Haber Detayı
Beyaz yüz, siyah deri ve Nelson Mandela
Beyaz yüz, siyah deri ve Nelson Mandela
Mandela Güney Afrika’da her yerde.Cape Town şehir meydanını turluyoruz.
Belediye binası ihtişamlı bir yapı.
Mandela balkon konuşması yapıyor.
Hapis tutulduğu Robben adasından 1990 yılında serbest bırakıldıktan sonra ilk konuşma mahalli.
Balkonda o günün hatırasına heybetli bir Mandela heykeli var.Konuşma şu sözlerle biter; “Beyaz egemenliğine karşı savaştım ve siyah egemenliğine karşı savaştım.
Tüm insanların uyum içinde ve eşit fırsatlarla birlikte yaşadığı demokratik ve özgür bir toplum idealini benimsedim.
Bu, uğruna yaşamayı ve ulaşmayı umduğum bir idealdir.
Ama gerekirse, uğruna ölmeye hazır olduğum bir idealdir.”Şehrin bazı alanlarında, paraların üstünde kısacası her yerde Mandela.
Johannesburg Mandela’nın asıl memleketi.
Yaşadığı yerde olan Mandela Vakfı binasının ziyaretçiler eksik olmuyor.
Bina önünde çok sayıda küçük beyaz taşlara özgürlüğe dair dilekler yazılmış.
Dilek taşları her dilden.
SİYAH-BEYAZ AYRIMCILIĞI Apartheid; Afrikaans/Felemenkçe birleşik sözcük. "Apartheid" terimi Güney Afrika'da ortaya atılmış. 1948'de iktidara geldikten sonra Afrika Milliyetçi Partisi tarafından yürürlüğe konulan belirli politikalarla ilişkili.
Kısaca bu rejim: Kanun ve devlet politikasıyla uygulanan kurumsallaşmış bir ırk ayrımcılığı-siyah ve beyaz-ayrımcılık sistemi.Güney Afrika’da beyaz azınlık ile siyahi çoğunluk arasındaki ilişkileri düzenleyen politik sistemin adı Apartheid.
Ancak, ırksal ayrımcılık, önceden de Güney Afrika toplumunda köklü bir şekilde yerleşmişti.
Bunun için sömürgeciliğin tarihine bakmalı.Daha 17. yüzyıldaki Avrupa sömürgeciliği, beyaz yerleşimcilerin toprak ve kaynaklar üzerinde kontrol sahibi olmakla başlamış her şey.
Yerli -siyahlar- halklara karşı ayrımcı uygulamalar başlatmalarıyla ırksal bölünmelerin temeli atılmış.
Güney Afrika’da beyaz azınlık ile siyahi çoğunluk arasındaki ilişkileri düzenleyen politik sistem.Sömürgecilik sisteminde der Aime Cesaire; “İçlerine ustalıkla korku, aşağılık kompleksi, ürperiş, boyun eğiş, umutsuzluk, uşaklık aşılanmış milyonlarca insan…” APARTHEİD ZULMÜ Kurumsallaşmış ayrımcılık ve baskı deyince anlaşılan zulümdür.
Irk ayrımcılığında (Apartheid) Irk, etnik köken veya benzer statüler temelinde işlenen sistematik eylemler söz konusu.
Zorla yer değiştirme, medeni hakların reddi, her alanda ayrımcılık ve zulüm.
Bu aşamada beyaz beyazlığına hapis, Siyah da siyahlığına… Tam bir Gordion düğümüdür mesele.
Bunun için; Irkların Sınıflandırılması: Beyaz, Siyah ve Karışık Irk (Esmer ya da Renkli).
Güney Afrika Apartheid rejiminin 1948-1990'ların başına kadar uygulaması.
Nüfusun ırksal gruplara göre sınıflandırma, haklara ve kaynaklara erişimi belirleyen mihenk taşıydı.
Sosyal ve Ekonomik Ayrımcılık diz boyu.
Bireylerin nerede yaşayabileceklerini, çalışabileceklerini ve eğitim alabileceklerini düzenleyen yasalar.Konut, eğitim, sağlık hizmetleri, kamu tesisleri, ulaşım ve istihdam beyaz olanlar ve olmayanlar arasında ayrılmalar.
Beyaz olmayanlar düşük kaliteli konutlara zorla yerleştirilmiş ve ekonomik fırsatlara erişimleri kısıtlanmış.Siyasi haklardan söz edilemez bile.
