Haber Detayı

Her yıl 2.5 milyon kişi yakalanıyor! İşte riski artıran altı faktör
Aile hurriyet.com.tr
22/11/2025 12:35 (1 ay önce)

Her yıl 2.5 milyon kişi yakalanıyor! İşte riski artıran altı faktör

Akciğer kanseri hem ülkemizde hem de dünyada en sık görülen ve en fazla yaşam kaybına neden olan kanser türü olarak önemini koruyor. Artan çevresel risk faktörleri, sigara kullanımı ve geç belirti vermesi nedeniyle hastalık toplum sağlığı açısından kritik bir konumda bulunuyor. 2025 yılında tanı ve tedavide yaşanan gelişmeler ise pek çok hasta için yeni bir umut döneminin başlangıcını işaret ediyor. Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, hastalıkla ilgili güncel verileri ve yeni tedavi yaklaşımlarını paylaştı.

Akciğer kanseri, dünya genelinde hala en sık görülen ve en çok can kaybına neden olan kanser türüdür. 2022 yılı verilerine göre her yıl dünyada yaklaşık 2.5 milyon kişi bu hastalığa yakalanıyor ve bu, tüm kanser vakalarının yüzde 12’sine denk geliyor.

Aynı yıl içinde ise 1.8 milyon kişi akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.

Bu da kansere bağlı yaşam kayıplarının neredeyse beşte birinin tek başına bu hastalıktan kaynaklandığını ortaya koyuyor.

Ülkemizde de tablo dünya ile paralellik gösteriyor. 2022 verilerine göre ülkemizde her yıl yaklaşık 41 bin yeni akciğer kanseri vakası tespit edildi ve akciğer kanseri Türkiye’de en sık görülen kanser konumunda.

Aynı yıl 38 bin 500 kişi bu hastalık nedeniyle yaşamını yitirdi.

Yani ülkemizde kansere bağlı her üç ölümden biri akciğer kanserinden kaynaklanıyor.

Genetik yatkınlık bazı kişilerde önemli rol oynasa da toplam risk durumuna bakıldığında çevresel faktörler çok daha baskın durumdadır.

Akciğer kanserinin artık çoğunlukla çevresel nedenlerle ortaya çıktığı söylenebilir. 1- Sigara: Vakaların yaklaşık yüzde 70’i sigaraya bağlı2- Hava kirliliği: PM2.5 her 10 µg arttığında ölüm riski yüzde 8 artıyor 3- Radon gazı: Sigara içmeyenlerde en önemli risk faktörü4- Mesleki maruziyetler: Asbest, silika, dizel egzozu, kaynak dumanı 5- Pasif içicilik 6- Geçmişte akciğer hastalığı öyküsü olması Erkeklerde yeni vaka sayısı son yıllarda azalma eğilimindeyken, kadınlarda dikkat çekici bir artış söz konusu.

Kadınlarda özellikle “adenokarsinom” adı verilen alt tip daha sık görülmekte ve bu tip, hiç sigara içmemiş kişilerde görülen akciğer kanserlerinin büyük kısmını oluşturuyor.Akciğer kanseri erkeklerde daha sık görülse de kadınlardaki artışın da önemsenmesi gerekiyor.

Artan sigara kullanımı, ev içi duman ve yemek buharı, odun veya kömür sobası dumanı, pasif içicilik, hormonların hücresel dönüşüme etkisi, genetik yatkınlıkların çevresel faktörlerle birleşmesi bunun en önemli nedenleri arasındadır.

Kısacası kadınlar hiç sigara içmeseler bile akciğer kanserine yakalanma riskleri erkeklere göre bir miktar daha yüksek oluyor.

Elektronik sigaraların ise sanıldığı kadar masum olmadığının bilinmesi gerekiyor. 2025’te yapılan geniş analizlerde e-sigara kullanan kişilerde kanserle ilişkili biyobelirteçlerin yükseldiği tespit edilmiştir.

Nikotin bağımlılık yapıyor ve gençlerde geleneksel sigaraya başlama oranını 3 kat artırıyor.Akciğer kanserinin yaklaşık yüzde 70’i sigaradan kaynaklanıyor.

Sigarayı tamamen hayatımızdan çıkardığımızda, akciğer kanseri neredeyse yok olacak denilebilir.

Özellikle 40 yaş üzeri ve sigara içen kişilerde düzenli kontroller önemlidir. 50 yaş üzeri ve sigara içmiş kişilerde yıllık düşük doz akciğer tomografisi taraması erken teşhis sağlar.

Akciğer kanseri çoğu zaman uzun süre belirti vermeden ilerleyebilir.

Yine de bu uyarı işaretleri ciddiye alınmalıdır: - Geçmeyen öksürük- Kanlı balgam- Nefes darlığı - Göğüs ağrısı- İştahsızlık, kilo kaybı- Ses kısıklığı- Tekrarlayan zatürre 2025, akciğer kanseri tedavisinde önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu.

Hedefe yönelik tedavilerde taletrectinib, ROS1 pozitif ve beyne yayılmış hastalarda etkili sonuçlar verirken; datopotamab deruxtecan EGFR mutasyonlu hastalarda tümör hücrelerini doğrudan hedef alan yapısıyla daha az yan etkiyle yüksek başarı sağladı.

İmmünoterapi, artık yalnızca ileri evre hastalarda değil, ameliyat öncesi ve sonrası dönemde de kullanılmaya başlanarak tedavi sürecinde yeni bir standart haline geldi.

Cerrahi alanda kapalı yöntem VATS tekniğinin yaygınlaşması, hastalara daha hızlı iyileşme ve daha az ağrı avantajı sundu.

Tanıda önem kazanan sıvı biyopsi testleri, kanda dolaşan tümör DNA’sını tespit ederek hastalığın tekrarlamasını çok daha erken belirleme imkânı sağladı.

Yıllardır sınırlı seçeneklerin bulunduğu küçük hücreli akciğer kanserinde ise tarlatamab isimli ilaç, daha önce tedavi seçeneği kalmamış hastalarda bile tümörü küçülterek dikkat çekici bir ilerleme sundu.

İlgili Sitenin Haberleri