Haber Detayı
Unutulan Orta Asya
Türkiye’nin Orta Asya’daki Türki devletlerle, yani Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile tarihsel, kültürel, dilsel bağları olduğu halde, AKP iktidarı döneminde bu ülkelerle de ilişkiler geriledi.
Türkiye’nin Orta Asya’daki Türki devletlerle, yani Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve K ırgızistan ile tarihsel, k ültürel, dilsel ba ğları olduğu halde, AKP iktidarı d öneminde bu ülkelerle de ili şkiler geriledi.
Din fetişizmi üzerinden Arap feti şizmi hastalığına yakalanan AKP, ümmetçi, dinci, teokratik ve antilaik bir bak ış a ç ısıyla Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere montajland ı ve kendi tarihsel, k ültürel, dilsel ba ğlarını unuttu.
Oysa dilsel birlik veya kesişme, d ünyan ın her yerinde sadece k ültürel de ğil, siyasi, ekonomik, stratejik ilişkilerin de geliştirilmesi i çin temel etkenlerden birisidir.
Britanya, ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda aras ındaki ilişkiler; Almanya, Avusturya, İsvi çre aras ındaki ilişkiler; Fransa, Bel çika, Lüksemburg aras ındaki ilişkiler; İspanya, Meksika, Arjantin, Şili, Peru, Ekvador, Venez üella, Uruguay, Paraguay, Bolivya, Nikaragua, El Salvador, Kosta Rika, Panama, Guatemala aras ındaki ilişkiler; Portekiz, Brezilya arasındaki ilişkiler; Rusya, Belarusya arasındaki ilişkiler buna dair en çarp ıcı örnekler aras ında yer alır.
T ürkler Orta Asya’dan Anadolu’ya ve Trakya’ya göç ettiklerinde, Anadolu’daki ve Trakya’daki ba şka k ültürlerle kayna şmış ve hem fiziki a ç ıdan hem de dilsel a ç ıdan melezleşmiş olsalar da T ürkçe ile Kazakça, Türkmence, Özbekçe, K ırgızca arasında h âlâ önemli dilsel kesi şmeler bulunmaktadır.
T ürkçe de bu diller gibi Ural-Altay dil ailesi kategorisindedir.
Türkçenin Arapça ile yap ısal a ç ıdan hi çbir ortak özelli ği yoktur.
Arap ça, İbranice gibi diller Sami dil ailesi kategorisindedir.
T ürkçede baz ı Arap ça sözcüklerin kullan ılıyor olması dilsel kesişmeden değil, sonradan ortaya ç ıkan dinsel kesişmeden kaynaklanmaktadır.
Orta Asya T ürklerinin dini İslam değildi, Şamanizmdi.
Ancak T ürkler ortaça ğda ekonomik nedenlerden ötürü bat ıya doğru g öç ettiklerinde, ilk olarak Müslüman olan Araplarla ve Perslerle kar şılaştıkları i çin baz ıları baskı altında bazıları da g önüllü olarak İslam dinini benimsediler.
B öylece dinsel etki dilsel etkile şime d önü şt ü. *** SSCB y ıkıldığında ve Orta Asya devletleri bağımsızlıklarına kavuştuklarında, T ürkiye’de Orta Asya devletleriyle ili şkilerin geliştirilmesi konusunda her siyasi partide y üksek bir bilinç vard ı.
Çünkü o dönemde ister merkez sa ğda olsun ister merkez solda olsun t üm siyasi partilerin ortak paydalar ından birisi laiklik idi.
O d önemde siyasi partiler anayasadaki laiklik ilkesini ihlal etmek için birbirleriyle yar ışmıyorlardı ve T ürkiye’nin d ış politikası din ve mezhep ekseni üzerinden yürütülmüyordu.
Orta Asya devletleri ayn ı zamanda d ünyan ın en b üyük petrol, do ğalgaz ve nadir toprak elementleri kaynaklarına sahip ülkelerdir.
Türkiye’nin bu ülkelerle ili şkilerini geliştirmesi bu a ç ıdan da son derece önemlidir.
Ancak bu ülkeler laik bir düzene sahip olduklar ı i çin, Körfez’deki Arap ülkeleri gibi teokrasiyle yönetilmedikleri için ve ayn ı zamanda Arap n üfusa sahip olmad ıkları i çin AKP bu ülkelerle ili şkileri önemsemedi.
Bu bo şluğu önce Rusya doldurdu, şimdi de ABD, Britanya ve Avrupa Birliği dolduruyor.
AB, enerji konusunda Rusya’ya bağımlı olmamak amacıyla Orta Asya devletleriyle ilişkilerini geliştirmek konusunda son yıllarda önemli giri şimlerde bulundu.
Orta Asya devletleri bu bağlamda AB üyesi olan K ıbrıs Rum Kesimi’ni resmen tanıdılar, hem KKTC’yi hem de T ürkiye’yi yaln ız bıraktılar.
Son olarak Kazakistan, ABD-İsrail emperyalizminin ortak projesi olan İbrahim Antlaşması’na katıldı; Orta Asya devletlerinin başkanları, karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla ABD Devlet Başkanı Donald Trump ile bir araya geldiler; Kazakistan devlet başkanı, Trump’a ayarsız övgüler yöneltti.
Bu ya şananlar, T ürkiye’nin meydan ı boş bırakmasının sonucudur; bu meydanın boş bırakılması da “eğitimin” dinselleşmesinin ve dinselleşmiş “eğitim” alanların T ürkiye’yi yönetmesinin sonucudur!