Haber Detayı

Gümrük Birliği güncellenmesine engel 3 bahane
Yazarlar hurriyet.com.tr
19/11/2025 06:28 (1 ay önce)

Gümrük Birliği güncellenmesine engel 3 bahane

DIŞ Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve European Business Summit (EBS) işbirliğinde Brüksel’de düzenlenen AB-Türkiye İş Zirvesi’nden izlenimlerimi aktarmayı sürdürüyorum.

Türk iş dünyasının AB’den beklentileri net.

DEİK Başkanı Nail Olpak ve DEİK Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ’ın zirvedeki konuşmalarında altını çizdiği gibi “Gümrük Birliği modernizasyonu siyasi tartışmalardan bağımsız yürütülmeli”30 yıl önceki koşullarda imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasının pek çok hükmü, bugünkü koşullara uymuyor.

Ticaret savaşlarının yoğun biçimde yaşandığı bir ortamda Türkiye, AB’nin işine geldiğinde üye gibi, gelmediğinde dış kapının mandalı gibi muamele görüyor.

Türk iş dünyasının siyasetle ekonominin ayrı tutulması yönündeki talebine rağmen AB tarafının buna hiç yanaşmadığına şüphe yok.‘GÜNCELLEME İÇİN ÇOK NEDEN VAR’AB-Türkiye İş Zirvesi resepsiyonunda ev sahibi konumundaki Avrupa Birliği (AB) nezdindeki Daimi Temsilcimiz Büyükelçi Faruk Kaymakcı ile sohbet etme imkânı bulduk.

Kaymakcı’nın resepsiyonda bize aktardıkları ile zirvede yaptığı konuşma, AB’nin topu her koşulda nasıl siyasete çektiğini net bir şekilde göstermesi açısından önemliydi.

Kaymakcı’nın notlarını satırbaşları ile aktarıyorum: “Brüksel’de 25 yıl önce de görev yaptım.

O dönemde Avrupa adına hareket eden bir AB görüyordum.

Bugün ise AB ülkelerinin ulusal çizgilerini, AB ve Avrupa çıkarına olmayacak biçimde öne çıkarmaya çalışıyor.

Dünyada son yıllarda bağlantı, ticaret, e-ticaret, kamu alımları ve hizmetler gibi alanlar önemli ölçüde değişim gösterdi.

Gümrük Birliği’ni güncellemek için çok neden var.

Gümrük Birliği’nin neden halen güncellenemediğini AB yetkililerine sorduğumda 3 sebep sıralıyorlar: 1- İlk neden, ticaret akışını olumsuz etkileyen, engeller oluşturan ve gerginliğe neden olan kısıtlamalar veya önlemler.

Bu konuda bir miktar ilerleme kaydettik.

Üst düzey ticaret diyaloğu ve Gümrük Birliği Ortak Komitesi sayesinde bu ticari sıkıntıların bazılarını ortadan kaldırdık. 2- İkinci gerekçe, AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar.

AB, Türkiye’nin yaptırımların çevresinden dolaşmadığından emin olmak istiyor.

Rusya yaptırımları konusunda Türkiye önlemler aldı.

Bu, AB Komisyonu raporlarına da olumlu yansıdı. 3- Üçüncü neden ise aslında somut bir neden değil: Kıbrıs meselesi.

Çünkü Kıbrıs meselesi, Gümrük Birliği modernizasyon müzakerelerinin başlaması için bir koşul değildi.

Ancak daha sonra ne yazık ki Rumlar veto haklarını kötüye kullandılar ve şimdi bunu bir koşul olarak öne sürmeye çalışıyorlar.Kaymakcı, Rumların ilişkileri iyileştirme konusunda samimi olduğunu düşünmediğini de şu sözlerle ifade ediyor:“Asıl niyetleri dar görüşlü, aşırı milliyetçi, maksimalist tutumlarını dayatmak.

Bunun AB’nin tutumu olduğunu iddia ediyorlar ki bu doğru değil ama bu aslında bizi belki de daha karmaşık bir ilişkiye sürüklüyor.”Özetle, siyaset Gümrük Birliği’nin yenilenmesinin önünü tıkamış durumda.

Her şeye rağmen Türkiye her platformda ekonomide yapılan haksızlığı haykırmaya devam ediyor.

Sonuç almak elbet de zor ama markajı da elden bırakmamak lazım.

Türk iş dünyasının Brüksel temaslarını, çabasını da bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.RUMLARDAN TÜRKİYE’YE SAFE ENGELİFARUK Kaymakcı zirvedeki konuşmasında, Türkiye’nin bugüne kadar AB’nin 19 ortak güvenlik ve savunma politikası misyonuna katkıda bulunduğunu belirtti.

Kaymakcı, “Bugün yine bir Kıbrıs Rum blokajı var.

Yani Türkiye’nin, Pesco’nun askeri hareketlilik projesine katılımı engelleniyor.

Türkiye’nin Avrupa Savunma Ajansına ortak üyeliği, Rumlar tarafından engelleniyor.

Şimdi de Avrupa Güvenlik Eylem Planı (SAFE) var.

Kıbrıslı Rumlar, Türkiye’nin SAFE’e tam katılımını veto etmekten bahsediyor” diye konuştu.Türkiye şirketlerinin SAFE’e tam katılımının kazan-kazan durumu olduğunu vurgulayan Kaymakcı, Türkiye’nin yarısı NATO ülkelerine olmak üzere yaklaşık 7.5 milyar dolarlık savunma sanayi ekipmanı ihraç ettiğini söyledi.Kaymakcı, “Türkiye’nin SAFE içinde olması AB’nin büyük çıkarına olur.

SAFE’e Norveç, Lihtenştayn, Ukrayna’yı dahil edip Türkiye’yi en başından dahil etmemek doğru bir mesaj değil” diyen Kaymakcı, Türkiye’nin Avrupa sanayisinden çok daha hızlı ve makul fiyatla savunma üretimi yapabileceğine vurgu yaptı.Kaymakcı, Türkiye’nin Avrupa ve NATO’nun bir güvenlik ve savunma müttefiki olduğuna ve SAFE programına doğal olarak dahil olması gerektiğine de dikkat çekti.

İlgili Sitenin Haberleri