Haber Detayı

Herkes Barzani'yi konuşuyor ama... Arafat'ı hatırlar mısınız... O fotoğrafın hikayesi
Güncel odatv.com
02/12/2025 12:38 (3 hafta önce)

Herkes Barzani'yi konuşuyor ama... Arafat'ı hatırlar mısınız... O fotoğrafın hikayesi

Orhan Uğuroğlu yazdı...

Yaser Arafat’ı hatırlar mısınız?Eski Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin uzun namlulu askeri üniformalı korumalarıyla Türkiye’ye gelerek yaptığı şov siyaset sahnesinde gündem oldu.Bu görüntünün temelinde Barzani’nin verdiği siyasi mesaj meydan okumadır:“Burası bizim toprağımız, bizim vatanımız…” Düşünebiliyor musunuz;İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu, AKP Şırnak Milletvekili Arslan Tatar Şırnak Valisi Birol Ekici, Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof.

Dr.

Abdurrahim Alkış, Cizre Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar ve Cizre Belediye Başkanı Mehmet Yarka olmak üzere üst düzey devlet erkanı orada.Barzani hiçbir unvanı olmadan uzun namlulu silahları ile vatan toprağında gövde gösterisi yapıyor bu zevatın hiçbirisinden “tık” yok.Bu silahlarla sınırdan nasıl geçtiler?

Türk askeri ve polisi neden müdahale etmedi?

Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı neden sorumlular hakkında soruşturma açmadı?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti nasıl izin verdi?

Bu tablodan AKP’liler rahatsız olmuyor ve bu sorulara yanıt vermiyor ama çok rahatsız olan iktidar ortağı var.MHP lideri Devlet Bahçeli, “Vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları tek kelimeyle rezalettir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hak ve hukuku çiğnenmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarına taammüden saldırıdır” diyor.Bu açıklama sonrası bakalım bir gelişme ya da bir açıklama olacak mı?Bir anım: Asker kıyafetli korumaların Türkiye ziyareti konu olunca önemli bir anımı ve bağımsız Filistin Devleti için savaşan Yaser Arafat’ın Türkiye ziyaretleri aklıma geldi.6 Ekim 1979’da Başbakan merhum Bülent Ecevit’tin döneminde Yaser Arafat Ankara’ya gelerek Filistin Kurtuluş Örgütü’nün temsilciliğini açtı.

Türkiye’nin Filistin halkına verdiği önem, o günlerde de bugün olduğu gibi sözle değil fiilen gösteriliyordu.Dünyada ilk kez, hiçbir ülkede olmayan bir uygulamayla Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) temsilciliğinin açılmasına izin verilmişti.

Müthiş bir olaydı.

Haldun Simavi’nin günlük 1,2 milyon tirajlı Günaydın Gazetesi'nde 1981’de işe giren muhabirdim ve Ankara Temsilcisi merhum Bekir Coşkun Arafat’ı izleme görevini de bana vermişti.Yaser Arafat 24 Ekim 1988’de askeri üniforması ve belinde tabancasıyla ile Türkiye’ye gelerek öncelikle Anıtkabir’i ziyaret etmişti.Dönemin Başbakanı merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Cumhurbaşkanı Evren ile görüşmelerini izledikten sonra Arafat’ın FKÖ temsilciliğine uğrayıp Ankara’dan ayrılacağını öğrenip herkesten önce binaya gidip gelişini bekledim.Arafat geldi.

Hemen arkasındaki de askeri üniformalı ama silahsız korumasıydı.Bugünlerde alıştığımız türden, etrafında uzun namlulu silahlarla gezen askeri kıyafetli korumaları yoktu.

O dönemin en önemli konusunu sordum:“Filistin Devleti’nin bağımsızlığını ilan edecek mi?

Evren ve Özal ile bu konuyu görüşmek için mi Ankara’ya geldiniz?” Arafat kısa ve çok önemli yanıt verdi:“Filistin bağımsız bir devlet olacaktır” Arafat ile işte bu tarihi fotoğrafı çekildim.

Bu sözleri Günaydın Gazetesi’nde haber oldu.

Aradan günler geçti ve 15 Kasım 1988’de Yaser Arafat, şu tarihi açıklamayı yaptı:“Filistin Ulusal Konseyi, Allah’ın adıyla ve Filistin Arap halkı adına, Kudüs’ü başkent yaparak Filistin topraklarında Filistin Devleti’nin kurulduğunu ilan eder” Türkiye Filistin Devleti’ni tanıyan ilk ülke oldu.

Gazeteci olarak o tarihi günlerin tanığı olmanın gururunu yaşıyorum.YASER ARAFAT KİMDİR?