Beyaz olmayanların oy kullanma ve hükümete katılma hakları sistematik olarak reddedilmiş.
Beyaz olmayan gruplara siyasi temsil ve medeni haklar tanınmamış.Beyazlar siyahlardan üstün olduğunu düşünmüşler.
Yasak kardeşim!, dur nereye?
Bu ihtarın anlamı; Beyaz olmayan Güney Afrikalıların ülke içinde seyahat edebilmeleri için pasaport taşımaları zorunlu tutulmasıdır.
Hareket özgürlüklerini ciddi şekilde kısıtlanması ve sürekli gözetim ve elbette kural ihlali yapanlara taciz.
Bantustanlar ise bir sürgün halidir.Apartheid rejimi, Güney Afrika'da vatandaşlık hakkını reddetmek amacıyla, genellikle en az tercih edilen topraklarda, Siyah Güney Afrikalılar için ayrı bölgesel "vatanlar" oluşturmuş.
İnsanlar o bölgelere sürgün edilmiş.
TARİHTEN DERS ÇIKARMAK Irk ayrımcılığına karşı iç direniş önemli.
Afrika Ulusal Kongresi (ANC) gibi gruplar, protestolar, grevler ve şiddet içermeyen eylemlerle Apartheid'e direndi.Nelson Mandela başta kitle liderleri, bu baskıcı yasalara karşı mücadelede önemli roller oynadı.Bu uygulamalar ancak 1973 tarihli Birleşmiş Milletler Apartheid Suçunun Bastırılması ve Cezalandırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme ve 1998 Roma Statüsü, Apartheid'i, bir ırk grubunun diğeri üzerinde tahakküm kurmayı ve sürdürmeyi amaçlayan yaygın veya sistematik bir insanlık dışı eylem uygulaması olarak insanlığa karşı bir suç olarak ele almaktadır.
APARTHEİD'İN SONU 1990'ların başlarında, Apartheid hükümeti ile muhalefet grupları arasında müzakereler başlar.Nelson Mandela'nın 1990'da serbest bırakılması Apartheid’in sonunun başlangıcı olur.“Üç yüz yıl boyunca beyazlar, siyahlara gurur duyulacak bir geçmişlerinin, medeniyetlerinin ve kimliklerinin olmadığını, sadece beyazların bir geçmişinin, kültürel mirasının ve hayattaki misyonlarına dair ortak bir bilinçlerinin olduğunu söylemeye çalıştılar” N.Mandela, 1978Evet beyazlar Siyahlardan üstün olduklarına dair ruh halinde olmak.
Siyahlar da düşüncelerinin zenginliğini, zihinlerinin berraklığını onların ki kadar güçlü olduğunu ispat etmek arayışında.Tam da çatışma noktası zihinlerde bu.
Çıkar yol ise; Kısacası insan ne istiyor?, Siyah ne istiyor?, Beyaz ne yapıyor?
Oturup düşünmeli.
İnsanlık öldü mü yani.Apartheid ile mücadele biraz da kendi tarihine ve kültürüne sahip çıkarak sürdürüldü ve gerektiğinde inkar etme çabasında olanların elinden kurtarmak için çalışıldı.Mandela sömürgeciliğe güvensizliğini; “yerel toprakların yağmalanması, mineral zenginliklerin ve diğer hammaddelerin sömürülmesi, halkın bazı bölgelere girmekten men edilmesi, hareketlerin kısıtlanması birkaç dikkate değer istisnayla ülke çapında sömürgeciliğin köşe taşları oldu” demektedir.Büyük mücadeleler sonunda Güney Afrika, 1994'te ilk çok ırklı seçimlerini gerçekleştirdi ve bu seçimler Apartheid'in resmen sona ermesini ve Mandela'nın ülkenin ilk siyahi başkanı olarak seçilmesini sağladı.
TOPLUMU TOPLUM YAPAN İNSANLARDIR Apartheid'in ardından Mandela döneminde; Güney Afrika toplumu üzerinde eşitsizlik, toprak dağıtımı ve sosyal adalet gibi devam eden sorunlar çözüme kavuşturulmaya çalışıldı.
Mandela döneminde yapılan sosyal konutlar halen ayakta.
