Haber Detayı
Sanat eğitimiyle sürdürülebilir gelecek modeli: Dönüşüm çocuklarla başlayacak
Erken yaşta yaratıcı düşünce, empati ve eleştirel becerileri çok disiplinli sanat eğitimiyle besleyen Çocuk Genç Sanat Tiyatro (ÇGST) girişimi; tiyatro, müzik, tasarım gibi alanlarla 10 bini aşkın çocuğa ulaştı. Burs sistemi ve sömürüsüz öğrenme modeliyle sürdürülebilirliğin sosyal boyutuna odaklanan ÇGST, çocukları sahneye değil, güvenli ve vicdanlı bir geleceğe hazırlıyor.
Başak Nur GÖKÇAMbasaknur.gokcam@dunya.comSürdürülebilir bir gelecek yalnızca çevresel yatırımlarla değil, toplumsal ve kültürel gelişimin güçlendirilmesiyle de mümkündür.
Bir toplumun dayanıklılığını arttıran en önemli alanlardan biri ise sanat eğitimidir.
Sanat, çocuğun düşünme becerisini, empati kapasitesini, estetik duygusunu ve toplumsal farkındalığını aynı potada eritir.
Sürdürülebilir kalkınmanın ‘insan odaklı’ boyutunun temel yapı taşı, işte bu erken yaşta gelişen yaratıcı düşünme becerisinden gelir.
Bugün kültür-sanata erişim ekonomik koşullar nedeniyle zorlaşırken, bazı girişimler yalnızca çocuklara sanat eğitimi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda yaratıcı ekonomiyi çocuklarla birlikte yeniden şekillendiriyor.
Bunlardan biri olan Çocuk Genç Sanat Tiyatro (ÇGST), sanat yoluyla hem toplumsal dönüşüm yaratıyor hem de gençlere güvenli ve sürdürülebilir bir öğrenme alanı sunuyor.Sürdürülebilirliğin her geçen gün daha fazla konuşulduğu bu günlerde, biz de DÜNYA Gazetesi olarak Biraderler Yapım’ın sosyal girişimi olan ÇGST’nin kuruluş hikâyesini, kurucularından biri olan İdil Türkmenoğlu’ndan dinledik.
ÇGST’nin kuruluşunun aslında bir ebeveyn deneyiminden doğduğunu söyleyen Türkmenoğlu, “Kızımın tiyatro aracılığıyla geliştirdiği sosyal becerileri birebir deneyimledim.
Ve Türkiye’de benzer bir model bulamayınca Prof.
Dr.
Üstün Dökmen’in tavsiyesiyle yola çıkarak Arda Aydın ve Yonca İnal’ın katılımıyla böyle bir sanat eğitimi yapısını kurduk.
Yani ÇGST, başlangıçta kooperatif gibi çalışan bir grup ailenin fikri olarak doğdu” dedi.5–18 yaş arası 150 çocukla çalıştıklarının bilgisini veren Türkmenoğlu, “ÇGST, kurulduğu günden bu yana 10 bini aşkın çocuğa doğrudan ya da dolaylı şekilde dokunmuş durumda.
Başlangıçta 'acaba birkaç yılda 10 bin vicdanlı çocuk yetiştirebilir miyiz?' amacımız, bugün 10 binleri aşarak somut bir gerçekliğe dönüştü” diye konuştu.ÇGST’nin fark yarattığı en önemli noktanın, çocukları yalnızca sahneye hazırlamak değil; multidisipliner bir sanat eğitimi sunmak olduğunu belirten Türkmenoğlu, “Program; tiyatro, oyunculuk, müzik, dans, dublaj, seslendirme, diksiyon, görsel tasarım gibi çok yönlü alanları kapsıyor.
Çocuklar yalnızca sahne deneyimi kazanmıyor; zaman yönetimi, ekip çalışması, sorumluluk bilinci ve yaratıcı ifade gibi beceriler de edinmiş oluyor.
Ayrıca çocuklar projelerde rol aldıklarında setlere mutlaka bir atölye yürütücüsüyle gidiyor; figürasyon roller kabul edilmiyor ve kazanç çocuklara bırakılıyor.