Yaser Arafat, Filistin halkının bağımsızlık mücadelesini omuzlarında taşıyan, hayatını vatanına adayan bir liderdi.

Ömrünün neredeyse tamamı cephelerde, diplomasi masalarında ve uluslararası arenada Filistin davasını anlatmakla geçti.Kimi zaman bir savaşçı, kimi zaman bir devlet adamı, kimi zaman da bir sürgün olarak yaşayan Arafat, Filistin Devleti’nin temellerini atan en önemli isimdi.1930’lu yılların Kudüs’ünde başlayan mücadelesi, gençlik yıllarında üniversite öğrencisiyken kurduğu örgütlerle Filistin’in özgürlüğü için verdiği siyasi savaşla devam etti. 1959’da kurduğu El Fetih örgütü, kısa sürede Filistin direnişinin omurgası haline geldi.İsrail işgaline karşı örgütlü direnişi dünya gündemine taşıyan, Birleşmiş Milletler’de Filistin davasını küresel kamuoyuna anlatan kişi de yine Yaser Arafat’tı. 1974’te BM Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşma hala hafızalardadır:“Bir elimde zeytin dalı, diğer elimde özgürlük savaşçısının silahı var.

Zeytin dalını düşürmeyin…” Bu çağrısı bütün dünyada ses getirmişti.Arafat'ın hayatı, diplomasi ile silahlı direniş arasında gidip gelen zor bir denge üzerinde şekillendi.

Defalarca suikast girişimine uğradı, ülkesine dönemedi, Ürdün’den Lübnan’a, oradan Tunus’a kadar birçok ülkede sürgün yaşadı.

Ama nereye giderse gitsin Filistin bayrağını yanında taşıdı.Dünyanın en etkili liderleriyle görüştü, uluslararası konferanslarda Filistin için destek aradı ve nihayet 1993 Oslo Anlaşmalarıyla tarihe geçen bir diplomasi başarısına imza attı.Bu anlaşma sonrasında, İsrail tarafından resmen muhatap alınan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün lideri olarak Nobel Barış Ödülü’nü kazandı.Bu ödülü, “halkım adına aldım” diyerek Filistin’in bağımsızlık mücadelesine adadı.Arafat, Filistin Devleti'ni kurmak için geride bıraktığı her yılın hesabını vererek yaşadı.

Onun için siyaset, makam, protokol değil; bir halkın özgürlüğüydü.Bu nedenle yıllarca neredeyse cepheden cepheye, ülkeden ülkeye dolaşarak destek aradı.

İşte o destek arayışının en önemli duraklarından biri de Türkiye oldu.Türkiye’ye geldiğinde dünya medyasının gözleri üzerinde, Filistin davasına verilen uluslararası desteği artırma arzusuyla doluydu.Ankara’da hem devlet yetkilileri hem siyasi partiler hem de sivil toplum kuruluşlarıyla görüştü.Atatürk’ün bağımsızlık mücadelesine duyduğu saygıyı her fırsatta şöyle dile getirdi.“Atatürk bir halkı ayağa kaldırdı; aynı mücadele bizim kaderimizde de var…” Arafat’ın Türkiye temaslarında en çarpıcı gelişme, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Ankara’da temsilcilik açmasına izin verilmesiydi.

Bu adım, dünyada eşi olmayan bir siyasi kararlılık göstergesiydi.Türkiye, Filistin’e yalnızca destek vermiyor; uluslararası alanda tanınması için bir irade ortaya koyuyordu.Ben de o günleri birebir yaşamış bir gazeteci olarak Arafat’ın Türkiye’deki temaslarını takip ettim.

Filistin halkının bağımsızlığa kavuşma kararlılığı ve Filistin’in özgürlüğü için taşıdığı sarsılmaz inancı, konuşmalarına yansıyan o derin vatan sevgisini gördüm.Bugün geriye dönüp baktığımızda, Yaser Arafat’ın ömrünü verdiği o büyük mücadele hâlâ tamamlanabilmiş değil.Filistin hala tam anlamıyla tanınan, özgür bir devlet değil.

Gazze’de yaşanan insanlık dramı, Batı Şeria’daki baskılar ve İsrail hükümetinin uluslararası hukuku hiçe sayan soykırım politikaları, Arafat’ın mücadele ettiği her sorunun bugüne nasıl taşındığını acı bir şekilde gösteriyor.Ama bir gerçek var ki Arafat, Filistin halkının hafızasında asla silinmeyecek bir liderdir.Orhan Uğuroğlu Odatv.com

İlgili Sitenin Haberleri