Haber Detayı

Bir Aile Yok Oldu, Bir Dünya Yok Oluyor
Hatice turhan gercekgundem.com
19/11/2025 10:53 (1 ay önce)

Bir Aile Yok Oldu, Bir Dünya Yok Oluyor

Çok muhtemel Böcek ailesi kendileri yerleşmeden iki saat önce otel odalarında yapılan tahtakurusu ilaçlamasından zehirlenip yok oldu. Bu olay pestisitlerin ne derece yıkıcı olduğunun bir kanıtı.

Yıllar evvel bir haber yapmıştım.

Türkiye’de bir grup bilim insanı Liposuction ameliyatlarından çıkan karın yağlarını incelemiş ve müthiş bir sonuca varmıştı.

Verilere göre belli bir yaşın üzerindeki hastaların karın yağlarında yoğun olarak DDT yani Dichloro-Diphenyl-Trichloroethane bulunuyordu.

Bir zamanlar haşere ilaçlamasında yoğun olarak kullanılan bu son derece kanserojen madde vücutta atılmıyor, birikiyordu.

Muhtemel ben ve benim yaş grubumdaki milyonlarca insanın içinde kanserojen madde birikimi yer alıyor.Konuyu bağlamak istediğim yer içimi dağlayan bir olay.

Böcek ailesinin ölümü.

Ailenin trajik sonu, muhtemelen bir tahtakurusu ilaçlamasının sonucu.

Zararlı böceklere karşı uygulanan o zehirli bulut, küçük bir canlının yaşamını sonlandırıyor.

Ancak hikaye burada bitmiyor, aksine daha büyük, daha karmaşık bir konuya kapı açıyor: Kısa vadede insan hayatına son veriyor.

Uzun vadede ise kansere yol açıyor.Pestisitler, "zararlı" olarak görülen böcekleri, yabani otları ya da mantarları kontrol etmek için kullanılan kimyasalların genel adı.

Tarımdan evlerimize, okullara, hatta parklara kadar her yerdeler.

Onların vaadi basit ve çekici: Daha fazla ürün, daha az hastalık, daha temiz ortamlar.

Peki bu vaadin bedeli ne?DDT'nin Hayaleti: Bir İyilik Hikayesinin Karanlık SonuBir ailenin yok olmasının sorumlusu olan tahtakurusu zehri, bana DDT'yi hatırlatıyor.

Dichloro-Diphenyl-Trichloroethane... 1940'lardan itibaren, bu bileşik bir mucize olarak görüldü.

Sıtma taşıyan sivrisinekleri yok ederek milyonlarca hayat kurtardı.

Okullarda, bit ve pire mücadelesinde bolca kullanıldı.

O zamanlar, bu tozun insan sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkileri bilinmiyordu.

İnsanlar üzerine püskürtülüyor, çocuklar DDT ile dolu alanlarda oynuyordu.Ancak bilim insanları, özellikle de Rachel Carson ve onun çığır açan kitabı "Sessiz Bahar" (Silent Spring) sayesinde, DDT'nin bir hayli karanlık yüzü olduğunu fark ettiler.

DDT, doğada kalıcıydı ve besin zincirinde birikiyordu.

Kartal ve şahin gibi yırtıcı kuşların yumurta kabuklarının incelmesine neden olarak nesillerini tehlikeye attı.

En nihayetinde, kanser ve diğer sağlık sorunlarıyla ilişkilendirildi ve birçok ülkede yasaklandı.DDT'nin hikayesi, bize her kimyasalın bir ders olduğunu gösteriyor: Bugünün "çözümü", yarının "felaketi" olabiliyor.

Tehlike ortaya çıktığında ise çok geç oluyor.Günümüzdeki pestisitler, teknoloji sayesinde daha hızlı parçalanabiliyor gibi görünse de, tehlike ortadan kalkmış değil.

Satın aldığımız parlak elmaların, dolgun çileklerin üzerinde ne kadar kimyasal kalıntısı var?

Sürekli düşük dozlarda maruz kalmak, vücudumuzda yavaş yavaş birikime yol açıyor.

Ardından bir anda ortaya çıkan kanser türleri geliyor.

Özellikle çocuklar, kilolarına oranla daha fazla hava soludukları ve daha hızlı metabolizmaya sahip oldukları için pestisitlere karşı çok daha hassaslar.

Bu kimyasallar erken yaşta maruziyet, gelişimsel gecikmeler, öğrenme güçlükleri ve davranış bozukluklarıyla ilişkilendiriliyor.

Okulların ve oyun alanlarının yakınındaki tarım uygulamaları, görünmez bir tehdit oluşturuyor.Pestisitlerin bir diğer büyük trajedisi de, hedeflememeleri gereken masum canlılara verdikleri zarar.

Tarımsal üretimin temel direği olan arı popülasyonlarının toplu ölümleri, büyük ölçüde neonikotinoidler gibi yeni nesil böcek ilaçlarına bağlanıyor.

Pestisitler topraktaki zararlıları öldürürken, toprağın "yaşamı" olan faydalı mikroorganizmalar da yok ediliyor.

Bu, toprağın verimliliğini ve doğal dengesini bozuyor, bizi daha fazla kimyasal kullanmaya iten bir kısır döngü yaratıyor.Pestisitler yağmurlarla nehirleri ve yeraltı sularını kirleterek tüm ekosistemlere sızıyor.

Böyle uç uca ekleyerek onlarca madde sıralayabilirim.

Ancak bir ailenin göz göre göre yok olması bile bu onlarca maddenin yeni tutacak netlikte bir fotoğraf vermiyor mu?Hatice Turhan Yazdı: Araştırmalara GüvenmeyinGüncelHatice Turhan Bir Bilinmeyeni Yazdı: Nusret, Kimin Çırağıydı?Güncel

İlgili Sitenin Haberleri