Haber Detayı
Uçum'dan DEM'e uyarı: Sabotaj siyasetine geçit yok
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla 'sabotaj siyasetine geçit yok' diyerek isim vermeden DEM Parti'yi uyardı. Uçum, milli birikimin ve milli devletin hiçbir esasının tartışma konusu olmadığını ifade etti
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından "Terörsüz Türkiye yolunda sabotaj siyasetine geçit yok" başlıklı yazısını paylaştı.
Uçum yazısında isim vermeden DEM Parti'ye ve PKK'ya eleştirilerde bulundu.
Terör yoluyla ulaşılamayan hedeflere hukuk ve demokrasi yoluyla erişebilmeyi düşünmenin mantıklı olmadığını ifade etti.
Devletle ve toplumla bütünleşmenin çerçevesinin belli olduğunu belirten Uçum, milli devletin hiçbir esasının tartışma konusu olmadığının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Öcalan'ın 27 Şubat'ya yaptığı yazılı açıklamaya aykırı anlamlar yükleyip bunun hukuk ve demokrasi yoluyla Türkiye'yi bölme planlarının temelini oluşturacağını düşünenlerin bunun altında kalacağını belirtti.
Silahların gölgesinde demokratik talep olmayacağı ve milli birliği zedeleyen bir dille entegrasyon sağlanamayacağı uyarısında bulundu.
Uçum yazısı "Çok net görülüyor ki bu kez başarmanın eşiğideyiz.
Eksik yapmayarak, hatalardan uzak durarak ve doğru adımları atarak hem ülkemizde hem bölgemizde terörsüz bir hayata geçişi hep birlikte başaracağız." ifadeleriyle bitirdi.
İŞTE O AÇIKLAMA Mehmet Uçum'un yaptığı açıklama tam olarak şu şekilde: "Süreci yakalanan tarihsel fırsat sözleriyle nitelendiren Uçum, herkesin sürecin başarısı için azami itina gösterme yükümlülüğü olduğunu vurguladı. "Hiç kimse terör yoluyla ulaşamadığı ve asla ulaşamayacağı imkansız hedeflere hukuk ve demokrasi yoluyla erişeceği vehmine kapılmasın. "Devletle ve toplumla bütünleşmenin çerçevesi bellidir, içeriği nettir.
Milli birikimin ve milli devletin hiçbir esası tartışma konusu değildir. 'BÜTÜNLEŞMEYLE BAĞDAŞACAK HER KONU ELE ALINABİLİR' "Geçiş süreci hukukuna ve demokrasinin geliştirilip güçlendirilmesi perspektifine, Öcalan’ın 27 Şubat açıklamasına kökten aykırı anlamlar yükleyip hukuk ve demokrasi yoluyla Türkiye’yi bölme planları için zemin oluşturacaklarını zannedenler bunun altında kalırlar. "Elbette hep vurgulandığı gibi hem geçiş sürecinde atılacak adımlarla hem de bütünleşme sürecindeki reformcu yaklaşımlarla demokratik siyaset alanı genişler, demokrasimiz ilerletilip güçlendirililir.
Çünkü silahlar tamamen bırakıldıktan ve sistematik terör yok edildikten sonra birlik ve bütünleşmeyle bağdaşacak her tür konu demokratik bir zeminde ele alınabilir.
Kimse bu imkanı başka niyetlerle kullanmaya kalkmasın, bu tarihi fırsata zarar vermesin, aksi halde kaybedenler bunu yapmaya yeltenenler olur. 'İSTİSMARCILARA KARŞI NET TAVIR ALINMALI' "Silahların gölgesinde demokratik talep olmaz.
Milli birliği zedeleyen bir dille toplumsal entegrasyon sağlanamaz. "Geçiş sürecinde silah bırakma ve fesih sürecini tamamlamakla yükümlü kişilerin, kendi içlerinden çıkan veya dışarıdan olan sabotajcılara, imkansız taleplerle, tahrik edici ve yıkıcı dillerle Terörsüz Türkiye sürecini bozmaya çalışanlara asla prim vermemesi gerekir.
Ayrıca bölgeye kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemiş emperyalist odakların ve istismarcı devletlerin güdümünde olanlara karşı da net tavır almak şarttır. "Son düzlükte çok yönlü bir şekilde ortaya çıkan sistematik fikri ve fiili sabotajların ve tüm sabotajcıların teşhir edilip etkisizleştirilmesi öncelikli konulardan birine dönüştü.
Sabotajları önlemek, yapanları tasfiye etmek ve yapılacakları engellemek için yoğun bir gayret gösterilmesi gerektiği aşikardır. 'DEVLET HER TÜRLÜ İHTİMALE HAZIR' "Cumhurbaşkanı Erdoğan son grup konuşmasında şunları söylemişti: 'İyimser konuşurken 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de göz ardı etmiyoruz, hedefe yaklaştıkça istismar mekanizmaları daha fazla devreye girecek.
Terör bitince işsiz kalacak olanlar, bunu engellemek için daha fazla mesai yapacak.
Türkiye’nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler son ana kadar vazgeçmeyecek.
Bunların tamamının farkındayız ve hepsine de hazırlıklıyız.' Cumhurbaşkanımızın bu ikazı son derece önemlidir, herkesin dikkate alması gerekir.
Belli ki Devlet her türlü ihtimale hazırdır. "Son duruma baktığımızda İmralı ziyaretiyle Komisyon dinleme çalışmalarını tamamladı.
Artık kapsamlı bir raporla hukuki-siyasi bir perspektif ortaya konması ve geçiş sürecinin hukuki düzenlemeleri açısından koşulların oluşması bekleniyor.
Geçiş sürecinin en önemli aşamasındayız.
Şimdi odaklanılması gereken yer burasıdır.
HERKESİ AZAMİ İTİNA GÖSTERMEYE ÇAĞIRDI "Siyasi partilerin meselenin önemini güçlü bir şekilde öne çıkararak yeniden bir büyük uzlaşı ve olgunluk tavrı içinde hareket etmesi bekleniyor.
Önce Komisyon sonra bir bütün olarak TBMM bunu yapacak kudrettedir. "Türkiye’nin yakaladığı bu tarihsel fırsatı gerçeğe dönüştürmek için herkesin azami itina gösterme yükümlülüğü vardır.
Bu büyük imkanı kişisel, grup eksenli, aktüel siyasi ajandalar ve dar parti siyasetleri için istismar edenler veya sorumluluk almaktan kaçınanlar tarih ve toplumsal vicdan önünde hesap verirler, kurumsal ve toplumsal hafızaya kara leke olarak geçerler. "Çok net görülüyor ki bu kez başarmanın eşiğideyiz.
Eksik yapmayarak, hatalardan uzak durarak ve doğru adımları atarak hem ülkemizde hem bölgemizde terörsüz bir hayata geçişi hep birlikte başaracağız."