Haber Detayı

Türkiye, COP31 yolunda iklim diplomasisini güçlendiriyor
Gündem ulusal.com.tr
12/12/2025 14:37 (2 hafta önce)

Türkiye, COP31 yolunda iklim diplomasisini güçlendiriyor

İstanbul’da "COP30'un Ardından Türkiye'de İklim Eylemi Farkındalık Artırma Konferansı” düzenlendi.

Avrupa Birliği (AB) finansmanı desteğiyle Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye yürütücülüğünde ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığının nihai faydalanıcılığında yürütülen Türkiye'de Yerel İklim Eylemi İçin AB Ortaklığı Projesi, kritik bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Şişli'de bir otelde gerçekleşen "COP30'un Ardından Türkiye'de İklim Eylemi Farkındalık Artırma Konferansı", 30.

Taraflar Konferansı (COP30) sonrasında Türkiye'deki iklim eylemi farkındalığını artırmayı ve küresel müzakerelerin ulusal politikalara etkilerini masaya yatırmayı amaçladı.

YENİ REKORLAR KAÇINILMAZ Konferansın açılış konuşmasını yapan İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak, COP30 sonrası küresel iklim gündemindeki gelişmeleri bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmek için bir araya geldiklerini belirtti.

Solak, iklim değişikliğinin etkilerinin, aşırı sıcaklıklar, uzun süreli kuraklık, ani ve şiddetli yağışlar, su stresi, orman yangınları ve afet riskleri aracılığıyla günlük yaşamın somut bir parçası haline geldiğini kaydetti.

Dünya Meteoroloji Örgütü'nün son verilerine atıfta bulunan Solak, küresel ortalama sıcaklık artışının tarihsel eşiğe tehlikeli düzeyde yaklaştığını ve mevcut eğilim sürerse yeni rekorların kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Solak, "Dünya Meteoroloji Örgütünün son değerlendirmeleri küresel ortalama sıcaklık artışının tarihsel eşiğe tehlikeli biçimde yaklaştığını ve mevcut eğilimin devam etmesi halinde yeni rekorların kaçınılmaz olduğunu ortaya koymakta. 2024 yılı tarihteki en sıcak yılı oldu ve sıcaklık artışı 1,55 derece olarak gerçekleşti.

Sadece sıcaklık değil tüm iklim parametrelerinde ne yazık ki rekorların kırıldığı yılları, süreçleri yaşıyoruz." şeklinde konuştu.

Uluslararası düzeyde alınan kararların ulusal politikalara, ulusal stratejilerin de yerelde uygulanabilir çözümlere dönüşmesinin, ülkeler açısından stratejik bir zorunluluk teşkil ettiğini belirten Solak, COP30 müzakerelerine ilişkin değerlendirmelerini paylaştı.

Solak, "Bu çerçevede COP30 Belem'de, özellikle iklim finansmanı, uyum, adil dönüşüm, cinsiyet ve ticaretle bağlantılı önlemler başlıklarında yoğun, zaman zaman zorlu ancak yön belirleyici müzakereler gerçekleşmiştir." dedi.

Tartışmaların, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını, finansmana erişimi, uygulama kapasitesini ve sosyal boyutu daha güçlü ele alma gerekliliğini net bir şekilde ortaya koyduğunu ekledi.

Solak, COP30'un, iklim müzakerelerinde kararların artık niyet düzeyinde kalamayacağını; bilimsel bulgularla uyumlu, sahada karşılığı olan ve ölçülebilir uygulama zeminine taşınmasının zorunlu hale geldiğini kesin biçimde teyit ettiğini vurguladı.

COP 30’DAN ÇIKAN UYUMLU SONUÇLAR İklim finansmanının COP30'un merkezi konularından biri olduğunu belirten Solak, küresel uyum hedefi kapsamında uzun süredir beklenen gösterge listesinin de burada kabul edildiğini hatırlattı.

Yaklaşık 60 göstergeden oluşan bu çerçevenin; finansman, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme gibi uygulama araçlarının yanı sıra, toplumsal kırılganlıkları, cinsiyet eşitliğini ve insan hakları boyutlarını da kapsadığını aktardı.

