Haber Detayı

Demirtaş ve Yüsekdağ'dan mesaj: 'Yeni bir dönemin kapıları açıldı'
Politika artigercek.com
07/12/2025 15:54 (2 hafta önce)

Demirtaş ve Yüsekdağ'dan mesaj: 'Yeni bir dönemin kapıları açıldı'

Konferansın ikinci oturumuna mesaj gönderen Demirtaş “Barış artık zorunluluktur” dedi ve Öcalan'ın çağrısı 'cesur bir adım' olarak değerlendirdi. Figen Yüksekdağ ise 'Yeni bir dönemin kapıları açıldı' vurgusu yaptı.

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) Cem Karaca Kültür Merkezi'nde düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nın ikinci gününün ikinci oturumu başladı.

İlk oturumda hukukçu-yazar Dr.

Orhan Gazi Ertekin, gazeteci-yazar Nadire Mater, Unite the Union’un Uluslararası İlişkiler Direktörü Simon Dubbins ve Prof.

Norman Paech söz almıştı. “Özgürlük, Barış ve Gelecek Perspektifleri” başlığı ile yapılan ikinci oturum Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın cezaevinden gönderdiği mesajların okunmasıyla açıldı.

Oturumun moderatörlüğünü insan hakları savunucusu avukat Eren Keskin üstlendi. “BU COĞRAFYA BARIŞIN HEYECANINI YETERİNCE DUYMUYOR” Konuşmasına barışın “kutsal ve büyülü bir sözcük” olduğunu vurgulayarak başlayan Eren Keskin, Kürt sorununa ilişkin ağır insan hakları ihlallerine bizzat tanıklık ettiklerini hatırlattı.

Keskin, “Yerlerde sürüklenen ölü bedenler, uzuvları kesilmiş cenazeler, otopsiler, gözaltında kaybedilen arkadaşlarımız… Bu coğrafyada yaşanan acılar, filmlerde görsek ‘bu kadarı da olmaz’ deriz.

Buna rağmen Kürt halkının barışı bu kadar içten ve güçlü sahiplenmesi çok heyecan verici.

Ama bu coğrafya bu heyecanı yeterince hissetmiyor” dedi.

YÜKSEKDAĞ: “ÖCALAN'IN ÇAĞRISIYLA YENİ BİR DÖNEMİN KAPILARI AÇILDI ” Figen Yüksekdağ mesajında konferansı selamlayarak, bugün bölge halklarının büyük savaş baskısı altında olduğunu belirtti.

Yüksekdağ, “Sayın Öcalan'ın, 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'yla bütün Türkiye ve bölge halkları için yeni bir dönemin kapıları açıldı.

Bu döneme ruhunu, anlamını, gücünü verecek olan; halklarımızın, kadınların, gençlerin, tüm ezilen inançların ve emekçilerin sarsılmaz demokratik birliği ve hareketidir.” ifadelerini kullandı.

DEMİRTAŞ: “BARIŞ ARTIK BİR TERCİH DEĞİL ZORUNLULUK” Edirne Cezaevi’nden gönderdiği mesajda Selahattin Demirtaş, konferansa katılan herkesi “saygıyla” selamladı.

Dünya halklarının büyük bir kriz çağından geçtiğini belirten Demirtaş, barışın artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu söyledi. 'GERÇEK BİR BARIŞ ADALETLE, EŞİTLİKLE MÜMKÜN' Demirtaş'ın mesajı şöyle: "Savaşın, eşitsizliğin, otoriterliğin ve inkar politikalarının yarattığı yıkım; sadece coğrafyalarımızı değil, vicdanlarımızı da yaralamıştır.

Bu yüzden bu konferansta atılan her adım, kurulan her cümle, alınan her karar; yalnızca bugünümüze değil, gelecek kuşaklarımızın da kaderini etkilemektedir.

Barış; silahların bırakılmasından, susmasından, ibaret değildir.

Gerçek bir barış hepinizin de bildiği gibi adaletle, eşitlikle, özgürlükle ve onurlu bir yaşamla mümkündür.

Barış; Kürt'ün, Türk'ün, Arap'ın, Ermeni'nin, Süryani'nin, Alevi'nin, Sünni'nin, kadınların, gençlerin, işçilerin, inançlı ya da inançsız herkesin kendini bu toprakların eşit ve özgür yurttaşı olarak hissedebildiği, refah içinde yaşayabildiği bir düzenin kurulmasıyla mümkündür. 'ÖCALAN'IN CESUR ADIMI DEĞERLİDİR' Demokratik toplum ise korkular, kaygılar, baskılar üzerine değil, güven üzerine, demokratik katılım esaslarının temel alınmasıyla yükselir.

Tek bir kimliğin, tek bir dilin, tek bir inancın değil; tüm farklılıkların eşit ve özgür şekilde var olabildiği bir ortak yaşam sözleşmesidir.

İşte bu nedenle demokrasiyi savunmak, sadece bir siyasi ve politik duruş değil, aynı zamanda ahlaki ve insani bir sorumluluktur.

Bu anlamda Sayın Öcalan'ın cesur ve kararlı duruşu çok değerli ve anlamlıdır.

Keşke bunca önyargı bir kenara atılabilse ve Sayın Öcalan'ın doğrudan toplumla konuşabilmesinin imkanları yaratılabilse.

O zaman eminim ki Türkiye'de kaygılı ve öfkeli herkes için tatmin edici cevaplar da ortaya çıkacaktır, gereksiz spekülasyonlara da zemin sunulmamış olacaktır.

YÜZLEŞME ÇAĞRISI Ortadoğu'nun onlarca yıldır bir savaş merkezine çevrildiği, halkların birbirine düşman edildiği, halkların ortak yaşam iradesinin parçalandığı bu dönemde; demokratik çözüm ve barışçıl diyalog arayışı hepimiz için çok kıymetlidir.

Silahlardan, baskılardan, korkulardan beslenen düzenin karşısına; sözü, iradeyi, müzakereyi ve halkların kardeşliğini koymanın zamanı çoktan gelmiştir, geçmektedir.

Türkiye'nin de artık inkarla, ötekileştirmeyle ve ayrımcı politikalarla değil; demokrasiyle, hukukla ve toplumsal barışla, ortak yaşam iradesinin en güçlü şekilde yaşatıldığı yer olarak anılması gerekmektedir.

Bunun yolu ise, gerçeklerle cesurca yüzleşmekten, geçmişin acılarını unutmadan; ama bu travmalara teslim de olmadan halkların ortak geleceğini birlikte kurma iradesini göstermekten geçer.

Son olarak şunu söylemek istiyorum.

Hepimiz için barış mümkündür.

Demokrasi mümkündür.

Birlikte, eşit ve özgür bir yaşam mümkündür.

Unutmayın ki bu bir parçalanma, bölünme süreci değildir, zaten paramparça olmuş halkların onurlu birliğini sağlayacak tarihi bir süreçtir.

Buna inanmaktan hiç vazgeçmeyelim.

Bunun için mücadele edelim.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Konferansta emeği geçen herkesi kutluyor, teşekkürlerimi iletiyorum." (HABER MERKEZİ)

İlgili Sitenin Haberleri