Haber Detayı
Köşe yazarlarının gündemi: İmamoğlu... Üç gazetede aynı manşet: Taç Döviz
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan 3 bin 741 sayfalık iddianamenin medyadaki yankıları sürüyor.
Ekrem İmamoğlu’na 2 bin yıla kadar hapis istenen iddianame gazete manşetlerindeki sıcaklığını koruyor.15 kasım Cumartesi gününün gazetelerinde yer bulan iddianame haberleri arasında Sabah Gazetesi, Taç Döviz kısmını kapağa taşıdı.
Mahmut Övür’ün köşe yazısı ile haberleştirilen Taç Döviz detayı hakkında Övür şu ifadeleri kullanıyor:"Para nerede?" diye soruyorlar ama nedense büyük paraların döndüğü ve CHP'li gazeteci Tolgahan Erdoğan'ın CHP kurultayının hemen sonrasında dile getirdiği döviz bürolarına yönelik operasyonu da merak etmezler.
İddianamede, Taç, Gold, Karadeniz ve Servet döviz bürolarına yönelik operasyondan sonra Cumhuriyet Başsavcılığı şu notu düşüyor:"Herhangi bir tabelası olmayan söz konusu firma ile bağlantılı dükkânda yapılan arama neticesinde, kasalarda toplam 47 milyon dolar, 52 milyon Euro, 40 adet külçe altın, 150 kg gümüş ele geçirildi." Peki bu paralar kimin parasıydı?Akşam Gazetesi’nin ilk sayfasında yer bulan Taç Döviz ‘İmamoğlu’nun gizli kasası’ başlığı ile servis edildi.Yeni Akit’in de gündeminde Taç Döviz bulunuyor: ‘Hırsızlığı taçlandırmış’ başlığı ile haber kapaktan veriliyor.Hürriyet ‘Hediye çeki iddiası’,Cumhuriyet ‘Özel üye çelişkisi’,Türkiye ‘İstanbul’un boğazına çökmüşler’,Yeni Şafak ‘Örgütün yol haritası cepten çıktı’,Karar Gazetesi ‘Metro, kreş, yurt yapmak suç sayıldı’başlıklarıyla verdiği iddianame haberleri arasında BirGün CHP İstanbul İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in “Seçimsiz bir ülke istiyorlar” sözünü kullandı.Evrensel ‘5 gizli tanığın ifadesi dosyada yok’ dedi,Takvim ‘Aldım, verdim, yedim’ başlığını attı.KÖŞE YAZARLARININ DA GÜNDEMİNDEGünün köşe yazıları arasında öne çıkan konulardan biri yine iddianame oldu.Mustafa Balbay, Cumhuriyet Gazetesi’nde bugün yayımlanan ‘İddianamenin başlıkları’ başlıklı köşe yazısında şunları yazdı:İlk gözlemlerimiz o ki, İmamoğlu siyasal bir savunma hazırlayacak, hukuksal boyutunu avukatlara bırakacak.
İddianame diliyle, içeriğiyle büyük ölçüde siyasal bir metin olduğu için, “seçim kazanma suçunu” nasıl işlediğini ayrıntılarıyla anlatmak durumunda.Sözcü yazarı Rahmi Turan ‘Gizli tanık kuşku ve güvensizlik demek’ başlığını kullandığı yazısında iddianame detaylarını işleyerek şu ifadeleri kullanıyor:‘İddianame müthiş kanıtlar, toplumda deprem yaratacak dehşet verici belgeler falan pek yok.’Ali Saydam’ın Yeni Şafak’ta yayımlanan köşe yazısı ‘İddianame tamam da; ya iletişimi’ başlığını taşıyor ve Saydam şunları söylüyor:Ortalık, okuduğunu iddia edenlerin, şöyle bir bakabilenlerin, kapağını kaldırmadan siyasi söylem üretenlerin yorumlarından geçilmiyor...Örsan Öymen, Cumhuriyet'te yayımlanan 'Post-modern iddianame' başlıklı yazısında iddianamenin geçmişle benzerlikler taşıdığını söylüyor:Özetle iddianame, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve Türkiye’nin üniter ve laik yapısını çökertmeyi planlayan ABD-CIA-AKP-FETÖ ortak yapımı “Ergenekon”, “Balyoz”, “Casusluk” ve “Oda TV” kumpas “davalarının” iddianameleriyle büyük benzerlikler taşımaktadır.Murat Ağırel’in Cumhuriyet Gazetesi’ndeki ‘İmamoğlu iddianamesinde göze çarpanlar’ başlıklı köşe yazısında ise şu ifadeler var:Yolsuzluğu her kim yapıyorsa hesabı sorulmalı.
Murat Kapki, Eyüp Subaşıgibi iş yapıp sahte faturalar kestiği ortaya çıkan isimlerin verdiği kamu zararı misli ile tahsil edilmeli, bunda en ufak şüphe yok.
Ancak bu soruşturmanın 2019 yılı ile sınırlandırılıp öncesinin aklanması kabul edilemez.Odatv.com