Ayrıca, adil dönüşüm mekanizmasının kurulması kararının, teknik işbirliği, kapasite geliştirme ve politika paylaşımı açısından önemli bir başlangıç olduğunu belirtti.

Solak, kabul edilen bu göstergeler çerçevesinde devam eden belirsizliklere işaret ederek şunları kaydetti: "Bununla birlikte listenin ulusal raporlama sistemlerine entegrasyonu ve uygulanabilirliği konusunda bazı belirsizliklerin devam ettiği, bu göstergelerin 2027 ve 2.

Küresel Durum Değerlendirmesi sürecinde yeniden ele alınmasının kritik önemde olduğu görülmektedir." 1,5 derece hedefinin başarılması için ulusal katkı beyanlarının uygulanmasının hızlandırılması ve adil dönüşümün kilit başlıklar olduğunu vurgulayan Solak, buna yönelik olarak 1,5 derece hedefi için Belem misyonu ve küresel uygulamanın hızlandırılması girişimlerinin başlatılmasına karar verildiğini aktardı.

Solak, iklim-ticaret bağlantısının da hassas bir alan olduğunu belirterek, Sınırda Karbon Düzenlemeleri ve ticaret önlemleri kapsamında 3 ayrı diyalog sürecinin başlatıldığını ve 2028'de üst düzey bir değerlendirme yapılmasının kararlaştırıldığını ifade etti.

Solak, cinsiyet eylem planının kabulünün ise iklim politikalarının sosyal boyutunun güçlendirilmesi açısından COP30'un en somut ve olumlu sonuçlarından biri olduğunu dile getirdi.

COP31 TÜRKİYE İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLACAK Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşecek olan COP31'in, COP 30'da başlatılan süreçlerin somut sonuçlara dönüştürüleceği kritik bir eşik olduğunu belirten Solak, gelecek dönem hedeflerini açıkladı: "COP31, uyum göstergelerinin ulusal koşullara ve kurumsal yapılara uyarlanarak somut, ölçülebilir ve izlenebilir sistemler haline getirilmesi, iklim finansmanının şeffaflık, öngörülebilirlik ve erişilebilirlik temelinde daha net ve güvenilir bir zemine oturtulması, adil dönüşümün ve iklim politikalarının sosyal boyutunun yerel düzeyde kırılgan grupları gözeten uygulamalarla sahaya yansıması açısından belirleyici bir dönüm noktası olacaktır." Solak, bu sürecin Türkiye için sadece başarılı bir organizasyon yeteneğinin göstergesi değil, aynı zamanda iklim diplomasisinde çözüm üreten, uzlaşmayı teşvik eden ve uygulamayı önceliklendiren bir ülke profilinin daha da güçlendirilmesi anlamına geleceğini belirtti.

Türkiye'nin, iklim politikalarının sadece müzakere masalarında değil, sahada, şehirlerde ve yerelde karşılık bulması gerektiğine güçlü bir vurgu yaptığını ifade eden Solak, COP31'e giden yolda yalnızca teknik ve diplomatik hazırlıklar değil, toplumun tüm kesimlerine yayılan kalıcı bir kurumsal ve toplumsal farkındalık zemini oluşturmayı amaçladıklarını söyledi.

Konferansa, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Monica Merino ve AB Türkiye Delegasyonu Mali İş Birliği Bölüm Başkanı Maria Luisa Wyganowski'nin yanı sıra büyükelçiler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve akademisyenler de katılım sağladı.

Açılışın ardından konferans, "Türkiye'nin COP30 Yolculuğu ve Ulusal İklim Gündemi", "Yeşil Dönüşümün Finansmanı-Ulusal ve Uluslararası Kuruluşların COP30 Sonrası Yaklaşımları" ve "Toplum için İklim Eylemi-Sivil Toplumun ve Uluslararası Kuruluşların Rolü" başlıkları altındaki panellerle gün boyu devam etti.

İlgili Sitenin Haberleri