Haber Detayı

İsrail’deki mezarına bir avuç İzmir toprağı atıldı
Güncel odatv.com
01/12/2025 07:00 (3 hafta önce)

İsrail’deki mezarına bir avuç İzmir toprağı atıldı

Brigitte Bardot’nun partneri, Türk bayrağını göğsünden çıkaran Dario Moreno... Gurbet acısı çeken sanatçı, "Canım İzmir"de uyuma vasiyetine rağmen 57 yıldır İsrail’de toprağa hasret.

“Brigitte Bardot Bardot” diye dans ederken de “Entarisi Ala Benziyor”u söylerkenki kadar İzmirliydi.

Varlık, şöhret, unutturamadı sevgili İzmir’ini.

Dalida, Charles Aznavour, Gilbert Becaud ile aynı kulvarda yarıştı.

Türkçe, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Yunanca şarkıları, kıvrak dansları, sempatik tavrı, tükenmeyen enerjisi sayesinde zirveye çıktı.

Ancak yazdığı “Canım İzmir” şarkısındaki gibi “Gurbette İzmirsiz, avare bir öksüz”dü.

Her fırsatta ziyaret etse de İzmir’e hasret öldü. “İzmir, tatlı ve sevgili şehrim… Bir gün şayet senden uzakta ölürsem, beni sana getirsinler.

Fakat mezarıma götürürlerken ‘öldü’ demesinler, ‘uyuyor’ desinler koynunda… Tatlı İzmir’im…” demişti.

Annesi bu vasiyetine rağmen kendi yaşadığı İsrail’de toprağa verdi tam 57 yıl önce bugün aramızdan ayrılan İzmir aşığını.Asıl adı David Arugete’di.

Ailesi, 16.

Yüzyılda İspanya’dan engizisyondan kaçıp Anadolu’ya yerleşmişti.

Aslında resmi kayıtlara göre 1921 yılında, Aydın’da doğdu.

Ancak İzmir’i olduğu gibi İzmirli olmayı da o kadar sevdi ki her yerde gururla “İzmirliyim” dedi.Tren istasyonunda çalışan babası Morino Arugete’in öldürülmesinden sonra annesi İzmir’e, yoksul Yahudilerin yaşadığı Mezarlıkbaşı semtine yerleşti.

Rosa Moreno iki çocuğunu büyütemeyeceğine karar verince, daha toplu, sağlıklı görünen, daha sonra babasının adını da taşımak için sahne adını Dario Moreno olarak seçen David Arugete’i, Nido de Guerfance Yetimhanesi’ne yerleştirdi.

Küçük çocuk, 4 yıl yetimhanede kaldı.

Sonrasında Talmut Tora Musevi Okulu’nda okudu.Dario’nun pek sevmediği okul hayatı kısa sürdü.

Sokaklarda yalınayak su satmak da dahil yapmadığı iş kalmadı.

İzmir’in ünlü avukatlarından Nuri Fettah’ın Kardıçalı İşhanı’ndaki yazıhanesine ayak işlerini yapmak için girdikten sonra şansı döndü.

Burada kendisini yetiştirme imkânı buldu.

Hukuk bürosunda kâtipliğe yükseldi.

Geceleri kütüphanede Fransızca çalıştı.

Fransızcayı yardımsız öğrendi.Kimine göre hediye edilen, kimine göre çok ucuza aldığı gitarı ile sokaklarda şarkı söylemeye başladı.

Yahudi çocukların ergenliğe geçiş töreni olan Bar-Mitzvah törenlerinde şarkılar söyledi.

İlk konserini Konak Vapur İskelesi’nin üzerindeki gazinoda verdi.Müziğini geliştirmesi, sahne tecrübesi kazanması, askerlik döneminde oldu.

Piyade er olarak askerlik yaptığı Akhisar’da önce asker arkadaşları, ardından üstleri fark etti yeteneğini.

Askerliğini Orduevi Caz Orkestrasında solistlik yaparak geçirdi.

Garnizonlara, karargâhlara giderek müzik yaptı.Askerliğinin ardından gece kulüplerinde Türkçe, Fransızca, İspanyolca, Yunanca, İtalyanca şarkılar söyledi.

