Haber Detayı

AKP’lilerin salı sendromu
Nuray babacan nefes.com.tr
19/11/2025 06:00 (1 ay önce)

AKP’lilerin salı sendromu

Ankara’da siyaset koridorlarında yeterince zaman geçirirseniz, algıyla-gerçeği, yalanla-doğruyu, planla-plansızlığı ayırt edebilirsiniz....

Ankara’da siyaset koridorlarında yeterince zaman geçirirseniz, algıyla-gerçeği, yalanla-doğruyu, planla-plansızlığı ayırt edebilirsiniz.

Anlatılan her konu, memleket sorunlarına, siyasetçi psikolojisine dair fikir verir.

Örneğin, son bir yıldan beri AKP’lilerin SALI SENDROMU yaşadığı gerçeği gibi.Cumhur İttifakının küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir süreden beri grup toplantısında verdiği ‘imalı’ mesajlar, AKP’lilerin korkulu rüyası oldu.

Bazıları ‘pek sübliminal’ olan bu mesajların kime yönelik olduğu, altında ne yattığı, bir hafta boyunca konuşuluyor.Bu mesajların ‘dost uyarısını’ aştığını düşünenler az değil. ‘Kesinlikle önümüzdeki döneme ilişkin mesaj içeriyor” diye endişe duyanlar var.

Son, ‘üç maymun oynayanlar’, ‘İBB davası TRT’den yayınlansın...’ mesajlarının adresinin AKP olması gibi...

Kesin olan bir şey var ki; salı günleri AKP’lileri çok geriyor!***Siyasetçilerin son günlerde İBB iddianamesi, açılım süreci ve ekonomik sorunları öncelikle konuştuğu herkesin malumu.

Ama öyle konular var ki; hem ilginç hem de ülkenin durumu konusunda fikir veriyor.

Bazılarını köşeye taşımak istedik;MAFYA PARTİ KURUYOR!Türkiye’de siyasi parti sayısının 170’e çıktığı bilen var mı?

Son seçimde merak edenler 150 olduğunu öğrenmişti.

Çoğu seçime katılmaya hak kazanamayan bu partilerin neden kurulduğu konusunda ilginç yeni bilgiler var.Tabela partilerinin, kartvizitle iş takip etmek, hatta genel merkezlerinde kumar oynatmak gibi amaçlarla kurulduğu anlatılır.

Ancak yeni durum pek bilinmiyor ve memleketteki çürümeyle örtüşüyor:“Kurulan yeni bir partide tartışma çıkıyor ve ‘genel başkan seçimine katılanlar partili değil’ diye itiraz başvurusu yapılıyor.

Soruşturma aşamasında, söz konusu partinin siyasetle ilgisinin olmadığı, çete ve mafya davalarına konu olan isimler tarafından kurulduğu, dava sonucuna bağlı olarak ülke dışına kaçarken ‘siyasi parti genel başkanı’ sıfatıyla ‘Türkiye’de baskı görüyoruz’ diyerek siyasi sığınma hakkı elde etme amacı taşıdıkları ortaya çıkıyor.Mafya mensuplarının yeni merakının, naylon parti kurup yurtdışında siyasi sığınma hakkı kazanmak olduğu anlaşılmış…BELEDİYELERİN OTOBAN KÂRI…HGS gelirlerinin otoyolun geçtiği belediyeler için gelir kaynağı olduğunu bilenler vardır.

Hazine’ye aktarılan HGS gelirlerinin yüzde 30’u otobanın geçtiği yerlerdeki belediyelere veriliyormuş.

Son dönemlerde belediyeler gelir kaynakları konusunda ciddi sıkıntı yaşamaya başlamış.Sık sık maliyeyi sıkıştırıp HGS gelirlerinin hesaplarına yatırılmasını istedikleri anlatılıyor.Bu gelirin ne kadar olabileceğini sorgularken, “Küçük belediyeler bu gelirle personel maaşlarını ödeyip, rutin tüm masraflarını karşılayabiliyor” dediklerinde çok şaşırdım.

Geçişin yoğun olduğu dönemlerde 100 milyon lira gelir elde eden belediyeler olduğu söyleniyor.

Gelirin yüzde 30’unu almak özellikle küçük belediyeler için ciddi gelir kaynağına dönüşmüş.

Son dönemlerde, borçlar, kesintiler, ekonomik kriz, devlet ödemelerindeki gecikmeler, muhalefet-iktidar ayrımı yapmadan ciddi sorun olarak aktarılıyor.ÇOCUK SUÇLULAR VE ÇETELERSon yargı paketinden çocuk suçlulara yönelik yeni cezaların çıkartılarak, önce bir araştırma komisyonu kurulması fikri, tartışma yarattı.

Bunu doğru bulun da var, yanlış bulan da.

Mevcut mevzuatta, çocuk suçlular ve çocukları suça itenlerle ilgili yeterli düzenleme olduğu, asıl sorunun her alanda yaşandığı gibi kanunun uygulanmaması ve çifte standartlar olduğu anlatılıyor;“Çocuk düzenlemesinin infaz yasasından çıkartılması doğru bir adımdı.

Çocuğu suç işlemeye teşvik eden kişilere ve örgütsel yapılara daha çok ceza verilmesi doğru.

Ama, TCK’da zaten bunun cezası çok net.

Yönlendiren de adam öldürmekten ceza alıyor.Toplumsal muhalefet oluştuğu zamanlarda baskı artıyor.

Ama evrensel hukuka göre yapılan düzenlemeleri her infialde bozmamak gerekir.

Çocukların suçlarından anne ve babalarını sorumlu tutamazsınız.

Eğer suçun bir tarafıysa zaten o da ceza alıyor ama sırf anne babası olduğu için sorumlu tutamazsınız.

Suçun şahsiliği prensine aykırı…”Asıl sorun, çocuğu suça iten ortam.

Asıl mesai buna verilmeli.

Çocukları suça iten nasıl bir toplumsal ortam var, eğitimsizlik, gelir durumu, çete-mafya oluşumundaki artış gibi konulara bakmak gerekiyor.Bunun sorumlusu da siyasi iktidar ve ilgili bakanlar…

İlgili Sitenin Haberleri