Haber Detayı
Türkiye'nin Tunus Büyükelçisi Demircan: Göç, medeniyetler arası temasın en yoğun yaşandığı alandır
Türkiye'nin Tunus Büyükelçisi Ahmet Misbah Demircan, Medeniyetler İttifakı'na dair sempozyumda yaptığı konuşmada "Göç, medeniyetler arası temasın en yoğun yaşandığı alandır" dedi.
Türkiye'nin Tunus Büyükelçisi Ahmet Misbah Demircan, 20 yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın girişimleriyle başlatılan Medeniyetler İttifakı'na dair sempozyumda dikkat çeken bir konuşma yaptı.
Sözlerine "Dışişleri, Göç ve Yurtdışındaki Tunuslular Bakanı Sayın Mohamed Ali Nafti'nin ev sahipliğinde, Milli Eğitim Bakanı Sayın Noureddine Nouri, Medeniyetler Ittifakı Yüksek Temsilcisi Sayın Miguel Angel Moratinos, ICESCO Genel Direktörü Sayın Salim Al Malik ve İİT Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Yousef Al-Dobaey'ın katılımıyla düzenlenen, 20 yıl önce Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın girişimleriyle başlatılan Medeniyetler İttifakı'na dair sempozyumda konuşmacı olarak yer almaktan büyük memnuniyet duydum" diyerek başlayan Demircan, medeniyetler arası temasa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "NE YAZIK Kİ DURUM BÖYLE DEĞİL" Demircan'ın konuşması şöyle: "Bildiğiniz üzere, bu sene, Medeniyetler İttifakı'nın 20'nci yıl dönümünü idrak ediyoruz. 20 yılı önce, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin İspanya Başbakanı Sayın Luis Rodriguez Zapatero'nun gayretleriyle Medeniyetler İttifakı Girişimi başlatıldı.Eşbaşkanlığını yürüttüğümüz bu girişim, "medeniyetler çatışması" tezine karşı "medeniyetler ittifakı" fikrini küresel bir projeye dönüştürdü.
Öte yandan, İttifak'ın misyonunun tamamlandığını ve sona erdiğini söyleyebilmeyi dilerdik.
Ne yazık ki, durum böyle değil.Uluslararası terörizm, insan kaçakçılığı, uyuşturucu trafiği, küresel ısınma, çevre kirliliği, susuzluk ve diğer tehditler sürüyor.
Önyargılar, ön kabuller, hoşgörüsüzlük, birbirine karşı tahammülsüzlük, ayrımcılık zemin kazanıyor.Bu bağlamda, Filistin halkına karşı işlenen soykırım politikaları, küresel barışı ve güvenliği tehdit eden meselelerin başında geliyor.
Neyse ki sayısız lider bu vahşete karşı seslerini yükselttiler. "EĞİTİM ÖNYARGILARI YIKMANIN EN ETKİN YOLUDUR" Kan dökülmesini durdurmak ve iki devletli çözümü ilerletmek için somut adımlar atma taahhütlerini açıkladılar.
Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülük ettiği uluslararası çabalar, Gazze'de sadece Filistin halkını değil, tüm insanlığı kurtarma umudunun hala var olduğunu gösterdi.
Filistin konusundaki hassasiyeti sebebiyle Tunus Hükümeti'ne teşekkür etmek istiyorum.
Medeniyetler İttifakı ruhunun, uluslararası güvenliği ve barışı koruyabilmek adına sağlam bir zemin sunduğuna inanıyoruz.Bu noktada, İttifak'ın temel direklerinin her birinin dikkatlice yeniden değerlendirilmesi ve değişen koşullarla uyumlaştırılması gerektiğini düşünüyoruz.
Evvela, eğitim, önyargıları yıkmanın en etkin yoludur.Türkiye, Medeniyetler İttifakı çerçevesinde "Eğitimde Hoşgörü ve Diyalog" projelerini desteklemekte; Afrika'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Ortadoğu'ya kadar Yunus Emre Enstitüleri aracılığıyla Türkçe, Türk kültürü ve ortak insani değerleri öğretmektedir.
İkinci olarak, halklar arasındaki diyaloğu pekiştirmek, çıkar grupları tarafından ekilen nefret tohumlarının önüne geçmek için medyanın gücünden yararlanılmalıdır. "GÖÇ MEDENİYETLER ARASI TEMASIN EN YOĞUN YAŞANDIĞI ALANDIR" Bu anlayışla, TRT World, TRT Arapça, Anadolu Ajansı gibi kurumlarımızla çok sesliliği benimsiyor; Medeniyetler İttifakı'nın "Medya ve Diyalog" çalıştaylarında, dezenformasyonla mücadele ve etik habercilik ilkelerini savunuyoruz.
Göç, medeniyetler arası temasın en yoğun yaşandığı alandır.Türkiye, 5 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yaparak insanlık tarihinin en büyük gönüllü misafirperverlik örneğini sergilemektedir.Suriyeli, Filistinli, Iraklı, Afganistanlı kardeşlerimize sunduğumuz eğitim, sağlık ve barınma hizmetleri, Medeniyetler İttifakı'nın "Göç ve Entegrasyon" hedefleriyle örtüşmektedir.
Şimdi sırada İttifak'ın en temel direkleri var: Kadınlar ve gençler.
Kadınlar, barışın ve diyaloğun sessiz kahramanlarıdır. "YILMADAN ÇABALAMAYA DEVAM ETMELİYİZ" Türkiye, KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği) aracılığıyla Medeniyetler İttifakı'nın "Kadınlar ve Barış" girişimlerine aktif katkı sağlamaktadır.
Tüm dünyada kadınların sesini yükseltmek, medeniyetler diyaloğunun ayrılmaz parçasıdır.
Gençler ise değişimin anahtarıdır.Medeniyetler İttifakı'nın Gençlik Forumları'nı bu fikirle destekliyor; "Gençlik ve Radikalleşme" çalışmalarında gençleri şiddetten uzak, diyaloğa yakın tutmanın yollarını arıyoruz.Çünkü biliyoruz ki gençler, küresel adalet arayışının evrensel simgesidir.
Medeniyetler tarihi, savaşların, çatışmaların, asimilasyonun değil, farklılıkların, zenginliklerin, etkileşimin tarihidir.
Barış, güvenlik, hoşgörü ve karşılıklı saygı için yılmadan çabalamaya devam etmeliyiz.İnsanlar arasında din, dil, renk, refah seviyesi diye hiçbir ayrım göstermeden hepsine birden kucak açmalı; daha aydınlık, güvenli, adil, özgür ve müreffeh bir dünya kurmalıyız.Konuşmama bu duygularla son verirken, sempozyumun yeni işbirliği fırsatlarına imkan sağlamasını diliyorum.
Ev sahipliği için Ekselensları Sayın Mohamed Ali Nafti'ye ve Bakanlığı'nın kıymetli mensuplarına şükranlarımı sunuyorum."