Haber Detayı
Öğretmene disiplin cezası AYM’den döndü
Anayasa Mahkemesi, sendikasının aldığı karar doğrultusunda nöbet görevini yerine getirmeyen rehberlik öğretmeninin disiplin cezası ile cezalandırılmasını, sendika hakkının ihlali olarak değerlendirdi.
Resmi Gazete’nin 10 Kasım 2017 tarihli sayısında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Rehberlik öğretmeninin görevleri” başlıklı 34. maddesinde rehberlik öğretmenlerinin sınavlarda görev alabileceği, belleticilik ve nöbet görevi yapacakları kuralına yer verildi.
Eğitim-İş Sendikası da 13 Kasım’da, nöbet, belleticilik ve okul içi sınav görevi verilmesi halinde bu görevleri yerine getirmeyecekleri yönünde rehberlik öğretmenlerinin okul idarelerine dilekçe vermeleri ve bu doğrultuda görevleri yerine getirmemeleri yönünde karar aldı.
SENDİKASININ KARARINA UYDU İzmir’de bir ilkokulda rehberlik öğretmeni olan Meral Gençtürk de sendikasının kararı doğrultusunda kendisine nöbet görevi verilmemesini, verilmesi halinde bu görevi yerine getirmeyeceğini 15 Aralık 2017 tarihli dilekçeyle okul idaresine bildirdi.
Gençtürk’e, 9 Mart 2018 tarihinde okulun bahçe bölümünde aynı okulda öğretmen olan F.G. ile birlikte nöbet tutma görevi verildi.
Söz konusu tarihte okulun bahçesinde bir öğrencinin gözünden yaralanması üzerine Gençtürk’ün nöbet görevini yerine getirmediği tutanak altına alındı ve okul müdürü, okul müdür yardımcısı, öğretmen F.G. ile birlikte Gençtürk hakkında disiplin soruşturması başlatıldı.
Hakkında soruşturma yapılan diğer kamu görevlilerine ceza tayin edilmezken Gençtürk kınama cezası ile cezalandırıldı.
HAK İHLALİNİN GEREKÇESİ Hakkında uygulanan cezanın iptali istemiyle açtığı davadan sonuç alamayan Gençtürk, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Başvuruyu inceleyen AYM İkinci Bölümü, sendika hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Kararda şöyle denildi: “Yargısal makamlarca başvurucunun sendikal hakkına yapılan müdahalenin ve yargılama aşamasında ileri sürdüğü iddiaların demokratik toplumda gerekli olduğu ilgili ve yeterli gerekçelerle ortaya konulamamıştır.
Başvurunun bütün bu koşulları gözetildiğinde başvurucu hakkında kınama cezası verilmesi ile Anayasa’nın 51. maddesinde koruma altında olan sendika hakkına yapılan müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği sonucuna varılmıştır.”