Ne var ki Günümüz Güney Afrikası’nda siyahi hakimiyet vardır ancak işsizlik yüksektir ve ekonomik eşitsizlik göze çarpmaktadır.
Konut sorunu halen çözülebilmiş değildir.Kenar mahallelerde tenekeli evler- dört duvar ve üstü teneke veya galvanizle kaplı yapılar- diye tabir edilen yerleşim yerlerinde kalabalık bir nüfus barındırmaktadır.Apartheid yalnızca yasal bir ırk ayrımcılığı sistemi değildi; Güney Afrika'da yaşamın her alanını etkileyen köklü bir ideolojiydi.
Tarihini ve etkilerini anlamak, hem Güney Afrika'da hem de günümüzde küresel ölçekte eşitsizlik ve adalet sorunlarını ele almak için çok önemlidir.Günümüzde Apartheid, örgütlü, devlet destekli bir ırk ayrımcılığı ve tahakküm sistemini ifade eder.
Tarihsel olarak Güney Afrika'ya özgü olan Apartheid, uluslararası hukukta, bir grubun diğeri üzerindeki tahakkümünü sistematik olarak sürdürmek için uygulandığında insanlığa karşı bir suç olarak kodlanmıştır.Siyah-Beyaz ayrımcılığının oluşturduğu insanın insana yabancılaşmasından kurtulmak insanlık adına önemli.
Çünkü toplumu toplum yapan insanlardır.
GÜNEY AFRİKA’NIN BAYRAĞI Bayraklar milli değerdir.
Türkiye’de Yazar/şair Mithat Cemal Kuntay’ın şiirini bilmeyen yoktur:“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır…” Her ülkenin bayrağı bir mücadeleyi, geçmişi ve geleceği yansıtabilir.
Güney Afrika Bayrağı rengarenkti.
İlgimi çekti.
Güney Afrika “Gökkuşağı ülkesi” olarak adlandırılıyor.
Ya bayrağı ne anlama geliyor.Özetle diyebiliriz ki; Nelson Mandela'nın hayalini kurduğu çeşitli, renkli ve canlı Gökkuşağı Ulusu'nun sembolik bir temsili olan güzel ve renkli "yeni" bayrak.
Bu bayrağa neredeyse herkes sevgi besliyor ve gurur duyuyor bu gün.
GÜNEY AFRİKA'NIN ESKİ BAYRAĞI Eski Güney Afrika bayrağı, turuncu, beyaz ve mavi şeritli.
Beyaz şeritte üç bayrak vardı.
Bunların temsil ettikleri ülkeler belliydi.
Ancak sıradan Güney Afrikalıların büyük çoğunluğu eski bayraktan nefret ediyor.
Çünkü sömürgeciliğin temsiliyeti.Eski Güney Afrika bayrağı 1928-1994 yılları arasında kullanılmıştır. 1928 bayrağı, Güney Afrika Birliği'nin (1910) ardından İngiliz kökenli ve Afrikaner (Boer) siyasi grupları uzlaştırmak için yaratılmıştı.
Bu üç bayrağın eklenmesi, Güney Afrika'nın bazı bölgelerini yöneten başlıca tarihsel otoritelerin tanınması anlamına geliyordu.
Bunun iyi anlayabilmek için tarihsel bağlamını bilmek gerekiyor.1910’da Güney Afrika Birliği Kurulur.
İngiliz-Boer Savaşları'ndan (1899-1902) sonra Güney Afrika kolonileri ve toprakları, Britanya İmparatorluğu'nun tek bir hakimiyeti altında birleştirildi.Bayrak, İngilizce konuşan Güney Afrikalılar ve Afrikaner (Boer) topluluklarından oluşan çok etnikli bir ulusu temsil edecek şekilde tasarlandı.Bu farklı bayrakların dahil edilmesinin amacı, Boer Savaşı'ndan kalan gerginliklere rağmen, savaş sonrası dönemde Boerler ile İngilizce konuşan Güney Afrikalılar arasında bir birlik duygusu yaratmaktı.Zamanla bayrak, ırk ayrımcılığı ve Avrupalı olmayan Güney Afrikalıların dışlanmasıyla ilişkilendirilen bir Apartheid sembolü haline geldi.
