Haber Detayı
Et niye pahalı ve nasıl ucuzlar?
Yıllar geçti ama etin makus talihi ve ulaşılması zor durumu değişmedi. Türkiye’de et fiyatlarını etkileyen faktörler yalnızca arz-talep dengesiyle açıklanamaz. Uzun vadede kalıcı çözüm için tarımsal planlama, üretici destekleri ve ithalat politikaları gibi birçok değişkenin bir arada değerlendirilmesi gerekir.
UĞUR GÜNDÜZ (Ekonomist - Bankacı)Yıllardır filmlere, karikatürlere ve skeçlere konu olan, ucuz alacağım diye kuyruklara girilen, pahalılığın amiral gemisi: Et!Yıllar geçti, hükümetler değişti ama etin makus talihi ve ulaşılması zor durumu değişmedi.Son dört yılda ise enflasyonun da etkisiyle fiyatı 8 kat arttı.Dünya ortalaması yaklaşık 6.62 dolar olan etin Türkiye ortalaması ise yaklaşık 20-25 dolar arasında.
Hatta güncel dana kıyma fiyatları bazı kaynaklarda 1.000 TL (yaklaşık 25 dolar) civarında belirtilmektedir.
Kuzu eti fiyatları da benzer şekilde yüksek seyretmektedir.Nasıl oluyor da dünyada eti en pahalı olan ülke biziz?Et sorununu neden çözemiyoruz?● Yem fiyatları: Yem maliyetlerinin yüksekliği, hayvancılık maliyetlerini önemli ölçüde artırıyor.
Yem ham maddelerinin birçoğunun ithalata bağımlı olması nedeniyle döviz kuru dalgalanmalarından çok etkileniyor.
Yem maliyetleri toplam üretim giderlerinin yüzde 60-70'ini oluşturduğundan, bu artış oldukça belirleyicidir.● Mera alanlarının azalması: Meraların tarım dışı kullanıma açılması ve plansız otlatmalar nedeniyle doğal yem kaynaklarının azalması, hayvan yetiştiricilerini daha çok yeme yönlendirmektedir.
Yem fiyatlarındaki artış da maliyeti etkilemektedir.● Enerji ve su maliyetleri: Besicilikte kullanılan su ve elektrik maliyetlerindeki artış da üretim giderlerini artırmaktadır.● Hayvan sayısının yetersizliği: Hayvan yetiştiriciliğinin ekonomik olarak cazip olmaması, üreticilerin hayvancılığı bırakması ve hayvan sayısının yeterli derecede artmaması talebi karşılayacak yeterli arzın oluşmamasına yol açıyor.Son 22 yılda küçük+büyük baş hayvan toplamında yüzde 70’lik bir artış meydana gelmiş, nüfusta meydana gelen yüzde 35’lik artış düşünüldüğünde, çok da yetersiz görülmüyor.
Hayvan sayısı “ en pahalı et “ olgusu için yeterli bir neden değil.
Yani mevcut işleyişte, hayvan sayısı daha fazla olsa da maliyet sorunu çözülemediğinden, fiyat sorunu devam eder.● Pazarlama kanalının uzunluğu: Üreticiden sofraya kadar geçen süreçte çok sayıda aracı bulunmaktadır.
Bu da hem ürünlerin fiyatının katlanmasına hem de üreticinin eline geçen gelirin azalmasına neden oluyor.
Üretici, toptancı, komisyoncu, dağıtımcı ve perakendeciler zincirinin her biri kendi payını almakta, bu da tüketiciye yüksek fiyat olarak yansımaktadır.● Kurlar ve ithalat politikaları: Tarım ve hayvancılık sektörü birçok girdisini döviz cinsinden temin eder.
Gübre, ilaç, veterinerlik hizmetleri, makine parçaları gibi kalemler döviz kuruna bağlıdır.
Özellikle dolar ve eurodaki dalgalanmalar, hem yem fiyatlarını hem de diğer üretim girdilerini pahalı hale getirir.
Bu durum, hem üretim maliyetlerini hem de tüketici fiyatlarını artırır.
Kimi zaman fiyatları dengelemek için et ve canlı hayvan ithalatı yapılıyor.
Ancak bu çözüm, kısa vadeli bir rahatlama sağlasa da uzun vadede yerli üreticiyi zora sokuyor.
Üretici, düşük fiyatlarla rekabet edemeyeceğini düşünerek üretimden çekiliyor.
Bu da yerli hayvancılığın gerilemesine, arzın azalmasına ve fiyatların yeniden yükselmesine neden olur.● Hayvancılıkta verim sorunu: Türkiye'de hayvancılığın büyük bölümü küçük ölçekli işletmeler tarafından yapılmaktadır.
