MESEM öldürüyor

Arda Tonbu, başı sac büküm makinesine sıkışarak yaşamını yitirdi.

Erol Can Yavuz, üzerine devrilen sunta blokların altında can verdi.

Alperen Uygun, inşaatta asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybetti.

Eren Dağ, elektrik panosuna müdahale ederken, akıma kapılıp canından oldu.

Yağız Yıldız, hurda sarma makinesinin altına kaldı.

Ailelerin ortak acısını “Geleceği olsun diye gönderdim, tabutuyla geri aldım” diye feryat eden Yağız’ın babası dillendirdi.Umut Eren Gökçen, şanslı sayılır.

Hafta sonu çalışmaya gönderildi, asansör boşluğuna düşüp ağır yaralandı.MİLYONLARCA ÇOCUK ÇALIŞIYORHepsi MESEM’liydi, onun yönlendirdiği şirketlerde staj adı altında her tür işe tedbirsiz, hesapsız koşturuluyordu.MESEM… 400 bin çocuğu eğitimden koparıp çıraklık adı altında inşaattan tarıma, marangozluktan oto sanayiye hemen her sektörde ucuz işi gücü haline getiren projenin adı.

Mesleki Eğitim Merkezi’ne (MESEM) katılanlar lise birinci sınıftan itibaren haftada 4 gün işe, bir gün okula gidiyor.

Patronlara bu da az gelmiş olacak ki; çocukların büyük bir bölümü hafta sonu da çalıştıklarını söylüyor.

Ve onların eğitim takviminde ara tatil, yaz tatili yok.

Adeta bütün yıl kesintisiz çalışmaya mahkum edilmişler...Sorarsanız, o çocuklar Ahilik kültüründen gelen usta-çırak ilişkisiyle mesleklerini işbaşında öğreniyor.Projeyi ısrarla savunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Bu ülkenin çocuklarını, çocuklarımızın gelişimini, sağlıklarını, güvenliklerini en az bize bu eleştirileri yöneltenler kadar düşünüyoruz” diyor.

Ancak, arka arkaya ortaya çıkan skandallar gerçeğin hiç de öyle olmadığını gösteriyor.

Zaten bakanlık bu projeye katılan 94.301 işletmede yaptığı denetimlerde iş sağlığı ve güvenliğine uygun olmayan 8.406 iş yeri tespit ettiğini duyurdu.Sadece bu denetim bile programın başarısız olduğunu göstermeye yeter.MESEM eğitimi rafa kaldırıp çocukları, işyerlerinin insafına terk etmiş… Onlar da “eti senin, kemiği benim” modeliyle çocukları çalıştırıyor.

Üstüne bir de öğrenci başına devletten 6.635 lira teşvik alıyorlar.Çocuk işçiliği, zaten Türkiye’nin önemli problemlerinin başında geliyordu.

Şimdi buna bir de MESEM eklendi.Zaten 15-17 yaş arasında 1 milyona yakın çocuk resmen çalışıyor.

Üstüne yüz binlerce çocuk kayıt dışı işe koşturuluyor.

Yetmemiş lise sıralarında olması gereken 400 bin çocuk da eğitimden koparılıp ucuz işgücü olarak fabrikalara, atölyelere, inşaatlara, tarlalara yönlendiriliyor.

YOKSULLAR FABRİKAYAOnların çocukları yurtdışında eğitim alırken, yoksul çocuklarına baba mirası işçilik kalsın.

Kurdukları düzen bundan başka bir şey değil… Çocuklarını üniversiteye gönderecek parası olmayan, hatta liseyi bitirmesine bile tahammülü kalmamış çaresiz ailelere sözde seçenek sunuyorlar.

Fabrikaların yolunu gösterip “çalışın” diyorlar.Bu ülkenin vicdanı, merhameti varsa yüzbinlerce çocuğun sanayi sitelerinde, fabrikalarda, inşaatlarda heba edilmesine razı olmamalıyız.O çocuklar bu ülkenin geleceği...

Bunu unutmayın…