İzmir Palas’ta sahne aldığı yıllarda keşfedildi.Para kazanmaya başlayınca ilk iş olarak Mezarlıkbaşı’ndaki evden, varlıklı Musevilerin yaşadığı Karataş semtine, daha sonra İş adamı Selçuk Yaşar tarafından satın alınıp Dario Moreno Müzesi haline getirilen, 302 sokaktaki evine taşındı.Birinci Dünya Savaşı yıllarında bir süre İstanbul’daki Fenerbahçe Belvü Gazinosu’nda sahne aldı.

Sadece iki gece için çağırıldığı Ankara’daki Bomonti Gazinosu’nda iki yıl çalıştı.

Bu sırada şair Orhan Veli ile aynı otel odasını paylaştı.

Orhan Veli yazdığı şiirleri ilk Dario Moreno’ya okuttu.Ankara yıllarının ardından İstanbul’a giden Dario Moreno, Fritz Kerten’in orkestrasında solistlik yaptı.

İstanbul’da kendisine iş veren Kerten’i yıllar sonra Fransa’ya yanına aldırıp, adını Andre Kerr olarak değiştirecek, hep birlikte müzik yapacaklardı.AVRUPA YILLARIDario Moreno, İstanbul’daki bir yılının ardından Atina’ya geçti.

Atina’da da bir yıl sahne aldıktan sonra bir Fransız menajerin teklifiyle Cannes’a gitti.

Cannes’da Palm Beach Otel’de bir süre çalışıp, Paris’e şansını denedi, Puerto del Sol Müzikholü’nde sahneye çıktı.Paris’te hemen şöhrete ulaşmanın hayal olduğunu fark etmesi uzun sürmedi.

Sıkıntılı yılların ardından Almanya’ya gidip, Amerikan askeri kulüplerinde sahne aldı.Paris’e geri döndükten birkaç yıl sonra seslendirdiği “Jezabel” ile Fransa’da tanınmaya başladı. “Adieu Lisbon” ise onu Fransızların sevgilisi yapacaktı.

Şarkı, 1955 yılında müzik listelerinin ilk sırasındaydı.

Şöhreti yakalamıştı. 1957 yılında da France Soir gazetesinde yılın “Ses ve Alkış Kralı” ilan edildi.

Hayranları, Olympia Müzikholü’nde bir hafta boyunca verdiği konserlerde yer bulmakta zorlandı.

Bunlar, Charles Aznavour, Gilbert Becaud, Luis Mariano’nun şöhret olduğu dönemde küçümsenecek başarılar değildi.Aynı yıllarda “Alim”, “Entarisi Ala Benziyor”, “Kalenin Bedenleri”, “Şinanay” gibi şarkıların yarısını Fransızca yarısını Türkçe söyleyerek 45’lik plaklar yaptı.

Folk müziğini modernize edip Fransızca sözlerle dünyaya duyurdu, Batı müziğini de Türkçe sözlerle icra etti.

Türkiye, hala dillerden düşmeyen “Deniz ve Mehtap”, “Hatıralar Hayal Oldu”, “Her Akşam Sarhoş”u ezbere söylüyordu.

Dario Moreno’nun Türk Pop Müziğindeki yeri çok büyüktü.Yalnız Türk değil, dünya müziklerini de Fransızca seslendirerek, Avrupa’ya sevdirdi.

Gilbert Becaud ve Charles Aznavur, “Me-que Me-que”yi onun için besteledi.

Zamansız “Feelings” şarkısını dünyada ilk söyleyen Dario Moreno oldu.SİNEMADA DA MORENOMüzikte elde ettiği başarı, ona sinemanın kapılarını da açtı.

İlk filmi “Le Slaire de La Peur” olan Moreno, az değil, 45 filmde rol aldı.

Sinemadaki başarısı ile komple sanatçı olduğunu ispatladı. “Le Slaire de La Peur”, 1958 yılında Film Cinemonde’da yılın en iyi iki filminden biri seçildi.“La Femme et Le Pantin” filminde kendi bestelediği ‘Brigitte Bardot’ şarkısı eşliğinde Bardot ile yaptığı danstaki kıvrak, sempatik hareketleri, rahat tavırları unutulmazlar arasına girdi.

