Haber Detayı
CHP'nin İstanbul İl Kongresi'nin İptal İsteminin Reddi... CHP'nin Avukatı Çağlar Çağlayan: "Kayyumun Görev...
CHP Genel Merkezi avukatı Çağlar Çağlayan, "Bu saatten sonra orada ne bir heyetin kalması mümkün, ne de kolluğun tedbir alması mümkün değil. Mahkeme tarafından verilen önceki karar bir tedbir kararıydı. Artık ortada esastan verilmiş bir karar var. Dava sonuçlanmış oldu. Davanın sonucuna göre mahkeme bütün dosyayı incelemiş ve davayı reddetmiş oldu. Davada esas bakımından verilen karar, tedbir bakımından verilen geçici karardan üstündür."
(ANKARA) - CHP Genel Merkezi avukatı Çağlar Çağlayan, Ankara 3.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin CHP'nin 8 Ekim 2023'te yapılan İstanbul Olağan İl Kongresi'nin iptali isteminin reddine ilişkin kararını değerlendirdi.
Çağlayan, "Bu saatten sonra orada ne bir heyetin kalması mümkün, ne de kolluğun tedbir alması mümkün değil.
Mahkeme tarafından verilen önceki karar bir tedbir kararıydı.
Artık ortada esastan verilmiş bir karar var.
Dava sonuçlanmış oldu.
Davanın sonucuna göre mahkeme bütün dosyayı incelemiş ve davayı reddetmiş oldu.
Davada esas bakımından verilen karar, tedbir bakımından verilen geçici karardan üstündür" dedi.
Ankara 3.
Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP'nin 8 Ekim 2023'te yapılan İstanbul Olağan İl Kongresi'nin iptali istemini reddetti.
Karar sonrası Sözcü TV'ye konuşan CHP Genel Merkezi avukatı Çağlar Çağlayan, şunları söyledi: "Sayın Genel Başkanımız da sürekli söylüyordu, 'dava açanlar ısrarla farklı farklı davalar açıyorlar. 10, 11, 12'nci dava' diye.
Sürekli dava açıp tedbir isteminde bulunuyorlardı bu tedbir istemini alamıyorlardı.
Şimdi daha önce açtıklardı davadan 2 tanesi Ankara'da birleşmişti ve onların duruşmasını yaptık bugün.Davanın talebi İstanbul İl Kongresi'nin ve kurultayın iptaliydi.
Şimdi mahkeme her ikisi yönünden inceleme yaptı kurultayın iptalini derdestlik nedeniyle başka bir dava olduğu için reddetti.
Ancak İstanbul İl Kongresi tarafından davayı tümden reddetti.Daha önce açılmış bir davanın duruşması görülürken davanın reddi kararı verildi.
Haliyle daha sonra açılmış ve kötü niyetle açılmış bir davada verilmiş tedbir kararı da artık hükümsüz ve fiilen uygulanamaz hale gelmiştir.
Bu kötü niyete bir noktada dur deneceğini, yargının doğruyu göreceğini hep söylüyorduk.
Sonunda o olmuş oldu.""Ortada bir kayyum heyeti kaldı mı?
Gürsel Tekin şu an mahkemenin ona verdiği görevi devam ettirebilecek mi?" sorusunu yanıtlayan Çağlar Çağlayan, "Bu saatten sonra orada ne bir heyetin kalması mümkün, ne de kolluğun tedbir alması mümkün değil.
Mahkeme tarafından verilen önceki karar bir tedbir kararıydı.
Artık ortada esastan verilmiş bir karar var.
Dava sonuçlanmış oldu.
Davanın sonucuna göre mahkeme bütün dosyayı incelemiş ve davayı reddetmiş oldu.
Davada esas bakımından verilen karar, tedbir bakımından verilen geçici karardan üstündür" dedi. "Kayyum iptal mi değil mi?" sorusunu Çağlayan, şöyle yanıtladı: "Kayyum iptal.
Mahkemenin tavrını, İstanbul 45.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin tavrını göreceğiz.
Ama bu haliyle kayyumun görevine devam etme imkanı yok.
Bu hukuki yanlışın, kadük durumun artık şu an itibarıyla son bulması gerekiyor.Çok hızlı şekilde kararın gerektiği yerlere bildirilmesini sağlamamız lazım.
Resmi açıdan ilgili kurumların karardan haberdar olması gerekiyor.
