çektiği ‘Too big to fail’ stratejisinin gerçekleşmesine sayılı günler var.Bu köşeyi okuyanlar iyi bilir.
Yapay zekânın hayatımızı nasıl değiştirdiğini, dönüştürdüğünü yazılarımda sık sık gündeme getirmeye çalışıyorum.
Hürriyet İK dergisinde sıklıkla yapay zekânın iş dünyasında giderek artan rolünü haberleştirmeye çalışıyoruz.
Yapay zekâ öylesine hızlı ilerliyor ki gençlerin meslek seçimlerinden tutun da yapılacak fabrika yatırımlarının niteliğine kadar devasa soru işaretleri kafamızın üzerinde dönüp duruyor.
Yapay zekânın, robotlaşmanın iyi yanları avantajları fazlaca gündemimizde.
Peki ya dezavantajları...Sanırım Hao’nun dile getirdiği endişeleri yarın değil bugün tartışmalıyız.
Yani...
Open AI İmparatorluğu dünyayı ele geçirmeden önce...