Bu yaklaşım, sanatın sömürüye kapı açmadan çocuklara güvenli şekilde öğretilebileceğini gösteriyor” bilgisini verdi.Erişilebilirlikte yeni modeller: Burs sistemi ve sosyal denge Her yıl katılımcıların yaklaşık yüzde 20’sinin burslu olarak programa dahil edildiğini söyleyen Türkmenoğlu, “Tek ebeveynli aileler, maddi imkânı sınırlı olanlar veya özel yetenekli çocuklar önceliklendiriliyor.
Bu sayede sanat eğitimi, sadece sosyal sermayesi güçlü çocuklara değil, her kesime ulaşabilir hâle geliyor.
Bu yaklaşım, sürdürülebilirliğin sosyal boyutunun eşitlik, kapsayıcılık ve fırsat erişimi somut bir yansıması niteliğinde” dedi.ÇGST’nin ortaya koyduğu prodüksiyonların, gençlik tiyatrosu alanında Türkiye’nin nadir örneklerinden olduğunu söyleyen Türkmenoğlu, “Yarı otizmli ve tipik gelişen çocukları bir araya getiren ‘Pencere’ oyunu ödüller kazanırken, devamında ‘Dolap’ müzikali ve ‘Spiritua’ oyunu sahnelend. 20 Kasım’dan bu yana sahnelenen Spiritua, TikTok estetiğiyle Britpop müziği birleştiriyor ve Shakespeare tiradlarını gençlerle buluşturarak dijital kuşağa teatral bir kapı açıyor.
Bu yenilikçi yaklaşım, anlık tüketim alışkanlıklarının içinde kaybolan gençlerin tiyatroya yeniden bağlanmasını sağlıyor” diye ekledi.ÇGST’nin yeni hedefinin İzmir’de ikinci merkezlerini açmak olduğunu ve sinema alanında yeni bir proje başlatarak,-gençlerle ürettikleri yapımları uluslararası festivallere taşımak olduğunu ekleyen İdil Türkmenoğlu, “Fakat 45 kişilik bir gençlik kadrosunu yurt dışına götürmek, finansal nedenlerle hâlâ büyük bir engel.
Buna rağmen kurumun vizyonu net.
Hayaller büyük ama meşale çocukların elinde” diye konuştu.
Türkiye’deki tiyatro üretimine ilişkin değerlendirmede bulunan İdil Türkmenoğlu, “İstanbul’da 20 milyon nüfusa karşılık yalnızca 35–40 bin tiyatro koltuğu bulunuyor. 300–400 kişilik bir salonun gecelik kirası 250–500 bin lira arasında değişiyor ve bu maliyet doğrudan bilet fiyatlarına yansıyor.
Bu nedenle birçok çocuk tiyatroya dahi gidemiyor.
Çözüm ise aslında basit.
Kültür sanatın sürdürülebilir bir ekonomik modele kavuşması için ilk adımda sponsorluk desteklerinin artması, salon sahiplerinin kültür-sanat yapımlarına indirimli kullanım imkânı sunması, kamusal alanların sanat üretimine açılması ve yeni sahne alanlarının teşvik edilmesi gerekiyor” yorumunu yaptı.Toplumsal dönüşümün sessiz gücüSanat eğitiminin yalnızca bireysel gelişime değil, toplumsal dönüşüme de katkı sağladığını söyleyen ÇGST Kurucularından İdil Türkmenoğlu, “Çocukların sahnede dile getirdiği bir cümlenin, evde söyleyemediklerini ifade etmesine aracı olması bile aile içi iletişimi güçlendirebiliyor.
Erken yaşta yaratıcı düşünceyi besleyen atölyeler, ileride sanatla ilgilenmeseler bile çocukların eleştirel düşünmesini, problem çözme ve işbirliği becerilerini, kültürel duyarlılıklarını, etik değerlerini geliştiriyor.
Bu da ‘sürdürülebilir bir toplum’ için en güçlü yatırıma dönüşüyor” dedi.