Bunu sağlayacağız.
Ondan sonra da mahkemenin ve diğer kurumların tavırlarını görüp ona göre başvurularımızı yapacağız ve bu ortadan kalkacak.""Talepler mahkeme tarafından reddediliyordu"Davanın sürecine ilişkin detayları aktaran Çağlayan, şöyle devam etti: "14 Şubat 2025'ten beri Olağan Kurultayımızın, hem 38. kongreler dönemindeki İstanbul İl Kongremizin hem de daha sonra yaptığımız 21.
Olağanüstü Kurultayımızın iptali talep ediliyordu.
Mutlak butlanla yok sayılması talep ediliyordu.
Bu talepte bulunan kişiler ısrarla davalar açıp, birden fazla dava açarak tedbir talebiyle daha dava sonuçlanmadan sonucuna ilişkin bir tedbir almaya çalışıyorlardı.
Ancak bu talepler mahkeme tarafından reddediliyordu.
Son açılan davada İstanbul 45.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde çok yanlış bir kararla tedbir istemi kabul edildi.
Ancak şimdi davacıların öngörmediği, atladığı bir husus gerçekleşti."İstanbul İl Kongresi'yle ilgili davayı görmeye yetkili olan mahkeme davayı reddetmiş oldu"Daha önce açılmış ve tedbir istemi reddedilmiş davaların duruşması yapıldı.
Bu duruşma görüldü.
Hakim dosyayı tamamen inceledi ve tümden reddetti.
Haliyle artık bundan sonra açılmış davaların gelip bu davayla birleşmesi gerekiyor, bu taleplerimiz daha önce sonuçsuz bırakılmıştı.
Şimdi daha önce açılmış bir davanın reddi kararı bulunduğu için bundan sonra çok hızlı bir şekilde kayyum durumunun ortadan kalkması gerekir.
İstanbul İl Kongresi'yle ilgili davayı görmeye yetkili olan mahkeme davayı reddetmiş oldu.
Tabii gerekçesini de göreceğiz kararın.
Nihayetinde önemli olan şu: davacıların başvurduğu yol olan asliye hukuk mahkemelerinden artık bir red kararı çıkmış oldu.
Bundan sonraki bütün mahkemelerin de buna göre davranması gerekir.""Fiilen kayyumun ortadan kalkmasını gerektiren bir hukuki durum var"Çağlayan, "Kayyum görevine devam edebilir denilebilecek bir durum var mı?" sorusuna ise şu ifadelerle yanıtlıadı: "Daha önce açılmış bir davada tedbirin reddi kararı varken, daha sonra açılmış bir davada mahkeme tedbir kararı veremez.
Zaten tedbir kararı da bu bağlamda yanlıştı.
O yüzden bundan sonra 45.
Asliye Hukuk Mahkemesi kendince bir hukuk üretip başka bir şey yapmaya kalkışırsa, tabii ki onu hep beraber göreceğiz.
Ben bir hukukçu olarak hukukun emrettiğini söylemek zorundayım.
Ortada fiilen kayyumun ortadan kalkmasını gerektiren bir hukuki durum var.
Hemen ilgili yerlerin bu karardan haberdar edilmesi ve kayyumun görevinin sona ermesi gerekir.""Bu kararla, İstanbul il yönetiminin görevden alınması kararı kadük mü kaldı?" sorusu üzerine Çağlar, "Kadük kaldı, anlamsız hale geldi.
Fiilen uygulanamaz durumda ve resmi olarak da bir an önce tasdik edilmesi gerekir" dedi. "CHP avukatı olarak ilk adımınız ne olacak?" sorusu üserine Çağlayan, şunları söyledi: "Şu anda mahkeme bu işten basın kanalıyla haberdar oluyor.
Resmi olarak karar kendilerine gidecek.
Buna göre gerekli işlemleri yapıp kayyımı ortadan kaldırması gerekecektir mahkemenin.
Bu konuda nasıl bir karar vereceğini benim söylemem mümkün değil ama nasıl bir karar vermesi gerektiğini söyleyebilirim: her yerde kayyumun kaldırılması gerekiyor.
Olası başka durumlarda da halk arasında denildiği gibi elimizde 'kapı gibi karar' var.
