Haber Detayı
ASO Başkanı Seyit Ardıç: Türkiye yeşil sanayi yolculuğunda güçlü bir irade ortaya koydu
ASO Başkanı Seyit Ardıç, yeşil dönüşümün sanayici için yük değil geleceğe yapılan en güçlü yatırım olduğunu belirterek, Yeşil OSB’lerin Türkiye’nin rekabet gücünü artıran stratejik bir unsur haline geldiğini söyledi.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı ve ASO 2-3 OSB Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç yeşil dönüşümün sanayici için yük değil, tersine geleceğe yapılan en büyük yatırım olduğunu, Türkiye’nin yeşil sanayi yolculuğunda güçlü bir irade ortaya koyduğunu söyledi.
Yeşil OSB’lerin, hem maliyet avantajı sağlayan, hem ihracatı güçlendiren, hem de Türkiye’nin sürdürülebilirlik vizyonunu dünyaya gösteren çok stratejik bir araç olduğuna dikkat çeken Ardıç organize sanayi bölgelerinin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda sanayi, üretim altyapısı ve ticaret anlayışındaki dönüşümün en kritik yapı taşları olduğunu söyledi.
Yeşil dönüşümün dijital dönüşümden ayrı düşünülemeyeceğini ifade eden Ardıç dönüşümün en önemli hızlandırıcısının finansman olduğunu söyledi.
ASO Başkaanı Ardıç'ın yeşil sanayi süreçlerinin gelişimine ilişkin sorulara verdiği yanıtlar şöyle: OSB’lerin yeşil dönüşümünde bugüne kadar alınan yol "Net sıfır emisyon hedefimizi 2053 yılı için ortaya koyduk ve sanayimizi, üretim altyapımızı ve ticaret anlayışımızı dönüştürüyoruz.
Organize sanayi bölgelerimiz bu dönüşümün en kritik yapı taşlarıdır.
Son yıllarda atılan adımlara baktığımızda, Türkiye olarak doğru yönde, kararlı bir ilerleme içinde olduğumuzu görüyorum.
Yeşil OSB Sertifikasyon Sistemi, bu vizyonun sahaya yansıyan çok somut bir göstergesidir.
Elbette bu süreç kısa sürede tamamlanabilecek bir dönüşüm değil.
Finansman, altyapı ve bölgesel farklılıklar gibi bazı zorluklar var.
Ancak genel resme baktığımızda, Türkiye’nin yeşil sanayi yolculuğunda güçlü bir irade ortaya koyduğunu ve önemli bir mesafe aldığını memnuniyetle söyleyebilirim.
Yeşil dönüşümün hızı ve niteliği Bugün itibarıyla 27 OSB’nin Yeşil OSB Belgesi almış olması, sürecin ne kadar hızlı ilerlediğini açıkça gösteriyor.
Kısa sayılabilecek bir zaman diliminde faaliyetteki OSB’lerin yaklaşık yüzde 8’inin Yeşil OSB Belgesi alması son derece kıymetlidir.
Ancak her OSB’nin teknik altyapısı, yatırım kapasitesi ve sektör yapısı farklı olduğu için dönüşüm hızlarında da doğal farklılıklar yaşanıyor.
Nitelik açısından baktığımızda ise, belirlenen kriterlerin OSB’leri ortak bir kalite standardına taşıdığını görüyoruz.
Enerji verimliliği, atık yönetimi, karbon ayak izinin izlenmesi, çevreye duyarlı üretim süreçlerinin yaygınlaştırılması gibi başlıklarda önemli bir bilinç oluştu.
Bugün Yeşil OSB olmak, sadece bir belge almak değil; aynı zamanda yeni bir yönetim anlayışını ve üretim kültürünü benimsemek anlamına geliyor.
Benim en büyük beklentim, bu sürecin giderek derinleşmesi ve nitelik kazanmasıdır.
Önümüzdeki dönemde dijitalleşmenin de bu dönüşümün ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle Yeşil OSB’lerin çok daha güçlü bir yapıya kavuşacağına inanıyorum.
Paydaşlara düşen roller Yeşil dönüşüm, tek bir kurumun veya tek bir aktörün başarabileceği bir süreç değildir.
Bu, topyekûn bir iş birliği meselesidir.
Kamu, OSB yönetimleri ve sanayiciler el ele vermeden kalıcı ve güçlü bir dönüşüm sağlanamaz.
