Haber Detayı

Dünya Savaşı konuşulurken hatırlanması gereken yazı: Solun sessiz çığlığı... Bugüne kalan miras
Dünya odatv.com
16/11/2025 11:34 (1 ay önce)

Dünya Savaşı konuşulurken hatırlanması gereken yazı: Solun sessiz çığlığı... Bugüne kalan miras

Birinci Dünya Savaşı'nın 100'üncü yıldönümünde yapılan anmalarda, savaşa karşı çıkan solcuların ve barış yanlılarının mücadelesini ele alan makalede, savaşı önlemese de o dönemki mücadelenin, günümüze bıraktığı miras ele alındı.

İngiliz sol kültür dergisi Red Pepper, 2014 yılında, yani 1.

Dünya Savaşı’nın 100. yılında yapılan anmalar ile ilgili bir makale yayınladı. 1914’ün 100. yılı anmalarında siyasiler sık sık milliyetçilik ve vatanseverlik vurgusu yapıyor.

Ama bu hikâyenin bir de görmezden gelinen yüzü var: Savaşa “hayır” diyenler… Yani sosyalistler, pasifistler, vicdani retçiler ve barış aktivistleri...“Bugün pek bilinmeyen bu insanların mücadelesi, aslında modern barış hareketlerinin temelini attı” diye yazıyor Red Pepper dergisi.

Yine savaş çığlıklarının yükseldiği şu günlerde yazı daha bir anlam kazanıyor.SOLUN SESSİZ ÇIĞLIĞI: BAŞTA SAVAŞA KARŞIYDILAR1.

Dünya Savaşı patlamadan önce, Avrupa’nın merkez sol partileri genelde barış yanlısıydı.Britanya’da ILP (Bağımsız İşçi Partisi), Almanya’nın güçlü SPD’si, Fransa Sosyalist Partisi…Hepsi savaş karşıtı söylemlerle biliniyordu.

Ama savaş başlayınca tablo değişti.Neredeyse tüm bu partiler, baskı ve milliyetçi atmosfer nedeniyle hükümetlerin savaş politikalarını destekledi.

Bu, barış yanlısı insanları büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.Bu boşluğu yeni anti-savaş örgütleri doldurdu.DÜNYANIN FARKLI KÖŞELERİNDE AYNI TEPKİ• Almanya’da Rosa Luxemburg, Spartacus Birliği’ni kurdu.• ABD’de anarşist Emma Goldman ve Alexander Berkman “Zorunlu Askerliğe Hayır” hareketini başlattı.• Britanya’da Fenner Brockway ve Ramsay MacDonald, savaş karşıtı derneklerin önünü açtı.MacDonald, savaş politikasına karşı çıktığı için İşçi Partisi liderliğinden bile istifa etti.“BİZ MESİH’TE BİRİZ, SAVAŞMAYACAĞIZ”: İNANÇTAN DOĞAN DİRENİŞSavaşa direniş sadece solun değil, bazı Hristiyanların da ortak noktasıydı.Quaker Henry Hodgkin ile Alman Lutherci Friedrich Siegmund-Schultze, Köln’de bir tren istasyonunda birbirlerine şunu söyledi: “Mesih’te biriz ve asla birbirimize karşı savaşmayacağız.”Bu söz, daha sonra uluslararası bir pasifist örgüt olan Uzlaşma Kardeşliği’nin doğmasını sağladı.PROPAGANDA VE BASKIHükümetler, halkın savaş karşıtı düşüncelere kapılmasını engellemek için iki yöntemi bir arada kullandı:1) PropagandaÜnlü posterleri hatırlayın:“Ülkenin size ihtiyacı var!”ABD’deki “Sam Amca seni istiyor!”Bir poster de şöyleydi:Küçük bir kız babasına soruyor:“Baba, Büyük Savaş’ta SEN ne yaptın?”Mesaj açıktı: “Savaşa gitmeyen utansın.”2) Baskı ve Yargılamalar• ABD’de 100’den fazla savaş karşıtı sendika üyesi hapse atıldı.• Emma Goldman ve Berkman gibi isimler sınır dışı edildi.• Britanya’da Ramsay MacDonald gazetelerde “hain” ilan edildi.• Ünlü düşünür Bertrand Russell Cambridge Üniversitesi’ndeki görevinden atıldı.• UDC liderlerinden Morel altı ay hapse girdi.VİCDANİ RETÇİLER: SOKAKTA “KORKAK” İLAN EDİLENLERAskerliği reddedenlere “beyaz tüy” (korkak simgesi) verildi.

Sokaklarda “korkak, ukala, kaçak” diye bağırarak aşağılandılar.