Bu işletmelerin çoğu geleneksel yöntemlerle üretim yapmakta, modern hayvancılık tekniklerini yeterince kullanamamaktadır.
Düşük verimlilik, hayvan başına et üretiminin azalmasına ve maliyetin artmasına neden olur.
ABD’de 450, Hollanda’da 465 kilo olan ortalama büyükbaş ağırlığı, ülkemizde 290 kilo civarındadır.
Verim düşüklüğü arzı sınırlayan önemli bir faktördür.Fiyatı nasıl dünya ortalamasına çekebiliriz?1-Yem üretiminde yerli kaynak kullanımının desteklenmesi: Sorunun özü de çözümü de burada yatıyor.
Yem üretiminde kullanılan soya küspesi, mısır, ayçiçeği küspesi gibi protein ve enerji kaynakları ithal edilmektedir.
Yem üretimi konusunda yapılacak yatırımlar desteklenmeli, uygun finansman koşulları sağlanarak bu alan genişletilmelidir.
Zira en büyük maliyet gideri yem olduğundan, ithalat bağımlılığını azaltan destekler, kur baskısını azaltarak fiyatları makul seviyeye çeker.Bunun için:● Yerli üretimin teşvik edilmesi: Yem bitkileri üretimini destekleyici politikalar (sulama projeleri, tohum desteği, gübre desteği, alım garantisi vb.) hayata geçirilmelidir.● Araştırma ve geliştirme yatırımları: Yerli yem hammaddelerinin kalitesini ve verimliliğini artırmaya yönelik Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.● Alternatif yem kaynaklarının araştırılması: Yerel koşullara uygun, alternatif yem kaynakları (küspe çeşitleri, baklagiller, endüstriyel yan ürünler vb.) üzerine araştırmalar yapılmalı ve kullanımları yaygınlaştırılmalıdır.● Sözleşmeli üretim modelleri: Sanayici ile çiftçi arasında sözleşmeli üretim modelleri teşvik edilerek, yerli üretimin planlı bir şekilde artırılması sağlanmalıdır.2-Mera alanlarının korunması, iyileştirilmesi ve otlakların verimli kullanılması: Yem maliyetini azaltmanın bir yolu da mera ve otlakların etkin kullanılmasıdır.
Hayvancılığın gelişimi için korunması gereken mera ve otlakların başka amaçlar için (konut, madencilik v.s.) gözden çıkarılmaması ve bu yönde sıkı yasal düzenlemeler getirilmelidir.3-Enerji ve su maliyetlerinin düşürülmesine yönelik destekler sağlanması: Özellikle enflasyonist dönemlerde artan su ve enerji fiyatları üretim maliyetlerini artırdığından, sektörel destekler kapsamına alınarak, su ve enerji sübvansiyonu yapılmalıdır.4-Yerli hayvan ırklarının geliştirilmesi için verimliliği artırıcı çalışmalar: Büyük baş hayvan ortalama ağırlığının 290 kilolardan 400 kilonun üzerine çıkarılması et fiyatlarına olumlu etki yapacaktır.5Süt ve et üretimi desteklerinde dengenin sağlanması: Süt üretimi kaynaklı sorun (fiyatlama) yaşandığında, süt üreticileri hayvanları kesime göndermekte ve et üreticileri olumsuz etkilenmektedir.6-Üretici ve tüketici arasındaki doğrudan satış kanallarının oluşturulması ve aracı sayısını azaltılması: Bunun sağlanması için üretici örgütlenmesinin teşvik edilmesi, lojistik/depolama yatırımlarına destek verilmesi ve üretici birliklerinin güçlendirilmesi gerekir.7-Et ve Süt Kurumu gibi kamu kuruluşlarının etkinliğinin artırılması: Bu gibi kurumların ve bunlara bağlı üreticilere üretim desteği vermesi ve üreticiden garantili doğrudan alım yaparak geniş dağıtım ağıyla tüketiciye sunması sağlanmalıdır.Sonuç olarak Türkiye’de et fiyatlarını etkileyen faktörler yalnızca arz-talep dengesiyle açıklanamaz.
Ekonomik istikrar, tarımsal planlama, üretici destekleri ve ithalat politikaları gibi birçok değişkenin bir arada değerlendirilmesi gerekir.Uzun vadede kalıcı çözümler için yerli yem üretimin desteklenmesi, alım garantili üreticiliğin yaygınlaştırılması, girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve hayvancılıkta modern tekniklerin yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor.