Haber Detayı
Dokuz Eylül Üniversitesi: Kente Dokunan, Geleceği İnşa Eden Bir Yolculuk
Cuma günü bazı bilimsel çalışmalar için İzmir’deydim. 9 Eylül Üniversitesi’ne Genel Sekreter vekili olarak atanan SODİMER Bilim Kurulu Üyesi Prof.
Dr.
Dündar Yener hocayı ziyaret ederek yeni görevinde başarılar diledim.
Bu ziyaret esnasında İzmir’in yaşam damarlarına dokunan köklü kurumlarından biri olan Dokuz Eylül Üniversitesinin (DEÜ), son yıllarda sadece bir yükseköğretim kurumu olmanın ötesine geçerek kentin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişiminin stratejik bir paydaşı haline geldiğini müşahade ettim.
Bu dönüşümün odağında ise Rektör Prof.
Dr.
Bayram Yılmaz’ın yön verdiği, şehirle uyumlu büyüme vizyonu bulunuyor.Kente Açılan Bir ÜniversiteDEÜ’nün çok merkezli kampüs yapısı artık sadece bir mekânsal örgütlenme modeli değil; İzmir’in nabzını tutan, kentin tüm dinamikleriyle etkileşim halinde olan bir anlayışın somut karşılığı.
Üniversitenin kültürden çevreye, sağlıktan sosyal hayatın dijital dönüşümüne kadar uzanan katkıları, İzmir ile kurduğu bağları daha görünür hale getiriyor.Ağustos 2025’te basına yansıyan “DEÜ bir kez daha tercihler zirvesinde” başlıklı haber de bu bağın gençler nezdinde ne kadar güçlü olduğunu ortaya koymuştu.Üniversite–Sanayi Ekseninde Yeni Bir SayfaGünümüz dünyasında üniversitelerin en önemli ölçütlerinden biri, sektörlerle kurduğu ilişki.
Dokuz Eylül Üniversitesi tam da bu noktada teknoloji, savunma, sağlık, bilişim ve enerji gibi kritik alanlarda geliştirdiği Ar-Ge ekosistemiyle dikkat çekiyor.Teknopark İzmir ve Teknoloji Transfer Ofisi’nin etkin çalışmalarıyla üniversite; bilginin uygulamaya, araştırmanın katma değere dönüştüğü bir merkez niteliğinde. 2025 yılında kamuoyuna yansıyan iş birliği protokolleri ise bu gelişimin görünür başlıkları.Öğrenci Dostu Bir Akademik Yaşam“Yaşayan Kampüs” yaklaşımı, DEÜ’yü benzerlerinden ayıran en önemli unsurlardan biri.
Barınmadan ulaşıma, psikolojik danışmanlıktan spor olanaklarına kadar geniş bir çerçevede yapılan iyileştirmeler, Rektör Yılmaz’ın “öğrenciyi merkeze alan üniversite” ilkesinin sahadaki yansımaları.Tercih döneminde üniversitenin yükselen tercih oranları da bu yaklaşımın gençler tarafından karşılık bulduğunu gösteriyor.Bir İlke: “Rektör ne yiyorsa öğrenci de onu yiyor”Bazı ilkeler vardır ki, kurum kültürünü tek cümlede özetler.
DEÜ yönetiminin benimsediği bu ilke, sadece yemek hizmetlerine ilişkin bir söylem değil; öğrenciye bakış açısının, güven ve şeffaflık temelindeki yönetim anlayışının en açık ifadesi.Bu yaklaşım, üniversitenin öğrenci ile kurduğu güven ilişkisini güçlendirerek kurumsal aidiyeti artırıyor.İzmir Körfezi İçin Bilimsel GörevDEÜ’nün çevre ve sürdürülebilirlik bağlamında yürüttüğü çalışmalar, kente yönelik sorumluluk bilincinin en somut örneklerinden.
İzmir Körfezi’ndeki bilimsel incelemeler, kentin çevresel geleceği açısından hayati öneme sahip.14 Kasım 2024’te kamuoyuna duyurulan “İzmir Körfezi Alan Çalışması” bunun dikkat çeken örneklerinden biriydi.Uluslararasılaşmanın Yeni Dili: Dijital AvrupaÜniversitenin uluslararası araştırma ağları her yıl genişliyor.
Avrupa Birliği projeleri ve özellikle Dijital Avrupa kapsamında yürütülen yeni çalışmalar, DEÜ’nün dijital beceriler, yapay zekâ ve veri güvenliği gibi alanlarda daha aktif bir küresel aktör olmasını sağlıyor.
Bu açılım, araştırma kapasitesinin niteliğini de belirgin şekilde artırıyor.
SODİMER de bu proje ortaklarından..Hayvan Hastanesi: Toplumsal Sorumluluğun Yeni AdresiYapım süreci devam eden DEÜ Hayvan Hastanesi, sadece veterinerlik eğitimine katkı sunmakla kalmayacak; bölgenin önemli bir ihtiyacını karşılayarak toplumsal sorumluluk yaklaşımının güçlü bir bileşeni olacak.
Projenin kamuoyu tarafından yakından takip edilmesi, bu ilginin açık bir göstergesi.Huzurlu Bir Üniversite Kültürü İnşa EdiliyorDEÜ’de liyakat temelli süreçler, çalışma barışını önceleyen uygulamalar ve personel memnuniyetine dönük iyileştirmeler kurum içinde güçlü bir motivasyon yaratıyor. 11 Şubat 2025’te yayımlanan “DEÜ Akademik Gücüyle Büyüyor” başlıklı haber de bu olumlu atmosferin basına yansıyan örneklerinden.Sonuç olarak; Dokuz Eylül Üniversitesi bugün İzmir’in sadece bir parçası değil, aynı zamanda şehrin geleceğini bilimsel, sosyal ve ekonomik açıdan şekillendiren güçlü bir aktörüdür.
Prof.
Dr.
Bayram Yılmaz’ın liderliğinde yürütülen çalışmalar; kente, öğrenciye, bilime ve topluma dokunan bütüncül bir üniversite modelini kararlı biçimde inşa ediyor.Bu çabanın etkileri ise hem sahada hem de kamuoyunda kendini her geçen gün daha çok hissettiriyor.Son cümlemiz ise 9 Eylül İzmir‘dir, İzmir 9 Eylül’dür.