Haber Detayı
Birleşik Metal-İş: Eylem kararı alabiliriz
Metal İş Kolu’nda yürütülen toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlandı, süreç resmi arabuluculuğa taşındı. Birleşik Metal-İş, MESS’in tekliflerini “sefalet ücreti dayatması” olarak nitelendirdi.
Cumartesi günü toplanacak Toplu İş Sözleşmesi Kurulu’nun mücadele hattını belirlemesi bekleniyor.
Ulusal Kanal’da konuşan Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, süreci özetle şöyle anlattı: ‘MESS’İN TEKLİFLERİ İŞÇİ HAKLARINDA GERİYE DÖNÜŞ’ “13 Ekim’de ilk müzakere başladı, beş görüşme yapıldı.
Sendikamızın toplu sözleşme teklifi üzerindeki ekonomik ve idari maddeler görüşüldü ancak kabul görmeyen ekonomik taleplerimiz ve çalışma koşullarını iyileştirmeye dönük taleplerimiz oldu.
MESS'in karşı teklifleri ise işçi aleyhine kazanılmış hakları geriye götürecek nitelikte; toplu sözleşmenin 3 yıllık olması ve işçilerin kullanmış olduğu tamamlayıcı sağlık sigortası hakkının ortadan kaldırılması gibi teklifler getirdiler.
Bunların hiçbiri 8 Aralık’taki müzakerede kabul edilebilecek teklifler değildi; taleplerimiz karşısında sefalet ücreti dayatması öne çıktığı için uyuşmazlık zaptı tutuldu ve masadan kalktık. ‘HAKLAR ÇOCUĞUNUZA ÇİKOLATA ALAMAYACAĞINIZ DÜZEYDE’ “Toplu iş sözleşmesindeki izin yardımı, bayram ödenekleri, eğitim, çocuk ve yakacak yardımı gibi sosyal hakların yükseltilmesi talebimiz var.
Sosyal kalemler, TÜFE referans alınarak temsili düzeye geldi.
Örneğin bir izin ücreti, işçinin ailesiyle birlikte neredeyse bir uçak biletini bile alamayacağı seviyede; bayram ödeneği çocuklara bir elbise alıp eve gıda almaktan çok uzak.
Her ay ödenen çocuk parası, neredeyse çocuğunuza bir çikolata alamayacağınız seviyeye düşmüş durumda.
Bunların amacına uygun hale gelebilmesi için yüzde 150'nin üzerinde artış talep ediyoruz, MESS ise sosyal haklara sadece yüzde 25 yıllık artış öneriyor.
Bu, uyuşmazlığın temel maddelerinden biri. ‘YÜZDE 15 ÜZERİ VERGİYİ İŞVEREN KARŞILAMALI’ “Vergi dilimleri yeterince artırılmadığı için işçiler Mart/Nisan’da yüzde 15'lik dilimden yüzde 20'lik dilime, Haziran/Temmuz’da yüzde 27'lik dilime geçiyor; şu anda hemen hemen bütün işçiler yüzde 27'lik, daha kıdemli arkadaşlarımız yüzde 35'lik dilimde.
Bu toplu iş sözleşme döneminde yüzde 15'lik vergi diliminin üzerinin işveren tarafından karşılanmasını en temel taleplerimizden biri haline getirdik.
MESS bunu geçen dönemde kabul etmemişti, bu dönemde de buna yönelik herhangi bir teklifi olmadı.
Bu da uyuşmazlıklarımız içerisinde önemli başlıklardan birisi. ‘6 AY SONRAKİ DÖNEMLERDE REFAH PAYI ŞART’ “İşçilerin alım gücünün korunabilmesi için ilk 6 aylık ücret zamları ile sosyal haklara ilişkin artışların güncel koşullara uygun belirlenmesi gerekiyor. 2 yıllık toplu iş sözleşmesinde 2., 3. ve 4. altı aylık artışlar TÜİK'in sahte enflasyon rakamlarına bağlandığında ücretler aşağıya düşüyor, temel tüketim maddelerinin artışı ise enflasyonun çok üzerinde seyrediyor.
Bu nedenle ilk 6 ayı kritik görüyoruz.
Diğer 6 aylarda alım gücünün korunabilmesi için 2., 3. ve 4. altı aylarda TÜFE’nin açıkladığı 6 aylık enflasyonun yarısı kadar ilave refah payı talep ediyoruz.
MESS ise bu dönemlere hiçbir teklif sunmadı, buna karşın 3 yıllık sözleşme istiyor; bu da ücret artışı önermediği anlamına geliyor. ‘EMEĞİMİZLE ALAY EDEN TEKLİFLER’ “Bu beş görüşmede yapılan, mevcut hakları geriye götürecek karşı teklifler işçiler tarafından tepki ve hatta öfkeyle karşılandı.
Esnek çalışma modellerini genişleterek hakları daha da geriye götürecek önerilerde bulundular.
Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 30.000 TL'nin, yoksulluk sınırı 90.000 TL'nin üzerine çıkmışken, metal işçilerine adeta emeğiyle alay eden teklifler getirildi.
Metal sektörü demir çelikten otomotive, beyaz eşyadan makineye Türkiye ekonomisinin ve ihracatının lokomotif iş koludur; buna rağmen böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.
Resmi arabuluculuk süreci başladı; iki haftalık süreçte işçinin hakkını teslim edecek olumlu adımlar atılmazsa süreç grev kararları aşamasına gelecek, öncesinde de mutlaka eylemlerimiz ve demokratik tepkilerimiz olacak.” Cumartesi günü kurul toplanıyor “13 Aralık Cumartesi günü sendikamızın genel merkezinde merkez toplu sözleşme komisyonumuzu toplayacağız.” diyen Atar, şöyle devam etti: “Tüm işyerlerimizin temsilcileri ve şube yönetimleriyle kapalı örgüt içi bir toplantı yaparak süreci değerlendireceğiz ve önümüzdeki günlere ilişkin mücadele kararları alacağız.
Muhtemelen üretimden gelen gücün de kullanılacağı bölgelerde mitingler, yürüyüşler, kamuoyuna yönelik etkinlikler kararlaştırılacak ve bunlar MESS üzerinde baskı unsuru olacak.
Temsil ettiğimiz 11 bin üyemizin dahil olduğu yaklaşık 32 işletmede herkesin uygulayabileceği, örgütlü ve disiplinli bir şekilde hayata geçireceğimiz kararları alacağız ve önümüzdeki haftadan itibaren kararlı şekilde uygulayacağız. ‘YOKSULDAN ALIP ZENGİNE AKTARAN SÜREÇ YARATILDI’ “Siyasi iktidar, ekonomide son yıllarda uyguladığı yanlış reçeteler sonucunda işçiden alan, sermayeye aktaran; yoksuldan alıp zengine aktaran bir süreç yarattı.
Cumhuriyet tarihinin en adaletsiz gelir dağılımı ortaya çıktı ve orta vadeli programlarla ücretleri baskılandırarak reel ücretleri düşürmeye çalıştılar; şimdi de yaklaşık 160 bin metal işçisi üzerinde aynı projeyi uygulamaya çalışıyorlar.
Burada MESS'in, yerli ve yabancı sermaye tekellerinin ve ekonomi yönetiminin ortak bir birlikteliğini görüyoruz.
Ama Türkiye işçi sınıfı, başta metal işçileri, çok önemli mücadele birikimlerine ve deneyimlerine sahiptir.
Döktüğümüz alın terinin, ülke ekonomisinin büyümesine ve ihracata sunduğumuz katkının karşılığını mutlaka alacağız.
Haklıyız ve kazanacağız.”