Kamu tarafı; vizyonu ortaya koyan, yol haritasını çizen ve finansman mekanizmalarını destekleyen bir rol üstleniyor.
OSB yönetimlerine ise bu vizyonu sahada hayata geçirmek, sanayicisini yönlendirmek, altyapıyı güçlendirmek ve dönüşüm sürecini şeffaflıkla yönetmek gibi çok önemli sorumluluklar düşüyor.
Firmalar da içselleştirmeli Aslında Yeşil OSB kavramı, sadece OSB Yönetiminin çabalarına indirgenemeyecek kadar üst çerçevede ele alınmalıdır.
OSB’de faaliyet gösteren firmalarımızın da yeşil dönüşümü içselleştirmesi ve topyekûn bir dönüşümün kilit taşlarının döşenmesi, yeni güncellerimizden biri olmalıdır.
Diğer bir deyişle, sanayicilerimiz de bu sürecin en temel aktörleridir.
Firmalarımız enerji ve kaynak verimliliğine yatırım yaptıkça, çevre dostu üretim süreçlerini benimsedikçe ve yenilenebilir enerji kullanımını artırdıkça Yeşil OSB vizyonu gerçek anlamda karşılık bulacaktır.
Yeşil dönüşüm, sanayici için bir yük değil; aksine geleceğe yapılan en güçlü yatırımdır.
Ankara Sanayi Odası olarak, üye firmalarımızı yeşil dönüşüme yönlendirmek ve onların bu sürece uyumunu tespit etmek amacıyla farklı konularda çalışmalar yapıyoruz.
Yeşil OSB’lerin Türkiye’nin küresel rekabet gücüne katkısı Artık dünyada rekabet sadece fiyat ve kalite üzerinden yürümüyor.
Çevreye duyarlılık, karbon salımı, sürdürülebilirlik ve kaynak verimliliği de ihracatta belirleyici unsurlar haline geldi.
Yeşil OSB’ler, Türkiye’nin bu yeni rekabet düzenine güçlü bir şekilde uyum sağlamasını mümkün kılıyor.
Yeşil OSB’lerin yaygınlaşmasıyla birlikte işletmelerimizin enerji ve kaynak maliyetlerinde ciddi düşüşler oluyor.
Bu da doğrudan rekabet gücüne yansıyor.
Yabancı yatırımcılar açısından bakıldığında ise çevreci altyapıya sahip OSB’ler, çok önemli bir tercih sebebi haline geliyor.
Aynı zamanda yeşil üretim yapan firmalarımız, dış pazarlarda daha avantajlı bir konuma yükseliyor.
Kısacası Yeşil OSB’ler, hem maliyet avantajı sağlayan hem ihracatı güçlendiren hem de Türkiye’nin sürdürülebilirlik vizyonunu dünyaya gösteren çok stratejik bir araçtır.
OSB’lerin yeşil dönüşüm yolunda yol gösterici ve kolaylaştırıcı yaklaşımı sayesinde sanayimizin uluslararası standartlara yakınsaması, düzenleme ve vergilerden daha az etkilenmesi söz konusudur.
Yeşil dönüşüm hızını ve kapsayıcılığı nasıl artırırız?
Yeşil dönüşümün en önemli hızlandırıcı unsuru finansmandır.
Sanayicimizin bu alandaki yatırımlarını daha cesurca yapabilmesi için uygun kredi imkanları ve teşvik mekanizmaları büyük önem taşıyor.
Aynı zamanda bölgesel farklılıkları azaltacak altyapı yatırımlarının ve eğitim programlarının da daha güçlü şekilde desteklenmesi gerekir.
Öte yandan şunun da artık çok açık bir şekilde görülmesi gerekiyor: Yeşil dönüşüm, dijital dönüşümden ayrı düşünülemez.
Bugünün dünyasında ölçemediğiniz bir süreci sağlıklı yönetemezsiniz.
Dijital altyapılar güçlendikçe; enerji yönetimi, su kullanımı, atık takibi ve emisyon hesaplamaları çok daha etkin yapılabiliyor.
Bu da dönüşümün hızını ve kalitesini ciddi şekilde artırıyor.
Bu nedenle gelinen noktada yeşil dönüşümü tek başına ele almak yeterli değil.
Vizyonumuza dijital dönüşümü de ekleyerek ikiz dönüşüm temelinde hedeflerimize ilerlemeliyiz." ASO Başkanı Ardıç: Sanayide yazılım ve veri stratejik yatırıma dönüşmeliEkonomi