Haber Detayı

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: Taş Tepeler Projesi, İnsanlık Tarihine Işık Tutan Bir Hikaye
Güncel haberler.com
26/11/2025 13:21 (4 hafta önce)

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: Taş Tepeler Projesi, İnsanlık Tarihine Işık Tutan Bir Hikaye

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Taş Tepeler Projesi'nin "insanlık tarihine ışık tutan bir hikaye" olduğunu belirterek, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’ndeki sergisinde Göbeklitepe’nin D yapısında duvar içerisine muhtemelen adak amacıyla yerleştirilen insan heykelinin de sergide bulunduğunu kaydetti. Sayburç’ta bulunan ve yüz ifadesiyle ölü bir bireyi çağrıştırdığı belirtilen heykelin de sergide yer aldığını belirten Ersoy, heykelin ağzının dikilmiş şekilde tasvir edilmesinin, tarih öncesi insanın ölümle kurduğu ilişkiyi ve bu ilişkinin gömüt, kafatası uygulamaları ile ölüm ritüellerine yeni değerlendirme alanları sunduğunu vurguladı.

(ŞANLIURFA) - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Taş Tepeler Projesi'nin "insanlık tarihine ışık tutan bir hikaye" olduğunu belirterek, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'ndeki sergisinde Göbeklitepe'nin D yapısında duvar içerisine muhtemelen adak amacıyla yerleştirilen insan heykelinin de sergide bulunduğunu kaydetti.

Sayburç'ta bulunan ve yüz ifadesiyle ölü bir bireyi çağrıştırdığı belirtilen heykelin de sergide yer aldığını belirten Ersoy, heykelin ağzının dikilmiş şekilde tasvir edilmesinin, tarih öncesi insanın ölümle kurduğu ilişkiyi ve bu ilişkinin gömüt, kafatası uygulamaları ile ölüm ritüellerine yeni değerlendirme alanları sunduğunu vurguladı.Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Şanlıurfa'da düzenlenen Taş Tepeler Projesi 5.

Yıl Bilgilendirme Toplantısına katıldı.

Toplantıda konuşan Ersoy, projenin yalnızca beş yıllık başarısını değil, "insanlık tarihine ışık tutan bir hikayenin" beşinci yılını kutladıklarını söyledi.

Beş yıl önce projenin insanlık tarihinin en eski ve etkili kültürel mirasının "nereye götüreceğinin tahmin edildiğini" belirten Ersoy, bugün Taş Tepeler'in "öngörülerin ötesinde bir ufka kapı araladığını" ifade etti.Ersoy, 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi'nin yüzey araştırmasıyla başlayan sürecin, arkeolog Klaus Schmidt'in 1995'teki sistematik kazılarıyla yeni bir boyuta taşındığını söyledi.

Bu çalışmalar sonucunda "anıtsal T biçimi dikili taşların, dairesel planlı özel yapıların ve zengin kabartma repertuvarının" gün yüzüne çıkarıldığını hatırlatan Ersoy, bu bulguların Göbeklitepe'nin yalnızca bir yerleşim alanı değil, ritüel yaşamın merkezinde yer alan karmaşık bir sosyal düzenin ürünü olduğunu somut şekilde ortaya koyduğunu vurguladı.Bakanlık olarak 2020 yılında Taş Tepeler Projesi'ni başlattıklarını belirten Ersoy, bu adımla bölgedeki tüm verilerin "ortak bir bilimsel vizyon altında" birleştirildiğini söyledi.

Göbeklitepe, Karahantepe, Sayburç ve Sefertepe'nin de aralarında bulunduğu bölgenin, insanlığın inanç, ritüel, toplumsal örgütlenme ve kültürel üretim konularında "zannedilenden çok daha ileri bir bilinç düzeyi" sunduğunu ifade etti.Beş yılda yürütülen kazı, araştırma ve analiz çalışmalarının, projenin başlangıcında belirlenen hedeflerin "sağlam ve gerçekçi temellere dayandığını gösterdiğini" belirten Bakan Ersoy, alanda elde edilen her yeni bulgunun Taş Tepeler'in tarihsel ve kültürel önemini daha iyi kavramaya olanak tanıdığını söyledi.12 noktada yürütülen uluslararası bilim ağıTaş Tepeler Projesi'nin, Anadolu arkeolojisinin en kapsamlı girişimlerinden biri haline geldiğini söyleyen Ersoy, geçtiğimiz eylül ayında Japonya Altes Prensesi Mikasa'nın katılımıyla başlatılan Ayanlar Höyüğü kazısının da projeye eklenmesiyle çalışmaların 12 ayrı noktada sürdürüldüğünü kaydetti.

Bu adımın Türkiye'nin uluslararası iş birliği kapasitesini güçlendirdiğini belirtti.Ersoy, projenin Japonya'dan İngiltere'ye, Fransa'dan Çin'e uzanan araştırmacıların katkısıyla yürütüldüğünü, İstanbul, Çukurova, Ege ve Harran üniversiteleri başta olmak üzere 15'i Türk, 21'i yabancı olmak üzere toplam 36 akademik kurumun projede yer aldığını söyledi.