O kararla gerekli her yere başvurup işin çözümüne gideceğiz."Seçilmemiş ve görevlendirilmemiş birinin oturması imkanı olmaz"Genel Başkan'ın bu süreçte söylediği bir şey vardı: 'Hukukçu arkadaşlar her türlü itiraz yapar ama biz meseleyi halkla çözeceğiz, milletimizle çözeceğiz'.
Biz yine aynı şeyi yapacağız.
Gerekli başvuruları, itirazları yaparız, dilekçeleri veririz.
Çok kısa sürede bu işin sonlanması gerekir.
Bu ülkede artık hukukun azıcık kırıntısı kalmışsa, şu karara göre orada parti tarafından seçilmemiş ve görevlendirilmemiş birinin oturması imkanı olmaz.""Yanlış karar vermek isteyenler olacaktır, hatalı işler yapanlar olacaktır.
Onlara da gerekli başvuruları yapacağız""İstanbul'daki mahkemenin bu kararı tanımama ihtimali var mı?" sorusunu Çağlayan,şöyle yanıtladı: "Herkesin endişesini çok iyi anlıyorum.
Son dönemde bu tür davalarda olmaz denilen her şey olduğu için, olumlu kararlara rağmen de istenilen sonuçların alınamayacağı konusunda bir umutsuzluk olduğunun biz de farkındayız.
Ancak hem hukuka saygılı bir insanlar olarak hem de mesleğimiz gereği avukat olarak hukuka sığınmak durumundayız.
Kimse merak etmesin.
Çok yakın zamanda da aynı şeyi söylemiştik.
Bu işler, bu baskılar bir noktaya kadar gidebilir.
Kanunun emrettiği şey çok belli.
Bir yerden sonra dönmeye başlayacak diyorduk.
Hukuk mahkemeleri önünde bu işler düzelmek zorunda diyorduk.
O düzelmeye başladı.
Gittikçe hepsi düzelecek.
Bu esnada tabii yanlış karar vermek isteyenler olacaktır, hatalı işler yapanlar olacaktır.
Onlara da gerekli başvuruları yapacağız.
Umudu yüksek tutarsak hepsi çözülür.
Kimse merak etmesin."Bir an önce bu normal düzene dönülmesi, Türkiye'nin gündeminden bu işin kalkması gerekir"Bir dava açtığınız zaman o davayla hareket etmeniz lazım.
O davadan ilk çıkan, Ankara 3.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği tedbirin reddi kararı vardı.
Bunu ortadan kaldırmak, yok saymak için tekrar tekrar dava açıldı.
O tekrar tekrar dava açılması sonrasında çıkan tedbir kararı, ilk mahkemenin verdiği kararla kadük kalacaktır.
Bundan sonrası için hukuka göre prosedürel bir işlem olmalı.
Bunun dışındaki kararların hukukta karşılığı olmayacaktır.
Bir an önce bu normal düzene dönülmesi, Türkiye'nin gündeminden bu işin kalkması gerekir."Eğer bir karar diğerini bağlayacaksa, esas bakımından kararlar bağlar"Sayın Adalet Bakanı bir açıklama yapmıştı.
Biz o açıklamanın talihsiz ve hukuken yanlış olduğunu ifade etmeye çalışmıştık.
İstanbul 45.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden bir tedbir kararı çıkınca, bunun Ankara'ya da etki edebileceği yönünde söylemler dolaştı.
Bakın görün, öyle olmuyor.
Hukuken o karar bu kararı bağlamayacaktı.
Aynı dava konusunda bile bağlamadı.
İstanbul Kongresi ile ilgili açılmış başka bir davayı da bağlamayacak.
Pazartesi günü kurultayımızın iptali ile ilgili duruşmaya gireceğiz.
O görülecek.
Göreceksiniz orada da bağlamayacak.
Eğer bir karar diğerini bağlayacaksa, esas bakımından kararlar bağlar."Kurultayın iptali istemiyle açıldı, o davada da tedbir istemi, burada olduğu gibi reddedildi"İstanbul'dan daha önce haksız da olsa bir tedbir çıktı diye Ankara'daki kurultay davamızda olumsuz bir sonuç çıkacağı anlamına gelmiyor.
O yüzden umudu o yönden de yüksek tutmak lazım.
Kurultay davası devam ediyor.
Kurultay'ın iptali istemiyle açıldı, o davada da tedbir istemi, burada olduğu gibi reddedildi.
Kurultayın iptali istenmişti. 'Başka bir dava var' denilerek reddetti mahkeme.
Pazartesi günü göreceğiz."