Haber Detayı
Türk futbol camiası bunu konuşuyor: Şampiyonluklar el değiştirir mi.... Odatv uzmanına sordu
17 hakem, Eyüpsor Başkanı Murat Özkaya ve eski Kasımpaşa Spor Faaliyetleri AŞ Başkanı Fatih Saraç'ın gözaltına alındığı soruşturma kapsamında şampiyonların yer değiştirebileceği iddia edildi. Odatv konuyu spor hukukçusu Aysu Melis Bağlan ve CAS yargıcı Av. Emin Özkurt'a sordu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, kamuoyunda "hakemlerin bahis sitelerine üyeliği" olarak bilinen soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda yakalanan 19 şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor.Operasyonda gözaltına alınan Eyüpsor Başkanı Murat Özkaya ile eski Kasımpaşa Spor Faaliyetleri AŞ Başkanı Fatih Saraç'ın da aralarında bulunduğu 18 şüpheli, işlemleri için emniyete götürüldü.
Emniyetteki işlemlerinin ardından Fatih Saraç serbest bırakılırken, gözaltındaki hakemler ile Eyüpspor Başkanı Murat Özkaya'nın İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğündeki işlemleri devam ediyor.Soruşturma derinleşmeye devam ederken ‘Soruşturma kapsamında bahsin yanı sıra şike de tespit edilirse şampiyon olan takımlar bile değişir’ iddiaları kamuoyunun gündemine geldi."MAÇLARIN TEKRARI 'ŞU AŞAMADA' SÖZ KONUSU DEĞİL"Spor hukuku alanında Türkiye’yi uluslararası mecrada temsil eden, İsviçre'deki Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) ile Euroleague Basketbol Tahkimi'nin Türk hakemi olan Avukat Emin Özkurt konuyla ilgili Odatv'ye konuştu.
Özkurt yaptığı açıklamada, "Soruşturma şu anda şike soruşturmasına dönmüş durumda.
Bunu dünden beri bütün medya kuruluşlarında anlatıyorum.
Ancak maçların tekrarı şu aşamada söz konusu değil.
Şu an itibarıyla böyle bir durumla karşı karşıya değiliz.
Lig sıralamasının değiştirilmesi de bu aşamada gündemde değil.
Neden?
Öncelikle şunu görmemiz gerekiyor: 'Bu maçlar ve şike iddiaları, belirli takımların şampiyon yapılması, Avrupa kupalarına katılması, ligden düşmesi ya da ligde kalması amacıyla mı yoğunlaşmış, yoksa değil mi.' Bunun tespiti önemli.
Eğer bu yönde bir sonuca varılırsa, o noktadan sonra tescil edilmiş liglerin yeniden değerlendirilmesiyle ilgili bir adım atılabilir.
Ama şu aşamada bunları söylemek için erken" ifadelerini kullandı."ASIL MESELE YASA DIŞI BAHİSTE"'Soruşturmanın uluslararası bir boyutunun söz konusu olup olmayacağı ile ilgili soruya cevap veren Emin Özkurt, "Büyük ihtimalle asıl mesele yasa dışı bahiste.
Yasal bahisten ziyade yasa dışı bahis önemli, çünkü merkezi çoğunlukla yurt dışında bulunuyor.
Oradaki verilere ulaşılırsa, soruşturmaların seyri çok daha farklı bir hal alabilir.
Dolayısıyla Türkiye Futbol Federasyonu kararlarını kendi talimatları çerçevesinde verecek.
UEFA veya FIFA’nın müdahalesini gerektiren bir durum yok.
Bu konu tamamen Türk Ligi’yle ve Türk takımlarının kendi iç sorunlarıyla ilgili.
Bu nedenle uluslararası bir boyutu bulunmuyor" dedi."MESELE ŞİKE SORUŞTURMASINA DÖNMÜŞ DURUMDA"Spor hukukçusu Aysu Melis Bağlan ise "Suçun kapsamı ve adı nedeniyle böyle söyleniyor.
Çünkü suçun adı “şike ve teşvik primi suçu” ve 6222 sayılı yasada tanımlanmış durumda.
Yani bu yalnızca bahisle ilgili bir mesele değil; müsabaka sonucunu etkilemek amacıyla, özel kastla yapılan bir eylem olduğu için savcılık da buna uygun açıklama yapmış durumda.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı’nın demeçleri, 'araştırmaya başlıyoruz' şeklinde bir başlangıç sayılıyor ve bu noktadan sonra hukuki bir süreç başlamış oluyor.
Dolayısıyla mesele bu şekilde 'şike soruşturması'na dönmüş durumda.