İşlerini kaybettiler.Harold Bing(*) yıllar sonra şöyle anlatacaktı: “Birkaç dost dışında herkes bana düşmanca davranıyordu.”İRLANDA, KANADA VE AVUSTRALYA’DA MİLLİYETÇİLİK BU KEZ BARIŞTAN YANA ÇALIŞTIİlginçtir: Bazı ülkelerde milliyetçilik savaşı desteklemedi, tersine zorunlu askerliğe karşı bir direniş doğurdu.• İrlanda ve Quebec’te kampanyalar bağımsızlık hareketlerini güçlendirdi.• Avustralya halkı 2 referandumda “savaşa katılmama” yönünde oy kullandı.RUSYA’DAKİ DİRENİŞ DEVRİMİ ATEŞLEDİRusya’daki savaş karşıtlığı, ekonomik kriz ve sınıf mücadelesiyle birleşince, 1917 Devrimi’ni tetikledi.

Bu, Almanya ve İskoçya’daki işçi hareketlerini de cesaretlendirdi.• Kiel denizcileri isyan etti.• Berlin’de genel grev ilan edildi.• İskoçya’da “Kızıl Clydeside”(**) ayaklanmaları yaşandı.Sonuç?

Hepsi sert şekilde bastırıldı.

Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht 1919’da öldürüldü.DEVLETLERİN ANLATIYA MÜDAHALESİ: TARİHİ KİMİN YAZDIĞI MESELESİDevletler sadece insanları bastırmadı; aynı zamanda savaşın “doğru” hikâyesini de yazdı.Foucault’nun deyimiyle: Devlet “disiplin edip cezalandırarak” toplumda ortak bir bilgi oluşturdu.Howard Zinn de aynı noktaya değinir: Yargı sistemi, barış hareketini şiddetsiz biçimde “yok saymak” için kullanıldı.BUGÜNE KALAN MİRASSavaşı durduramadılar ama bugünkü barış hareketleri tam onların bıraktığı yerden yükseldi.• Quaker’lar ve Uzlaşma Kardeşliği üyeleri zaman içinde Nobel Barış Ödülü kazandı.• Bertrand Russell Nobel Edebiyat Ödülü aldı.• Fenner Brockway’in heykeli Londra’ya dikildi.• 1998’de, firar ettiği için idam edilen İngiliz askerleri ilk kez resmi olarak anıldı.Bu kişiler bugün neredeyse hiç hatırlanmıyor ama milliyetçi tarih anlatısının karşısına dikilen ilk ciddi sesler onlardı.SON SÖZ: “BAŞARISIZ OLDULAR” DİYE DÜŞÜNMEYİNBugünün siyasileri, Birinci Dünya Savaşı’nı çoğu zaman ulusal gurur hikâyesi olarak anlatmayı seçiyor.Ama gerçek başka: Savaş karşıtı hareket, dünyayı algılama biçimimizi yavaş yavaş değiştirdi.

Onların mücadelesi olmasaydı:* Bağımsız barış örgütleri kurulmazdı* Savaşın kaçınılmaz olmadığı fikri yerleşmezdiSavaş karşıtları kısa vadede kaybetmiş olabilir, ama uzun vadede insanların düşünme biçimini değiştirdiler.(*)İngiltere’den 16 yaşındaki Harold Bing, 1914’te savaş karşıtı protestolara katıldı ve vicdani retçi olduğu için 1916’da askerliği reddedip üç yıla yakın hapis yattı.

Hapiste mahkûmların koşullarını iyileştirdi ve “Winchester Fısıltısı” adlı gizli dergiyi hazırlayanlardan biri oldu.

Serbest kaldığında pasifist kimliği yüzünden iş bulmakta zorlandı, ancak sonunda öğretmenlik yapabildi.

Harold Bing, İngiliz bir barış aktivisti olarak 1975’e kadar bu mücadeleyi sürdürdü.(**)Red Clydeside, İskoçya'nın Glasgow kentinde 1910'lardan 1930'ların başına kadar süren siyasi radikalizm dönemiydi .

Ayrıca, Clyde Nehri kıyısındaki şehrin çevresindeki Clydebank , Greenock , Dumbarton ve Paisley gibi bölgeleri de ifade ediyordu.

Red Clydeside , İskoçya ve genel olarak Britanya'daki işçi hareketinin tarihinde önemli bir yere sahiptir .Dönemin bazı gazeteleri, İskoçya'da patlak veren halk ve siyasi radikalizmin yükselişini ifade etmek için "Kızıl Clydeside" terimini aşağılayıcı bir şekilde kullandı.(*)Tarihçi, eğitimci, yazar, oyun yazarı… Zinn kendini "bir nevi anarşist , bir nevi sosyalist .

Belki de demokratik bir sosyalist " olarak tanımladı.

Amerika Birleşik Devletleri'nin sivil haklar hareketi , savaş karşıtı hareketi ve işçi tarihi hakkında kapsamlı yazılar yazdı .

Zinn , 2010 yılında 87 yaşında kalp krizinden öldü.Odatv.com

İlgili Sitenin Haberleri