Haber Detayı

İmamoğlu: NATO’yla ilişkileri büyütelim
Gündem aydinlik.com.tr
12/12/2025 00:00 (2 hafta önce)

İmamoğlu: NATO’yla ilişkileri büyütelim

Cumhurbaşkanlığı adaylığı geri plana itilen İmamoğlu, çareyi Batı’dan yardım çağrısında buldu. ABD merkezli Foreign Affairs’e yazdığı yazıda Türkiye’nin Avrasya’ya yöneliminden, Çin ve Rusya ile ilişkilerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi, Batı’ya tam bağlılık sözü verdi.

Tutuklu Ekrem İmamoğlu Amerika merkezli Foreign Affairs Dergisi’ne yazdı. “Türkiye'nin ikinci perdesi - Demokratik restorasyon ülke vatandaşlarına ve dünyaya neler sunuyor?” başlıklı yazıda Türkiye’nin Asya ile ilişkilerini azaltma, Batı’ya yönelme vaadini yineledi.

Hakkında açılan yolsuzluk davasının kendisine yönelik siyasi saldırı olduğunu öne süren İmamoğlu, iktidarı Batı’ya şikayet etti.

Hâlâ Cumhurbaşkanı adayı olduğunu söyleyen İmamoğlu, Saraçhane eylemlerini hatırlatarak “Onların cesareti sayesinde, demokratik yönetime, yetkin politika yapımına ve tutarlı dış ilişkilere dönüş yolu henüz kapanmış değil.” dedi.

Hükûmet’in dış politikasını ve ekonomi yönetimini eleştiren İmamoğlu “Bugün Türkiye, Batı finansmanı, Rus enerjisi ve Çin tedarik zincirlerine bağımlılık ağının içinde sıkışmış durumdadır.

Bu bağımlılıklar nedeniyle Türkiye, zaman zaman maliyetli kredileri, esnek olmayan uzun vadeli enerji anlaşmalarını ve şeffaf olmayan yatırım düzenlemelerini kabul etmek zorunda kalmaktadır.” dedi.

TAM YOL BATI Çözümü çöken Avrupa’da bulan İmamoğlu şöyle devam etti: “Türkiye'yi bu ağdan kurtarmanın kritik bir parçası, özellikle modernize edilmiş bir gümrük birliği yoluyla Avrupa ile daha yakın entegrasyon sağlamaktır.

Mevcut AB-Türkiye gümrük birliği 1995 yılında kurulmuştur ve sadece mal ticaretini kapsamaktadır.

Yeni bir anlaşma, hizmetler, kamu alımları, tarım ve dijital ticareti de kapsamalı ve Türkiye'yi veri yönetimi ve sürdürülebilirlik konusunda AB standartlarına uyumlu hale getirmelidir.” AVRASYA’YA YÖNELİMDEN RAHATSIZ Türkiye’nin dış politikasına eleştiriyi Avrasya’ya yönelimin başladığı yıllardan başlatan İmamoğlu, S-400 alınımını da ‘akılsızlık’ diye niteledi: “Son on yılda, Türkiye'nin dış politika kararları tutarsız, tepkisel ve giderek kişiselleşmiştir.

Her şeyden önce, bu kararlar yurt içindeki iktidarın konsolidasyonuna hizmet etmiş ve ulusal çıkarlarla mevcut liderliğin siyasi çıkarları arasında bir uçurum yaratmıştır.

Akılsızca hamleler, Türkiye'nin müttefikleri nezdindeki itibarını zedelemiştir.

Bunlar arasında 2019'da Rus S-400 füze sisteminin satın alınması; Finlandiya ve İsveç'in 2022 NATO üyelik başvurularını taleplerini dile getirmek için bir fırsat olarak kullanılması; Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne yönelik politikada ani değişiklikler yapılması, 2010'lu yıllarda bu ülkeleri kendinden uzaklaştırıp 2020'li yıllarda ise rotasını tersine çevirip yakınlaşma arayışına girmesi; AB üyelik süreciyle bağlantılı yargı ve düzenleyici reformların kademeli olarak terk edilmesi.