Çünkü yargılanacak suç, 6222 kapsamındaki şike ve teşvik primi suçu" şeklinde konuştu.Hakemlerin kendilerine karşı işlenen suçlar konusunda kamu görevlisi sayıldıklarını hatırlatan Bağlan, "Bununla birlikte hukuki açıdan dikkat çekici bir gelişme de var.
Geçen hafta yalnızca TFF’nin sevk kararlarının gündeme geldiği dönemde, 6222 sayılı yasanın 20. maddesi üzerinde düşünmüştüm.
Bu maddeye göre hakemler, görevlerini yaptıkları sırada kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılıyorlar.
Ben de o zaman, 'Peki hakemler görevlerini yaparken suç işlerse ne olacak?' diye sormuştum.
Eğer bu durumda da kamu görevlisi sayılıyorlarsa, Türk Ceza Kanunu açısından 'görevi kötüye kullanma' suçu kapsamında da bir soruşturma yürütülmesi gerekir.
Şimdi görüyorum ki bu husus da soruşturma kapsamına alınmış.
Bu açıdan bakıldığında, hukuki olarak bütüncül bir yaklaşım benimsenmiş" dedi."ŞU ANDA BUNA DAYANAK OLUŞTURACAK BİR KRİTER YOK"'Müsabaka sonuçlarına doğrudan etki edildiği tespit edilirse, Süper Lig kulüpleri açısından şampiyonlukların el değiştirmesi veya lig tescillerinin iptali gibi bir yaptırım söz konusu olabilir mi?' sorusunu yanıtlayan Aysu Melis Bağlan şu ifadeleri kullandı:Spor ve disiplin hukukunun ceza hukukuyla bir üçgen oluşturduğunu sık sık vurguluyorum.
Şu anda bu üçgenin üç ayağı da tamamlanmış durumda: TFF’nin sevk kararları ve hakemlere verilen hak mahrumiyetleri; 6222 kapsamındaki şike ve teşvik primi suçuna ilişkin soruşturma; ve son olarak kamu görevlisi sıfatıyla görevi kötüye kullanma suçu.
Bu konuda baştan beri tutumumuz aynı: Böyle bir durum beklemiyoruz.
Şampiyonlukların el değiştireceği veya maçların tekrarlanacağı bir süreç öngörmüyoruz.
Şu aşamada yalnızca hukuki sürecin sonuçlarını bekleyeceğiz.
Soruşturma kapsamında geçmişe dönük böyle bir durumun ortaya çıkması mümkün mü?
Şu anda buna dayanak oluşturacak bir kriter yok.
Dolayısıyla bu yönde bir gelişme beklenmiyor.
Bu tamamen Türkiye Futbol Federasyonu’nun ev sahipliğini yaptığı yerel bir süreç.
Türk hukukunun uygulandığı bir çerçeve içinde ilerliyor."FIFA VE UEFA BU TÜR DURUMLARDA 'UYARI' YA DA 'YÖNLENDİRME' YAPAR"Şu anda yerel bir sürecin içerisinde bulunduğumuzu belirten Bağlan, "Eğer olayda uluslararası bir unsur olsaydı, FIFA’nın etik kuralları kapsamında puan silme ya da ligden düşürme gibi yaptırımlar gündeme gelebilirdi.
Ancak şu anda böyle bir durum yok; biz kendi iç meselemizi çözmeye çalışıyoruz.
Öncelikle soruşturma dosyalarının tamamlanmasını, ifadelerin alınmasını, sürecin genişleyip genişlemeyeceğini görmemiz gerekiyor.
Şu anda yerel bir sürecin içindeyiz, bu nedenle başka senaryoların gerçekleşmesini beklemiyoruz.
Böyle bir durumda doğrudan bir yargılama süreci yaşanmaz; ancak FIFA ve UEFA, tamamlayıcı raporlar isteyebilir.
Dünya futbolunda güvenin ve adalet duygusunun korunması için konuya dahil olurlar.
Fakat doğrudan yargılama yetkileri yoktur.
Kısacası, FIFA ve UEFA bu tür durumlarda genellikle 'uyarı' ya da 'yönlendirme' yapar.
Biz de bu çerçevede gerekli düzenlemeleri yaparız.
Yıllardır işleyiş bu şekilde.
Keşke İtalya’daki gibi, kamu vicdanını rahatlatan, adil, güven veren bir 'temiz eller' operasyonu gerçekleşse.
Herkesin en çok beklediği şey bu.
Her şeyden önce yurttaş olarak hepimiz bunu isteriz" şeklinde konuştu.Orçun AkOdatv.com