Haber Detayı
Onlar SAFE, bizler saf..
Hayhuy arasında kaynadı gitti...
Hayhuy arasında kaynadı gitti: Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ısrarlı baskılarıyla, Türkiye SAFE’ye alınmadı.
SAFE’nin açılımı Security Action for Europe, yani Avrupa ülkelerinin kendi ordularıyla kurduğu Avrupa Güvenlik Eylemi.
NATO’dan bağımsız bir yapılanma.
Avrupa Birliği’nin ortak bir güvenlik çatısı altında toplanması, yeni bir fikir değil.
Soğuk Savaş’ın sürdüğü 1970’li yıllarda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT olarak yeşerdi, Türkiye de kurucu üyeleri arasında yer aldı.
Soğuk Savaş’ın sonunda büyük bir umutla filizlendi, çiçeğe durdu. 1990’lı yıllarda sürü sepet toplantı yapıldı, ben de dış muhabir olarak pek çoğunu izledim.
Neredeyse meyve verecekti.
Resmen bizim de dahil olduğumuz bir Avrupa ordusu kuruluyordu; Türkiye’nin Avrupa savunma hattında yer alması çok önemliydi, derken... elbette ki NATO’nun efendisi ABD tarafından torpillendi ve sönüp gitti.
AVRUPA’DAN ORTADOĞU’YA SAVRULMAK Avrupa Birliği’nin nadasa bırakılan Avrupa ordusunu yeniden yeşertmesinde iki etken var.
Ön planda Rusya-Ukrayna savaşı ve Rus tehdidi.
Arka planda Trump ve Trumpist diye adlandırılan ABD yönetiminin Avrupa ülkelerini eften püften gerekçelerle NATO konusundaki önemli kararlardan dışlayıcı tutumu.
AB uzun bir süredir SAFE’in hazırlığını yapıyordu ve savunma programı, sözümona Türkiye’yi de kapsayacaktı.
Örneğin Almanya “NATO’nun ikinci büyük ordusu” gibi doğru gerekçelerle bir süre Türkiye’nin yanında durur gibi yaptı.
Meğer çok da ısrarcı değilmiş...
Ülkemizin SAFE’den dışlandığı; ekim ayının sonunda hem de Güney Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Hristodulidis ’in haber ajanslarına zafer muştusu gibi verdiği demeçten anlaşıldı.
Avrupa Birliği, Türkiye’nin Avrupa Güvenlik Eylemi SAFE savunma programına katılmasına yönelik Yunan itirazlarını resmen kabul etmişti.
ZORUNLU YALNIZLIK Nikos Hristodulidis, “AB’ye üye olmayan devletlerin SAFE’in finansal aracına katılımına ilişkin tutumumuzun kabul edilmesinden memnuniyet duyuyorum” diyor ve ekliyordu: “Üye devletlerin topraklarını işgal eden ya da güvenliğini tehdit eden hiçbir üçüncü ülke, hiçbir koşulda AB’nin savunma ve güvenlik alanındaki finansal araçlarına katılamaz ya da bunlardan yararlanamaz.” Kaldık mı Davutoğlu ’nun uyduruk “değerli yalnızlığıyla” baş başa? “Değerli yalnızlık” kesmezse, Trump’ın dayattığı “zorunlu yalnızlıkla” da övünebiliriz ama sonuç değişmez.
Onlar SAFE, bizler saf...
Yapayalnızız.
Hatta çırılçıplak ve yapayalnızız...
FETÖMETRE metodunun kurucusu, Türk Deniz Kuvvetleri Kurmaybaşkanı Tümamiral Cihat Yaycı , 2019’da açıklamıştı: “Sayın cumhurbaşkanımızın dirayeti ve iradesi ile 27 Kasım’da Türkiye Cumhuriyeti ile Libya Devleti Hükümeti Arasında Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası İstanbul’da imzalanmıştır.” MÜNHASIR PALAVRALAR Bu mutabakatla, Yunanistan-GKRY ikilisinin uluslararası hukuka aykırı olarak Türkiye’yi dışlayan ve diğer kıyıdaşların hakkını da aşındıran, denizleri sahiplenme girişimleri önlenecekti...
Cem Gürdeniz ’le birlikte Mavi Vatan’ın mimarı olarak bilinen Cihat Yaycı, 2020’de kurmaybaşkanlığı görevinden alındı.
Hani Libya açıklarında ekonomik münhasır bölgemiz; ne oldu Mısır ve Suriye’deki ağız sulandırıcı işler?
Akdeniz’de gaz ve petrol aramaları nerede başladı, nerede bitti?
Yoksa ürettiği petrolü bir türlü tüketemediğimiz Gabar Dağı, Şırnak’tan Akdeniz’e mi kaydı?
Hani Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarması savaş nedeniydi ya?
Şimdi “açık deniz parkları” söz oyunuyla 12 mile açılan hangi ülke, acaba?
Başka bir Yunanistan mı?
Sanki önümüzde Mevlevilerin “keşkül-ü fukara” sı var ve Ortadoğu’nun soyguncu egemeni ABD ile şürekası artık o boş kâseye ne atarsa, razı olacağız gibi görünüyor.
YENİ ARKADAŞ Geceyi, karınca kervanları getirir Karadeniz’e.
Simsiyah olur gemi..
Sindiğin yerden bak aradıkların bunlar mıydı.
Kaçtığın her şey önünde yığılmış duruyor.
Sallanan ellere inanma. inansan da senin için sallanmıyor artık mendiller iskelelerde.
Hem ne mendil kaldı ne Yahya Kemal.
Bu kadar çektikten sonra rahatsız etmeden dalgaları, yavaşça sessizliğin öbür tarafına geçeceksin gülüm.
Yaşadığın bütün zamanların sana tek bir hediyesi olacak.
Yeni bir arkadaş gibi gelen ölüm.
A.
Kadri ERGİN