Haber Detayı
İmralı
Başka ülkelerde de öyle midir bilmem ama bizde siyasal örgütler arasında bir konu tartışılırken sanki irdeleyici-çözümleyici akıldan çok duygular-suçlamalar egemen oluyor.
Başka ülkelerde de öyle midir bilmem ama bizde siyasal örgütler arasında bir konu tartışılırken sanki irdeleyici-çözümleyici akıldan çok duygular-suçlamalar egemen oluyor.
Toplumun günlük yaşamında da olan farklı değil.
İnsanlar genellikle, kendilerini tartışmanın hararetine kaptırarak birbirini dinlemiyor, ağızlarına geleni söylüyor.
Sonunda yükselen toz duman arasında tartışılan konu da unutularak çözüm aramak yerine iş boğazlaşmaya varıyor.
İmralı’ya gidip gitmeme konusu da neredeyse böyle oldu ya da olacak gibi...
Oysa öncelikle yanıt bekleyen pek çok soru havada asılı duruyor.
Bazılarını sıralayalım. *** İmralı’daki kişi, terörü yok etme konusunda bugün acaba güç ve yetki sahibi midir?
Ya da göstermelik olma ötesinde bu konuda etkisi nedir?
Olsa bile, bunu yapmaktaki amacı, çıkarı, beklentisi ne olabilir?
PKK özellikle de Suriye’deki yönetim değişikliği sonrasında aynı PKK midir?
Barış süreci adı verilen süreç gerçek bir barış süreci mi, yoksa ABD emperyalizminin Ortadoğu projesinin bir uzantısı mıdır?
Süreci başlatan kişi bir siyaset dehası mıdır?
Toplumun, özellikle de kendi seçmeninin kabul etmesi çok güç bir söylemi (hapisteki PKK önderinin Meclis kürsünde konuşması) nasıl göze almıştır?
Bunu kendi kararı ile kimseye danışmadan mı yapmıştır, yoksa büyük ortağı ile bir işbölümü mü söz konusudur?
Büyük ortağın İmralı konusunda daha temkinli görünmesi de işbölümünün bir parçası mıdır?
Kürt etnisitesinden yurttaş tek parçalı bir bütün mü, yoksa Türk vb. kökenli yurttaşlar gibi farklı ve doğal olarak karşıt görüşleri de olan çok parçalı bir kitle midir?
PKK ve kurucusu bu kitlenin ne ölçüde temsilcisidir?
Bu konuda yapılmış bir anket bulunmakta mıdır?
DEM gerçekten ne istemektedir?
Amaç gerçekten barış ve demokrasi ise asıl enerjinin başta eski başkanları olmak üzere hapisteki siyasetçilerin ve kuyu tipi zindanlardaki sayısız tutsağın özgürlüklerine kavuşmasında yoğunlaşması gerekmez mi?
DEM’in PKK hakkında, açıkça söyleyemese bile, olumlu ya da olumsuz görüşü acaba nedir?
PKK önderinin Türkiye’ye teslim edilişi öncesinde bulunduğu ülkelerdeki ilişkileri aydınlatılmış mıdır?
Bu teslim ediliş hangi nedenlerin ve pazarlıkların sonucu olmuştur?
Vb...
Aklıma ilk elde gelen soruları sıraladım.
Kimseyi, hiçbir örgütü peşin peşin suçlama ya da küçümseme gibi bir niyetim yok.
Söz konusu kişinin varsa yasal af olanaklarından yararlanma hakkı ise bir başka konu.
Ben sadece aklımı kurcalayan soruları soruyor, gerçeklere ulaşmayı engellediğini düşündüğüm kargaşayı aralamaya çalışıyorum. *** Ülkemizin toplumsal barışa, demokrasiye ve özgürlüğe gereksinimi olduğunda kuşku yok.
Bu hedefe, parlamentoyu ve hukuk kurumlarını etkisizleştiren bir sistemle, AKP-MHP gibi partilerle ve benzerleriyle ulaşılamaz.
CHP ve Cumhuriyet düşmanlığıyla varılacak yer ise ya parçalanmış, kendi içine kapanmış ülkecikler ya da en yakınınızda, Yugoslavya’da yaşanan acımasız kıyımlar, iç savaşlar olabilir.
Özetle kurtuluş İmralı’ya gitmek ya da gitmemekte değil, bu ülkenin her etnisiteden, namuslu, vicdanlı, iyi yürekli, yurtsever insanlarının birlikteliğindedir.