Haber Detayı
Siyasetçi Azime Işık: Özgürlük yasaları çıkarılmalı
Uzun yıllar cezaevinde tutulan siyasetçi Azime Işık, "Ağır tecrit olan hapishanelerin kapatılması lazım. Özgürlük yasaları çıkarılmalı. Kürtlere dönük süreklileşen bir baskı politikası var. Bunun kaldırılması lazım" dedi.
Artı Gerçek- DEM Parti'nin düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'nın 'Çatışma Çözümlerinde Deneyimleri' başlıklı oturumda konuşan siyasetçi Azime Kılıç, cezaevlerine yaşanan hak ihlallerini anlattı. 'TÜRKİYE'DE GETTOLAR YOK AMA ŞEHİR HAPİSHANELERİ VAR' Uzun yıllar cezaevinde kaldığını ve delil yetersizliğinden tahliye edildiğini anlatan Azime Işık, "Suçsuz yere cezaevinde kaldım.
Süreç olduğu için bırakıldığımı düşünüyorum.
Şu an 3 binin üzerinde PKK’li tutsak var.
Dolayısıyla dönüşümden bahsedeceksek en başından adalet kıstasının benimsenmesi gerekir.
Son 10 yıldaki baskıcı ve anti demokratik uygulamalarla şehir hapishaneleri bir lütufmuş gibi sunuluyor.
Türkiye’de gettolar yok ama bu şehir hapishaneleri var.
Hapishanelerde genel olarak işkence vardır.
Son 10 yılda tecrit vardı.
Eskiden toplu koğuşlarda kalıyorduk ve aktiviteler yapıyorduk" dedi. 'İLK ÖNCE KÜRTLERE UYGULANAN TECRİT HERKESE YAYILDI' Işık, "Tecrit ilk olarak İmralı’da başladı.
Sayın Öcalan’ın İmralı’da tutuldu ve ona kişiye özel bir hapishane yapıldı.
Daha sonra bu temel bir uygulama haline dönüştü.
İlk önce Kürtlere uygulanan tecrit herkese yayılır hale geldi.
Hapishanelerin durumu toplumda yaşamaya başladı.
Hapishaneler mevcut hükümetlerin aynasıdır.
Kürtlerin yüzde 90'ı hapiste.
Adli, siyasi tutukluların çoğu Kürt.
Belki Kürtler toplama kampında değil, ama çok yüksek sayıda Kürt cezaevine konuldu" diye konuştu. '30 YILDIR CEZAEVİNDE OLAN TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILMIYOR' Türkiye’de 30 yıldır cezaevlerinde olan mahpusların serbest bırakılmadığını vurgulayan Azime Kılıç, “Bunun süreçle ilgisi yok.
Türkiye’de kendi yasasına göre siyasi tutsaklar 30 yıl yatıyor. 2020 yılında 30 yıllık tutsaklar bırakılacakken denetimli serbestlikte yasa değişti ve Cezaevi İdari ve Gözlem Kurulu kuruldu.
Bu kurullar, tutsaklara ‘pişman mısın’ soruları sorarak, 34-35 yıl cezaevinde kalmalarına neden oluyor.
Onların aileleri de bir nevi tutsaklık yaşıyor.
Tutsaklık bittiğinde ise aileler ve tutsaklar bir arada yaşamanın zorluğunu yaşıyor. 30 yıllık tutsaklar nitelikli olarak cezaevinden çıkıyor.
Bu niteliğin değerlendirilmesi ve sosyal hayata katılması gerekiyor" dedi. 'AĞIR TECRİT OLAN HAPİSHANELER KAPATILMALI, ÖZGÜRLÜK YASALARI ÇIKARILMALI' Kadın mahpusların durumuna dikkat çeken Işık, "Tutsak kadınlar iki misli zorlukla karşılaşıyor.
Bu açıdan hapishanedeki kadınların durumunun incelenmesi gereken bir deneyimdir.
Bizler, hapishanelerde yaşayan insanlar için de bu süreç oldukça önemlidir.
Önümüzdeki süreçte tecridin incelenmesi gerekiyor, tek kişilik hücrede bir insanı mahkum etmek çok ciddi bir işkencedir.
Yüksek güvenlikli hapishanelerin havalandırmalarında elektrikler vardır.
Oradan geçen kuşlar bile ölüyor.
Bu yüzden ağır tecrit olan hapishanelerin kapatılması lazım.
Özgürlük yasaları çıkarılmalı.
Öte yandan Kürtlere dönük süreklileşen bir baskı politikası var.
Bunun kaldırılması lazım” diye konuştu. (Mezopotamya Ajansı)