Beyaz şeridindeki üç bayrak, soldan sağa: Birleşik Krallık bayrağı (Birleşik Krallık), Turuncu Özgür Devlet bayrağı ve Güney Afrika Cumhuriyeti bayrağı (Transvaal).1928'den 1994'e kadar kullanılan Güney Afrika bayrağı, ülkenin sömürge geçmişini ve dönemin siyasetini yansıtan kendine özgü bir sembolizmi yansıtır.
YENİ BAYRAĞA GEÇİŞ Apartheid'in sona ermesi (1994), Güney Afrika halkının çeşitliliğini yansıtan yeni bir ulusal kimliğe olan talebi beraberinde getirdi. 27 Mayıs 1994'te kabul edilen yeni bayrak, ülkenin mirasını ve birlik umudunu simgeleyen renklerin birleşiminden oluşuyor.
Tasarımda ülkenin çeşitli etnik gruplarını ve tarihlerini simgeleyen siyah, yeşil, sarı, beyaz, kırmızı ve mavi renkler yer alıyor."Y" şekli, birliği ve farklı toplulukların bir araya gelmesini simgeliyor ve Güney Afrika için yeni bir başlangıcı işaret ediyor.Güney Afrika bayrağındaki 'Y' şekli birkaç anlamlı yoruma sahiptir: Her şeyden önce ‘Birlik ve Çeşitliliği’ temsil eder. 'Y', Güney Afrika'daki farklı kültürel grupların birleşmesini sembolize eder.
Ülkenin çeşitli topluluklarının hem tarihsel hem de birleşik bir gelecekte bir araya gelmesini temsil eder.Başka bir anlamı ise; İleriye Giden Yol. 'Y' şekli aynı zamanda bir yol veya patika olarak da görülebilir.
Bu, Güney Afrika toplumunda ilerlemeyi, büyümeyi ve uzlaşmayı vurgulayarak, ortak bir hedefe veya yöne doğru hareketi ifade eder.“Y” Geçmişin mirası ile ve Gelecek Bağlantısı’nı da temsil eder.
Tasarım, Güney Afrika'nın tarihsel mücadelelerini (renklerle temsil edilen) daha iyi ve daha kapsayıcı bir gelecek özlemleriyle görsel olarak birleştiriyor.
Kesişen çizgiler, tarihsel bölünmelerden birleşik bir ulusa doğru bir yolculuğu simgeliyor.Genel olarak 'Y' şekli, geçmişine saygı duyarken birleşik bir geleceğe bakan yeni, demokratik bir Güney Afrika inşa etme ruhunu yansıtıyor.
Kısaca; “Y” şekli sembolik olarak birliği, çeşitliliği ve tüm Güney Afrikalılar için kolektif bir geleceğe doğru yolculuğu temsil eder.
RENKLERİN TEMSİL ETTİKLERİ Mevcut Güney Afrika bayrağındaki 'Y' şeklinin renkleri, ülkenin mirasını, mücadelelerini ve özlemlerini yansıtan belirli anlamlara sahiptir.Ülkenin Afrika mirasını SİYAH simgeler.
Güney Afrika'nın topraklarını, doğal güzelliğini ve tarımsal zenginliğini YEŞİL yansıtır.
Altın kaynakları da dahil olmak üzere mineral zenginliğini SARI (ALTIN) temsil eder ve ülkenin doğal kaynaklarının zenginliğini gösterir.KIRMIZI, çeşitli bayraklarla ilişkilendirilmiş olsa da, genellikle mücadele ve fedakarlığın sembolü olarak yorumlanır.
Bu, Apartheid'e karşı mücadele sırasındaki kanlı direnişi ve daha geniş anlamda özgürlük mücadelesini yansıtır.MAVİ, Apartheid sonrası ortaya çıkan barışı ve umut fırsatlarını temsil eder.
Güney Afrika'nın coğrafyası ve kimliği için olmazsa olmaz olan Hint ve Atlantik Okyanuslarının uçsuz bucaksız ufuklarını simgeler.BEYAZ, barışın simgesidir.
Beyaz, aynı zamanda Güney Afrika'daki Avrupa nüfusunu da temsil eder.
Bu renk, Güney Afrika'nın karmaşık demografik yapısının farkında olunduğunu ve bir arada yaşamış çeşitli toplulukların varlığının kabul edildiğini gösterir.Bu nedenle bayrak, ülkenin demokrasi ve ulus inşası yolculuğunun görsel bir temsili olarak tüm halklarını ve katkılarını kucaklamaktadır.