Haber Detayı
Kim bu Boğaziçi Çetesi?
Öncelikle şunu söyleyeyim, İBB iddianamesini yapay zekaya yükleyip, alınan cevabı paylaşmak bizim işimiz değil. Bizim işimiz satır satır...
Öncelikle şunu söyleyeyim, İBB iddianamesini yapay zekaya yükleyip, alınan cevabı paylaşmak bizim işimiz değil.
Bizim işimiz satır satır iddianameyi okumak ve yorumlatmak.Her şeyden önce yapay zeka, ne sorarsanız sorun henüz çok beylik ve sığ cevaplar veriyor, sıklıkla da uyduruyor.
Yapay zekaya güvenip hüküm verilecek düzeyde değiliz henüz.
Belki üç-beş sene sonra olur, şu anda değil.
Basit, cevabını bildiğiniz bir soru sorun ne kadar uydurduğunu göreceksiniz.***İddianame 4 bin sayfa olunca içinde çok fazla detay var.
Bu detaylar da okudukça ortaya çıkıyor. “İddianame etkin pişmanlıktan yararlananların ifadeleri üzerine kurulmuş” diye her yerden duyuyorsunuz. “Sadece ifadeler var, kanıt açısından zayıf” değerlendirmesi de yapılıyor.
Doğdurur.
Ancak 2021 yılında Yargıtay’ın FETÖ/PDY davalarında, “Örgütsel faaliyetlerin büyük bir gizlilik içinde yürütülmesi nedeniyle mensupların ve eylemlerin tespitinde önemli zorluklar yaşanmaktadır.
Bu suçların ispat araçlarından birisi de bizzat örgüt mensuplarının beyanlarıdır” diye kararı da var.
İddianame ve dava sürecini izlerken gerçekçi olmak biz gazetecilerin işi.
Bu satırları da özellikle onun için vurguluyorum.***Ancak burada iktidar açısından başka bir durum ortaya çıkıyor.
İddianamedeki ifadeleri baz alacaksak, 2019 öncesi belediye yönetiminin de hesap vermesi gereken ciddi konular var.İddianamede ifadesi yer alan itirafçılardan biri Yakup Öner.
Öner, harita mühendisi… 2014 öncesi Beylikdüzü Belediyesi’nde işe girmiş.
İmamoğlu seçilince istifa etmek istemiş.
İmamoğlu, “İşinde iyisin.
Kal!” demiş, devam etmiş.
İmamoğlu, Öner’i 2019’dan sonra İBB’ye götürmüş.
Öner, Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne atanmış.
İBB’deki en kritik yerlerden biri.
Yalılar bu müdürlükten soruluyor.
Bakın Öner neler anlatıyor:“2019 yılı seçimlerinden sonra 2020 yılı ortalarına kadar Boğaziçi İmar Müdürlüğü eski alışkanlıklar ile devam eden bir müdürlüktü.
Boğaziçi İmar Müdürlüğü yetki sınırları içerisinde Türkiye’nin en etkili sanat, siyaset ve iş dünyasının sahiplerini barındırdığı için en küçük problem başkanın kendisine direkt şikâyet olarak geliyordu.
Şikayetler o kadar ciddi boyutlara gelmişti ki başkan bu yapının artık taşınabilir olmadığını düşünüp 2020 yılı mayıs ayında bana ‘Burayı incele’ diye bir talimat verdi.
Ben yapıyı dışarıdan ve içeriden bilenlerle inceleyip rapor oluşturduğumda içerinin bir nevi ticarethane gibi kullanıldığını, yozlaşmış ilişkiler oluşturulduğunu, müdürlük içerisinde siyasetten, iş dünyasından ve mafyadan bazı isimlerin oluşumlarının bulunduğunu tespit ettim.
Bu yapılardan temizlenerek İBB’ye ve İstanbul’a hizmet eder niteliğe döndürülmesi için aktif bir müdahale gerektiğini söyledim.
Birkaç ay sonra başkan orayla ilgili fikirlerini bana anlattı.
Buradaki rüşvet çarkını bozarak burayı iş dünyasıyla, sanat camiasıyla ilişki kurabileceği bir köprü olarak düşündüğünü söyledi.
Bu sebeple müdür ve müdür yardımcılarında değişikliğe gideceğini söyledi…”***Buyurun size ihbar gibi ihbar.
Öner, kendi ağzıyla devletin savcısına ifade vermiş, anlatmış. “Boğaziçi İmar’ı, Belediye’yi AKP’nin yönettiği dönemde mafya ele geçirmişti.
Çeteler vardı” demiş.Kim bu çeteler?
Kimin göz yummasıyla belediyeye sızdı?
Kamuyu bu çeteler ne kadar zarara uğrattı?
Dönemin belediye yönetimi neden göz yumdu?
Kimler rüşvet aldı?Madem öyle, bir inceleme de bunun için yapılmalı, bir dosya da bunun için açılmalı!