Rol aldığı “Oeil Pour Oeil” adlı filmiyle Fransa’da “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülünü aldı.TÜRKLÜĞÜNÜ HEP ÖNE ÇIKARDIYurt dışında hep Türk kimliğini öne çıkardı.

Paris´te düzenlenen Latin Amerika Şarkıları Festivali’nde Fransa adına yarışan Dario Moreno, birinci seçildi.

Ancak ödül töreninde göndere Fransa Ulusal Marşı eşliğinde Fransız bayrağı çekilmesi üzerine göğsünden Türk Bayrağı çıkararak, “Ben Türk’üm, İzmirliyim” diye bağırdı.Türkiye’yi tanıtma çabalarından dolayı 1962’de Turizm ve Tanıtma Bakanlığı tarafından “Hitit Güneşi” ödülüne layık görüldü.İZMİR ÖZLEMİBaşarıları Dario Moreno’ya yalnız ün değil, servet de getirdi.

Brezilya’da çiftlik, Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde evler, Coca Cola hisselerine sahip varlıklı bir sanatçıydı artık.

Gardırobu, değerli takıları ve frambuaz rengi Cadillac’ına çok düşkündü.Ün, servet ona vatan özlemini unutturamadı.

Aslında 4 yılı da yetimhanede olmak üzere yoksulluk içinde geçmişti İzmir yılları, ama uğruna ‘Canım İzmir’ şarkısını yazdığı güzel şehir onun sığındığı limandı.

Her fırsatta ‘Canım İzmir’ine gelerek vatan hasretini gidermeye çalışırdı.

Bu yüzden nerede ölürse ölsün, İzmir’in koynunda uyumayı vasiyet etmişti.PARİS’E DÖNÜYORDUJacques Brel’in yazıp sahneye koyduğu ve başrolünü oynadığı, Dario Moreno’nun da Sancho Pancho rolünü üstlendiği Don Quichotte adlı müzikalin Belçika prömiyeri, 4 Ekim 1968’de Brüksel’de yapılmıştı.

Moreno, Belçika Prensi Paola tarafından rolündeki üstün başarısından dolayı sanat madalyasına layık görüldü.

Müzikalin Paris prömiyeri 10 Aralıkta yapılacaktı.Paris’e gitmek için Türkiye’den ayrılmadan bir gece önce aralarında gazeteci Mine Baykara’nın da olduğu arkadaşlarıyla birlikteydi.

Don Quichotte’taki başarısından çok memnundu.

Baykara’nın Ses Dergisinde yazdığına göre, “Yarın Paris’e gidiyorum.

Paris allak bullak olacak” demişti sürekli içtiği gecede.

Öylesine çok içmişti ki şarkı söylemesi için kendisini sahneye davet eden Selçuk Ural, konuşmakta bile güçlük çeken sanatçıyı tuvalete götürüp yüzünü yıkamak zorunda kalmıştı.1 Aralık 1968 sabahı saat 09.00’da Yeşilköy Havaalanı’ndan Paris’e hareket edecek uçağına kapılar kapanmadan yetişememişti.

Yüksek tansiyon hastası olan sanatçı, kendisini uçağa bindirmesini rica ettiği havaalanı görevlisi ile tartıştıktan birkaç dakika sonra yere yığıldı.Havaalanındakiler bir hayli kilolu olan Dario Moreno’ya yardım etmek için yattığı yerden kaldırmaya çalışırken, ne yazık ki merdivenlerden düşürdüler.

Kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesi’nde doktorlar beyin kanaması teşhisi koydu.Tüm gayretler dünyaca ünlü sanatçıyı kurtarmaya yetmedi.Bir gece önceki “Yarın Paris allak bullak olacak” sözleri gerçek çıkmıştı.

Haber ulaştığında yakın arkadaşı Brigitte Bardot da dahil Parisliler allak bullak olmuştu.

Türk hayranları 47 yaşında hayata veda eden dünyaca ünlü vatandaşlarının ardından gözyaşı döküyordu.Dario Moreno’nun çok sevdiği İzmir’in koynunda uyuma vasiyeti annesi tarafından yerine getirilmedi.

Bu yüzden 57 yıldır canı şehrine hasret, İsrail’de, arkadaşlarının bir avuç İzmir toprağı serptiği Holon Mezarlığında yatıyor.Berrin Tuncel BirerOdatv.com

İlgili Sitenin Haberleri