Projede görev yapan bilim insanı ve öğrenci sayısının 2025 itibarıyla 219 kişiye ulaştığını da aktardı.Taş Tepeler'in 12 bin yıl önce yaşamış toplulukların teknoloji ve sanatsal düzeyini gözler önüne seren bir kazı projesi olmanın ötesinde, bölgedeki kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için sürdürülebilir bir model sunduğunu söyleyen Ersoy, projenin hem Türkiye'de hem de dünyada bu mirasın tanıtılmasına yönelik kapsamlı bir çerçeve oluşturduğunu vurguladı.Taş Tepeler'in dünya tarih yazımını dönüştüren bulgularıyla bilimin ışığında geleceğe yön vermeye devam edeceğini ifade eden Bakan Ersoy, Taş Tepeler Projesi'nin tanıtımı için uluslararası düzeyde yoğun çaba gösterdiklerini belirterek Roma'da düzenlenen "Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi" sergisinin 6 milyon kişi tarafından ziyaret edildiğini kaydetti.

Ersoy, İspanya'nın Paleolitik Çağ mağaralarından Altamira'da dünyaca ünlü İspanyol fotoğraf sanatçısı Isabel Muñoz'un "Taş Tepeler: Yeni Bir Hikaye" sergisinin de büyük ilgi gördüğünü söyledi.Ersoy, Taş Tepeler Projesi'nin tanıtımının 2021'den bu yana sürdüğünü, dünyanın en nitelikli Neolitik müzelerinden biri olarak gösterilen Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'ndeki serginin her yıl daha da zenginleştiğini belirtti.

Bakan, toplantıya katılanların çoğu 2025 yılı kazılarında ortaya çıkan eserlerden oluşan özel bir seçkiyi görebileceğini ifade etti.Yeni buluntular ilk kez sergide...Ersoy, Göbeklitepe'nin D yapısında duvar içerisine muhtemelen adak amacıyla yerleştirilen insan heykelinin de sergide bulunduğunu açıkladı.

Bu eserin, Japonya Altes Prensesi Mikasa'nın Şanlıurfa ziyaretinden kısa bir süre önce bulunduğunu belirten Ersoy, heykelin anlamının bilimsel çevrelerce yorumlanmasının zaman alacağını ancak Neolitik dönemde Göbeklitepe'de heykeltıraşlığın ulaştığı estetik ve etkileyici üslubun önemli bir örneği olduğunu söyledi.Bu yılın en dikkat çekici buluntuları arasında yer alan, Sayburç'ta bulunan ve yüz ifadesiyle ölü bir bireyi çağrıştırdığı belirtilen heykelin de sergide yer aldığını aktaran Ersoy, heykelin ağzının dikilmiş şekilde tasvir edilmesinin, tarih öncesi insanın ölümle kurduğu ilişkiyi ve bu ilişkinin gömüt, kafatası uygulamaları ile ölüm ritüellerine yeni değerlendirme alanları sunduğunu belirtti.Kültürel miras yönetimi kapsamında Göbeklitepe'de yeni bir karşılama merkezinin, Karahantepe'de ise araştırma merkezi ve kazı evinin inşasında son aşamaya gelindiğini söyleyen Ersoy, araştırma merkezinin Taş Tepeler Projesi kapsamındaki arkeometrik çalışmalara ev sahipliği yapacak donanıma sahip olarak planlandığını kaydetti."1500 yıl boyunca kesintisiz iskan tespit edildi"Mevcut bulguların, bölgedeki Neolitik dönemde yoğun nüfuslu ve farklı ölçeklerde yerleşimler bulunduğunu gösterdiğini belirten Ersoy, 1500 yıl boyunca kesintisiz iskan yaşandığının ortaya konduğunu ifade etti.

Büyük ve küçük yerleşimlerde konut ve kamusal yapıların yanı sıra konutlarda gömütler, fırınlar ve besin hazırlama alanlarının bulunduğunu söyledi.Ersoy, bu verilerin günlük yaşam ile manevi değerlerin iç içe geçtiğini, hane ve toplumsal düzen kavramlarının erken dönemde oluştuğunu gösterdiğini kaydetti.

Bulguların, Cumhurbaşkanı tarafından 2025'in Aile Yılı ilan edilmesiyle birlikte, Anadolu'daki aile kurumunun tarihsel derinliğini bilimsel verilerle ortaya koymak açısından ayrıca anlam taşıdığını dile getirdi.Göbeklitepe'nin ziyaretçi sayısı 4 milyonu aştıErsoy, Göbeklitepe'nin açılışından bu yana 4 milyon ziyaretçi ağırladığını, bu yıl ise ziyaretçi sayısının 750 bine yaklaşarak bölgenin dünya çapındaki çekim gücünü artırdığını söyledi.

Taş Tepeler Projesi'nin hem Şanlıurfa'nın hem de Türkiye'nin potansiyelini yükselttiğini kaydeden Ersoy, projenin gerçekleştirilmesinin önemli maddi kaynak ve yoğun emek gerektirdiğini vurguladı.

İlgili Sitenin Haberleri