Haber Detayı
Afet sonrası hazır beton ve çimento sektörü hız kazandı
Türkiye’de hazır beton ve çimento sektörleri, kentsel dönüşüm, büyük altyapı projeleri ve afet sonrası yeniden yapılaşma çalışmalarıyla birlikte önemli bir büyüme ivmesi yakalıyor. Uzmanlara göre bu projeler sektörün hem üretim hacmini artırıyor hem de kalite ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımları hızlandırıyor.
MÜBERRA TAŞÇI GÜREŞ Kentsel dönüşüm çalışmaları ve deprem sonrası yeniden yapılaşma, Türkiye’nin birçok bölgesinde yoğun şekilde devam ediyor.
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerin yanı sıra, Marmara Bölgesi’nde Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova; Doğu ve Güneydoğu’da Malatya, Elazığ, Bingöl, Kahramanmaraş ve Hatay gibi deprem riski yüksek illerde de dönüşüm projeleri yürütülüyor.
Karadeniz Bölgesi’nde Samsun, Trabzon ve Rize; Akdeniz ve Ege’de ise Antalya ve İzmir dışı iller riskli yapıların dönüştürülmesi çalışmalarına odaklanıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre 2025 yılında Türkiye genelinde yaklaşık 5 milyon metrekarelik alanın dönüşümü planlanıyor.
Bu alanlarda inşa edilen yeni yapılar, dayanıklılığı artırılmış beton ve modern çimento türleri kullanılarak yapılıyor.
Sektör yetkilileri, deprem riskine karşı yüksek mukavemetli beton ve düşük karbonlu karışımların tercih edildiğini vurguluyor.
Altyapı projeleri de sektöre önemli katkı sağlıyor.
Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri’nde yeni otoyol, köprü, tünel ve metro hatlarının inşasında kullanılan hazır beton ve çimento miktarının yıllık 3-4 milyon metreküp civarında olduğu tahmin ediliyor.
Örneğin İstanbul’da devam eden metro genişleme projeleri ve İzmir’deki altyapı çalışmaları, sektörün üretim kapasitesini doğrudan artırıyor.
Afet sonrası yeniden yapılaşma, sektör için bir başka kritik alan. 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrası başlatılan acil yapılaşma programları, dayanıklı ve hızlı üretilebilen hazır beton çözümlerine olan talebi artırdı.
Türkiye Hazır Beton Birliği verilerine göre, afet bölgelerinde inşa edilen yapılar için kullanılan beton, standart beton karışımlarına göre yüzde 20 daha yüksek dayanıklılık sağlıyor.
Sektör yetkilileri, kentsel dönüşüm ve afet sonrası yapılaşmada hem kalite hem de sürdürülebilirliği ön planda tutmanın kritik olduğunu belirtiyor.
Bu nedenle üreticiler, yüksek dayanımlı beton, geri dönüştürülmüş agregalar, düşük karbonlu çimento ve otomasyon sistemleri ile üretim süreçlerini güçlendiriyor.
Uzmanlar, bu yatırımların sadece güvenlik ve kalite açısından değil, Türkiye’nin küresel çimento ve beton piyasasında rekabet gücünü artırmak açısından da stratejik öneme sahip olduğunu ifade ediyor.