On yıllardır NATO, AB ve ABD portföylerini yöneten kıdemli diplomatların kenara itilmesi, diplomatik kadronun kurumsal hafızasını ve istikrarlı rehberliğini yok etti.

SUÇLU BATI DEĞİL TÜRKİYE’YMİŞ “Bu doğaçlama yaklaşım, Türkiye'yi AB ortaklarından izole etti, ABD ile ilişkileri gerginleştirdi ve NATO'da Türkiye'nin uzun vadeli güvenilirliği konusunda şüpheler uyandırdı.” RUSYA VE ÇİN’LE İLİŞKİLER ŞEFFAF DEĞİLMİŞ “Türkiye'nin Rusya ve Çin ile ilişkilerini sürdürmesi gerekli olmaya devam edecek, ancak bu ilişkiler şeffaf ve kurumsal kanallar aracılığıyla yürütülmelidir.

Liderler arası pazarlıklar ve gayriresmi anlaşmalara dayanan mevcut yaklaşım, belirsiz taahhütlere yol açmış, ilişkileri krize açık hale getirmiş ve Türkiye'yi baskıya karşı savunmasız bırakmıştır.

Türkiye, enerji nakli, terörle mücadele, turizm ve Avrasya'da ticaret koridorlarının genişletilmesi gibi çıkarların gerçekten örtüştüğü alanlarda ve bölgesel kriz yönetiminde Moskova ve Pekin ile işbirliği yapmalıdır.

Ancak transatlantik ittifak, insan hakları, dijital gözetim normları gibi konularda Türkiye'nin çıkarları Rusya ve Çin'inkinden farklıdır.

Net bir bölünme, Türkiye'nin bir alanda tavizler karşılığında başka bir alanda işbirliği talep eden paket anlaşmalara itilmesini önlemeye yardımcı olabilir.” Doğu Akdeniz’deki tehditleri görmezden gelen İmamoğlu, burada çözümü de Avrupa’da aradı: “Türkiye, Akdeniz ve Orta Doğu'daki uzun süredir devam eden sorunları çözmek için AB ile yapıcı bir şekilde işbirliği yapmalıdır.

Bu sorunlar arasında, hem Kıbrıs Rum yönetimi hem de geçmişteki Kıbrıs Türk yönetiminin tek taraflı eylemleri ve Yunan tarafının sert söylemleri nedeniyle görüşmelerin donduğu Kıbrıs'ta adil ve uygulanabilir bir çözüm bulunması da yer almaktadır. ‘TÜRK YASALARI AB’YE GÖRE DEĞİŞMELİ’ “Son olarak, Türkiye Avrupa hukukuna uyum sürecini yeniden başlatmalıdır.

Türkiye'nin yargı yetkisini kabul ettiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına uyumu bir parlamento organı izlemelidir.

Bu organ, Türk yasalarını AB yasaları ve standartlarıyla uyumlu hale getirecek ve AB üyelik sürecinin bir parçası olan kriterleri karşılayacak mevzuatı da denetlemelidir.

Bu adımlar Avrupa'ya taviz vermek değildir.

Türkiye'nin kendi demokrasisi ve modernleşmesine yapılan yatırımlardır.” İmamoğlu, Batı’dan iktidar desteği mesajıyla bitirdi: “Ülkenin bir sonraki bölümü yenilenmeyle dolu olabilir.

Demokrasisini yeniden tesis edip dış politikasına yetkinlik ve tutarlılık kazandırabilirse, Türkiye coğrafyası ve tarihinin kendisine sağladığı imkanlarla yeniden eski konumuna kavuşabilir: küresel erişime sahip bir Avrupa gücü, transatlantik ittifakın vazgeçilmez bir üyesi ve Batılı müttefiklerini küresel Güney'deki ortaklarıyla bağlayan bir ticaret, enerji ve diplomasi merkezi.”

İlgili Sitenin Haberleri